Tarih: 17.01.2025 09:43

Ezan sesi güzel olanlar tarafından makamıyla okunur!

Facebook Twitter Linked-in

Ezan sesi güzel olanlar tarafından makamıyla okunur!

Birilerine samimi olarak bir soru sormak isteriz… 

Sorumuz şu; içimizden kaç kişi cırtlak bir ses, kulak tırmalayan bir ses ve gerçek anlamda insan kulağının alışkın olmadığı bir yükseklikte ki ses oranına sahip olarak söylenilen ve hiç hoşa gitmeyen ve nahoş bir üslup ile okunan bir şarkıyı, seslendirmeyi, çağrıyı dinler? 

Samimi olarak “ben dinlerim” diyenler var ise gelsinler yanıma, onlara diledikleri kadar bu tarzda bir şeyler dinletebilirim. 

Hem de günde 5 defa.

Değerli bir hocamız, geçenlerde; yüksek sesle ve ahenk denilen uyum kavramından uzak, makamsız ve olması gerektiğinden daha fazla bir ses yüksekliği dışında, namaz ibadetimizin çağrı davetinin iletildiği minarelerimizden, günde 5 defa seslendirilen ezanımız hakkında bir çağrıda bulunmuş.  

Ne demiş hocamız?

Demiş ki; arkadaşlar, ezan layık olduğu bir şekilde makamında ve ses düzeyi ayarlı olarak halkımıza sunulmalıdır.

Dinleyenleri mest ederek ilahi dinimize karşı muhabbetlerini artıracak düzeyde ve namaz ibadetimizin ifası açısından bu ilahi emri yüreğimizde hissettirecek bir şekilde olmalıdır demiş.

Başka ne demiş?

Demiş ki; ehli olmayan dillerden ve ehli olmayan bazı şahısların ağzından çıkan bu emir, bilinçsiz bir şekilde dinlenilebilinecek ses düzeyinin dışına çıkarıldığı için rahatsızlık verecek bir seviyeye, ses kirliliği ve gürültü sınırına gelmiştir demiş.

Dolayısıyla bu kutsal çağrı vasıfsız ve bilinçsiz bir takım kişilerin usulünün dışında takındıkları bu tutum yüzünden, rast gele okunduğu için amacının dışına çıkarak insanları rahatsız etmeye başlamıştır demiş.

Eeee doğru demiş ne var bunda?

Bu sesi dinleyen bırakın yabancı turisti, biz bile kızarak yeri geldiği zaman tepkimizi dile getirmiyor muyuz?

Harika bir dinimiz var ve bu dinimizi tüm dünyaya, genellikle ilahi bir huşu içerisinde dinlediğimiz ezanımız sayesinde yaymadık mı? Makamıyla ve ahengiyle okunan ezanımız ve ayetlerimiz ile birlikte gönül hoşnutluğu yaşayarak, bu ilahi dünyanın ruhaniyetinde kaybolmadık mı?

O zaman şimdi bu ses düzeyini çırtlak bir tonla bozanlara karşı tepkisini dile getirdi diye bu değerli hocamızı tabiri caiz ise aforoz etmek kimin haddine?

Alem uzayda yeni yaşam alanlarının keşfi ve daha rahat bir gelecek çalışması içerisinde gayret edip, her türlü imkanı kullanırken; bizler halen daha içimizdeki bir takım kendini bilmez ve cahil beyin yapılarıyla insanların duygularını sömüren, din tüccarlarının karalamalarıyla uğraşmaktayız. 

Adamcağız doğrusunu söylemiş, insan kulağının işittiğinden çok daha fazla oranda ayarsız bir şekilde okunan ve hiç de hoş olmayan bir üslupla bağıra bağıra bizlere dinlettirilen şey ezan değil, gürültü kirliliğidir. 

Kaldı ki bu durumu teyit eden kamu makamı da diyanet işleri başkanlığının ta kendisidir.

Allah aşkına kendimize gelelim.

Camide namaz kılan insanın, cami çıkışında namaz kılmayan birisinden sadaka vererek dua beklemesi kadar yanlış olan bu tutumlarımızdan, oruçlu iken denize girdiğimizde kıçımıza su kaçarsa orucumuz bozulur mu gibi gerçekten saçma sapan düşüncelerimizden vaz geçelim ve özümüze dönerek artık kendimize gelelim.

Çok basit bir oyunu dahi kurallarına dikkat ederek oynayan biz, yediğimiz veya içtiğimiz her şeyimize harfiyen dikkat eden biz, hatta ve hatta çok basit alışkanlıklarımıza dahi kurallar koyan biz; böylesi ilahi bir emrin davetini bizlere duyuran görevin ifasına hiç önem vermeden ve öylesine bir yaklaşım sergileyerek nasıl kayıtsız kalabiliriz, sessiz kalabiliriz ki?

Hocamız doğrusunu yaparak bir kez daha asli vazifesi olan eğitimciliğini göstermiştir. Teşekkür ederek saygımızı göstereceğimiz yerde, hakaret vari düşünce yaklaşımı göstermek de neyin nesi? 

Yoksa bu tutumun altında başka bir şey mi arayalım?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —