10108,67%0,31
35,78% -0,02
37,37% 0,23
3189,74% 0,61
5068,03% 0,00
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, eş-Şark News'e verdiği röportajda Suudi Arabistan ile koordinasyonun ‘yüksek seviyelere ulaştığını’ söyledi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ‘bölgesel düzeyde değişim için büyük fırsatlara kapı açtığını’ söyledi. Fidan, Suudi Arabistan ile Suriye de dahil olmak üzere birçok konuda koordinasyonun ‘yüksek seviyelere ulaştığını’ vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın Eş-Şark News'ten aktardığı röportaja göre Fidan şunları söyledi: “Önemli bir bölgesel oyuncu olarak Türkiye, Suriye halkı ve tüm bölge için güvenli ve istikrarlı bir gelecek sağlamaya odaklanarak komşu ülkeler ve büyük ülkelerle ortaklaşa çalışarak bölgede istikrarı teşvik etmeye çalışmaktadır.”
Suriye krizinin ‘iç savaşın 14 yıldır sürmesi ve bölgesel güvenliği derinden etkilemesi nedeniyle bölgenin modern zamanlarda gördüğü en karmaşık krizlerden biri olduğunu’ belirten Fidan, “Çatışmanın son yılları, istikrarın sağlanmasına yönelik daha etkili bir yaklaşım gerektiren donmuş bir savaş oldu” dedi.
Fidan, Türkiye'nin Suriye rejiminin çökmesi ve Şam'da yeni bir yönetimin ortaya çıkmasının ‘sadece Suriye için değil tüm bölge için olumlu bir dönüm noktası olabileceğine’ inandığını söyledi. Ayrıca bu gelişmenin, bölgesel çatışmaları sona erdirecek ve istikrarı destekleyecek sürdürülebilir bir siyasi çözümün önünü açacağını kaydetti.
Suudi-Türk koordinasyonu
Suriye'ye ilişkin Suudi-Türk koordinasyonu konusunda ise Fidan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile özellikle Suriye'de istikrarın sağlanması için alınabilecek tedbirlere ilişkin konularda sürekli iletişim halinde olduklarını vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan ile Riyad'da (SPA)
Fidan, “Ürdün'deki Akabe ve Mısır'daki Kahire zirveleri gibi bölgesel zirvelerde iki ülke arasındaki koordinasyon yüksek seviyelere ulaştı. Türkiye ve Suudi Arabistan, Suriye konusunda aynı vizyonu paylaşıyor ve bu alanda aralarında büyük farklılıklar yok” ifadelerini kullandı.
Fidan, ülkesinin ‘komşu ülkeler, Avrupa Birliği (AB) ve ABD de dahil olmak üzere Suriye'deki tüm aktörlerle iletişim kurmaya çalıştığını’ vurguladı. Ankara'nın Suriye'nin yeniden inşasına ve siyasi istikrarına katkıda bulunmak için Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Ürdün gibi bir grup Arap ülkesiyle yakın bir şekilde çalıştığını söyledi.
Aralarında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın da bulunduğu Avrupalı yetkililerle, bu koordinasyonun bir parçası olarak Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasının ele alındığı toplantılardan söz etti. Fidan, “İnsani yardımların sınır ötesine ulaştırılmasını kolaylaştırmak amacıyla ulaşım, enerji ve sağlık gibi çeşitli alanlarda iç koordinasyon mekanizmaları kuruldu. Zira Suriye'deki istikrar bizim için hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı Şam'daki Halk Sarayı'nda kabul etti.
Türkiye’nin ‘yeni Suriye hükümetinin yerine getirmesi gereken bir dizi mesele üzerine uluslararası toplumla koordinasyon halinde’ çalıştığını ifade eden Fidan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar arasında Suriye'deki yeni yönetimin artık bölge için bir tehdit teşkil edecek yapıda olmaması, DEAŞ ve PKK başta olmak üzere terörizme asla yer verilmemesi, ülkedeki azınlıklara iyi muamele edilmesi, kapsayıcı bir hükümet kurulması ve ülkenin toprak bütünlüğünün, siyasi egemenliğinin tam olarak sağlanması yer alıyor. Biz kendimiz için özel bir şey istemiyoruz. Suriye'nin halkının umutlarını gerçekleştirmesini ve bölgenin istikrarına katkıda bulunmasını istiyoruz.”
Suriye krizinden çıkarılan dersler
Türkiye'nin Suriye krizinden ne gibi dersler çıkardığı sorulduğunda Fidan, akılda tutulması gereken en büyük derslerden birinin bölgedeki hükümetlerin istikrara kavuşturulması ve çatışmaları körüklemeye devam eden ve halklarının refahı pahasına dar çıkarlar peşinde koşan rejimlerin varlığına izin verilmemesi gerektiği olduğunu söyledi.
Fidan, “En büyük zorluklardan biri yabancı güçlerin bölgenin işlerine karışması, özellikle de dar çıkarlar için otokratik rejimlerin desteklenmesi oldu ve bu da krizleri şiddetlendirdi” dedi.
Fidan, Türkiye'nin Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Mısır gibi ülkelerle iş birliği içinde, bölgede barış ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için daha fazla çatışmanın önlenmesini ve bölge ülkeleri arasında iş birliğinin teşvik edilmesini amaçlayan politikalar üzerinde çalıştığını vurguladı.
Washington üzerinde ‘baskı’
ABD'nin Suriye politikası konusundaki bazı farklılıklara rağmen Türkiye'nin yeni ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle en üst düzeyde iş birliğini sürdüreceğini ifade eden Fidan, “En büyük zorluklardan biri ABD'nin, Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü PKK’nın bir parçası olan Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) verdiği destekti” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor. (AP)
Fidan, “Türkiye, Suriye'de terörle bağlantılı hiçbir grubun desteklenmesini kabul edemez. ABD'ye bu alandaki politikasını değiştirmesi için baskı yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşü
Suriye'de devam eden çatışmalar nedeniyle Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteciler konusuna da değinen Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki koşullar düzeldiğinde bu mültecilerin ülkelerine dönmeleri için uygun koşulları sağlamaya çalıştığını vurguladı. “Mültecileri zorla geri göndermiyoruz; güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için gerekli koşulları sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
İsrail'in provokasyonu konusunda ‘endişeliyiz’
Fidan, Türkiye'nin İsrail'in Suriye'nin bazı bölgelerindeki varlığından, özellikle de yeni Suriye hükümetinin kimseye tehdit oluşturmayacağını ilan ettiği bir dönemde İsrail'in askeri faaliyetlerinin artmasından ‘endişe duyduğunu’ vurguladı. “İsrail'in askeri hareketleri bir provokasyondur” diyen Fidan, Türkiye ile Suudi Arabistan ve Mısır gibi bölge ülkelerinin bu politikaları reddettiğini kaydetti.
İran'la ilgili olarak Fidan, Türkiye'nin Suriye rejiminin devrilmesinden sonra ilişkileri geliştirmek için bir fırsat gördüğünü, İran'ın Suriye'deki varlığının azalmasının iki ülke arasındaki gerilimi azaltmaya yardımcı olabileceğini söyledi. “Bu fırsat gelecekte Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine katkıda bulunabilir” diyen Fidan, Suriye'deki durumun karmaşık olmaya devam ettiğini belirtti.
Rusya konusunda ise Fidan, Rusya'nın Suriye meselesinde önemli bir rol oynadığını, ancak Esed rejimini desteklediği geçmişte olduğu gibi Türkiye'yi olumsuz etkileyecek bir konumda olmadığını söyledi. Fidan, “Rusya, Esed sonrası dönemde Suriye ile yeni ilişkiler kurma konusunda kararlı. Biz de bu sürece katkıda bulunmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evine dönmesine izin verilmesini bekleyen Filistinli bir kadın (Reuters)
Türkiye'nin sınırlarının güvenliğinin sağlanması, terörle mücadele ve Suriye'deki azınlıkların haklarının korunması da dâhil olmak üzere Suriye'de gelecekte karşılaşacağı zorlukları kabul eden Fidan, “Türkiye, Suriye'nin ve bir bütün olarak bölgenin istikrara kavuşması için bölgesel ve uluslararası ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirmeye devam edecektir” dedi.
Gazze trajedisinin tekrarlanmaması için iki devletli çözüm
Fidan, Gazze Şeridi ile ilgili olarak ise “Filistinlilerin bağımsız ve egemen bir Filistin devletine yönelik umutları gerçekleşmediği sürece trajedinin tekrarlanmayacağının garantisi yok” dedi. “Ateşkes anlaşmasına uzun zaman önce varılabilirdi” diyen Fidan, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar'ın ateşkesteki rolünü överek bunun ‘Filistinlilerin çektiği acıların sona erdirilmesinde ilk aşama’ olduğunu kaydetti. Fidan, ‘bu savaşın tekrarlanmaması için acil olarak’ iki devletli bir çözüme doğru ilerlenmesi gerektiğini vurguladı.