Gazze için birlik çağrısı: Zulme son vermek için vahdet şart

Siirt'te 'Gazze Ölüyor, Ayağa Kalk!' çağrısıyla düzenlenen etkinlik sonrasında, İLKHA'ya konuşan vatandaşlar, akademisyenler ve Sivil Toplum Temsilcileri, siyonist rejimin soykırım politikalarına karşı uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmacılar, Gazze’nin tüm insanlığın meselesi olduğunu belirterek, maddi yardımların ötesinde birlik ve vahdet çağrısıyla zulmün durdurulması gerektiğini ifade ettiler.

Siirt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammed Şerif Kahraman, Gazze’nin tüm insanlığın meselesi olduğunu belirterek,"Gazze, tüm insanlığın meselesi olmalı. Müslüman isek, din kardeşimize yapılan bir zulüm; hümanist isen kan, gözyaşı ve ölüm, seküler isen Türkiye sıradaki bölüm, emperyalistleri ise bu saldırıya maruz kalacaklarını göz ardı etmemeliyiz. İmkanınız varsa bağış yapın, imkanı olmayan da bu yardımların Gazze’ye selametle ulaşması için dua etsin. Zulmün durması adına muktedir kişiler en güçlü sesleriyle duruş sergilemeli." şeklinde konuştu.

Konuşmasının devamında, Endülüs’ün son halifesi Ebu Abdullah Endülüslü’nün hatırasına değinen Kahraman, "Eskiden annesi ona 'erkekler gibi savaşmadan, şimdi kadınlar gibi gözyaşı döküyorsun' demişti. Bugün ise Gazze’de, müminler, Müslümanlar ve mücahitler erkekler gibi cihat ediyor. Biz ise kadınlar gibi ağlamayı beceremiyoruz. İnsanlığımızdan utanmalıyız." dedi

"Zulme son vermek için vahdet şart"

ÖĞ-DER Siirt Şube Başkanı Murat Kalkan ise yaptığı değerlendirmede, kınama ve protesto eylemlerinin tek başına yeterli olmadığını belirterek, "Kınamalar ve bu mitingler elbet kitleleri harekete geçirmek için yapılan bir araçtır. Fakat 1948’den bu yana süregelen zulme, bir buçuk yıldır devam eden acıya rağmen hâlâ kınamalar ve protestolarla dur demeye çalışıyoruz. Artık temcit pilavına döndü. Rahmetli Erbakan’ın defalarca belirttiği gibi; israil sadece güçten anlar. İslami ordunun vücuda gelme ve hareket etme zamanı çoktan geçti. Birlik, tevhit ve vahdet tek kurtuluş reçetesidir. Allah Müslümanları uyandırsın." dedi.

Kalkan, kınamanın ötesinde fiili harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.

"Müslümanlar olarak caydırıcı güç inşa etmeliyiz"

Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Karakuş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "israil dediğimiz o Yahudi siyonist millet, tarih boyunca pek çok katliam ve soykırıma imza attı. Allah, zaman zaman belalarını da verdi; Kur'an’da açıkça belirtildiği gibi onlar görevlerini yapıyorlar. Ancak bu sistemde her şey, bireysel olarak camiden çıkıp, kendi nefsimize dikkat etmemizle başlar. Biz bir binanın tuğlaları gibiydik; eksik kalan her parça binanın dayanıklılığını düşürür. Ekonomik, siyasi ve teknolojik güçlerimizi çalışmaya dönüştürmeliyiz. Düşmanlarımıza karşı caydırıcı gücümüzü oluşturmalıyız. Bugün durumumuz, uyuklamak ve tembellik yapmanın cezasını çektiğimizin en açık göstergesidir."

“Gazze’deki zulmün sona ermesi için birlik şart”

Mavi Marmara şehidi İbrahim Bilgen’in oğlu Yusuf Bilgen, son ateşkes anlaşmasının bozulduğu ve israilin Gazze’yi yeniden bombaladığına değinerek, "Ne zaman tüm dünya Müslümanları birlik olursa kâfirlerin güçleri örümcek ağından farksız kalacaktır. Bu birlikteliği sağlamamız, Gazze’de zulmün son bulmasının anahtarıdır. İnşallah o günler yakındır." ifadelerini kullandı.

"Türkiye’nin duruşu Gazze’ye umut oluyor"

Etkinlikte konuşan Demokrat Parti Siirt İl Temsilcisi Murat Üçok, kınama ve protesto çağrılarına destek vererek, "Siyonist işgal rejiminin Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı kınıyoruz. Türkiye’den başka bu zulme karşı sesi yükselten bir güç bulunmuyor. Cumhurbaşkanımız, Filistin halkına maddi ve manevi destek vermeye devam ediyor. Türkiye halkının duyarlılığına güveniyorum; inşallah Gazze halkı zafere ulaşacaktır." ifadeleriyle konuştu. (İLKHA)