Tarih: 24.01.2025 11:21

Güney Kafkasya mücadelesinde YENİ BİR AŞAMA - BAKIN NE OLACAK

Facebook Twitter Linked-in

14 Ocak'ta Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ve eski ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Washington'daki ABD Dışişleri Bakanlığı binasında iki ülke arasında stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşmanın imzalanması öncesinde basın önünde konuşan Blinken, bu anlaşmanın iki ülke ilişkilerinde yeni bir aşamanın önünü açtığını vurguladı: "Bu anlaşma hem ülkelerimiz hem de bölge için hayırlıdır. İmzaladığımız stratejik ortaklık anlaşması daha güçlü, daha barışçıl, daha bağımsız bir Güney Kafkasya'ya katkıda bulunacaktır."

Blinken, ABD'nin önümüzdeki ay sınır güvenliği konusunda ortak çalışma yürütmek üzere Ermenistan'a özel bir sınır muhafız ekibi göndereceğini de belirterek, "Bu yöndeki ilgili çalışmaları güçlendireceğiz."

Üç gün sonra Rusya ve İran başkanları Vladimir Putin ve Masoud Pezeshkian Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşmasını imzaladılar. Tören Kremlin'deki görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Belgenin Moskova ile Tahran arasındaki ilişkileri yeni bir seviyeye çıkarması gerektiği bildiriliyor. Anlaşma aynı zamanda uzun vadede işbirliğinin daha da geliştirilmesi için yasal bir temel oluşturuyor. İki ülke yetkililerine göre anlaşma, savunma, terörle mücadele, enerji, finans, ulaştırma, sanayi, tarım, kültür, bilim ve teknoloji dahil tüm alanları kapsıyor.

Yerel ve uluslararası uzmanlar, imzalanan her iki belgenin de büyük güçlerin Kafkasya'daki konumlarını güçlendirme mücadelesinin bir göstergesi olduğuna inanıyor. Bu anlaşmaların bölgeye olumsuz etki yapacağı görüşünü paylaşan pek çok kişi var.

Şahin Jafarli/ Fotoğraf: pressklub.az · Mikroskop - Kısa, görsel, açıklayıcı

Şahin Caferli 

Ayna.az'ın konuyla ilgili sorularını yanıtlayan siyaset bilimci Şahin Caferli, konuyu abartmaya gerek olmadığını düşünüyor: "İmzalanan belgenin Washington ile Erivan arasında bir ittifak olarak sunulduğu doğru değil. Şimdilik bu bir stratejik ortaklık belgesi, spesifik bir askeri ittifaktan söz edilmiyor. Bu belge Ermenistan'ın güvenliğini garanti etmemektedir. Belgenin kendisi elbette Ermenistan için önemli ama ajitasyona gerek yok. Anlaşmanın önemi ne abartılmalı ne de küçümsenmelidir. Bu haliyle değerlendirirsek iki ülkenin her alanda işbirliğinin daha üst seviyeye taşındığı söylenebilir. Washington ile Erivan arasında imzalanan anlaşma Azerbaycan'a yönelik değil. Burada Azerbaycan için herhangi bir tehlike görmüyorum. Bazıları, Batı'nın Ermenistan'daki Rusya boşluğunu doldurmasının Azerbaycan için bir tehdit olduğunu söylüyor. Ancak bunun Azerbaycan'ın çıkarlarına bir tehdit oluşturmadığını düşünüyorum. Tam tersine bizim lehimize. Bölgede sürdürülebilir barışı ve ekonomik canlanmayı teşvik eden bir süreçtir. Aslında Rusya ve İran'a, özellikle de Rusya'ya yöneliktir.

Siyaset bilimci, ABD'nin sınır güvenliği konusunda Ermenistan'a özel bir grup göndereceği yönündeki açıklamanın önemli bir nokta olduğunu düşünüyor: "Doğru askeri bir heyetten mi yoksa sivil bir heyetten mi bahsettiğimiz tam olarak belli değil. Bu teknik bir detaydır. Ama gerçek şu ki ABD, Rusya ve İran'ın Ermenistan'daki nüfuz boşluğunu doldurmaya çalışıyor. Batı genel olarak Rusya'nın bölgedeki boşluklarını doldurma politikası izliyor. Aynı zamanda asıl mesele Washington'un Güney Kafkasya'ya olan ilgisinin artmasıdır. Artık bölgede Batı ile Rusya arasında ciddi bir rekabetin başladığı söylenebilir, hatta bu rekabetin sıcak safhasını da gözlemliyoruz."

Rusya ile İran arasındaki işbirliği anlaşmasına gelince, S. Jafarli'ye göre imzalanan belge, hem Orta Doğu'da hem de Ukrayna'da son dönemde yaşanan gelişmeler sonucunda ortaya çıktı: "Daha doğrusu Moskova ile Tahran arasında imzalanan anlaşma, ortaya çıkan bir belgedir. yeni küresel jeopolitik gerçekliklerden. Geçen yıl İran'ın çok ciddi darbeler aldığı biliniyor. Orta Doğu'da Tahran'ın desteklediği vekil gruplar İsrail tarafından büyük ölçüde ezildi. "Hizbullah" ve Hamas idam edildi, ağır darbeler indirildi. Aynı zamanda Suriye'de İran'ın desteklediği Beşar Esad rejimi devrildi. İran'ın Suriye ve Ortadoğu'daki mevzilerini kaybettiği söylenebilir. Bu konuda İran'ın ciddi bir dış desteğe ihtiyacı var. Bu destek Rusya örneğinde de görülmektedir. Ayrıca Rusya'nın durumu da pek iç açıcı değil. Rusya, Ukrayna'da son aylarda ilerleme kaydetmesine rağmen çok ciddi ekonomik kriz eğilimleri başladı ve küresel ölçekte konumu zayıfladı. Dolayısıyla Rusya ve İran'ın artık birbirlerine ihtiyacı var. İmzalanan belge de bu ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Batının baskısına maruz kalan her iki ülke de birbirine tutunarak ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak bu anlaşmayı abartmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Bu belge Tahran ile Moskova arasında bir ittifak belgesi değildir. Bu iki ülke arasında karşılıklı güvenin olması da mantıksız."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —