HASAN CEMAL YALAN SÖYLÜYOR
Prof. Dr. Süleyman Çelik
Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programına çıkan Hasan Cemal, “Cumhuriyet’in kurulmasıyla Kürtçe konuşmanın yasaklandığını, Türkçe bilmeyenlerin cezalandırıldığını, hatta ürünlerini satmak üzere ilçe pazarına gelen köylüler, Kürtçe konuşurlarsa mallarına el konulup kendilerinin tutuklandığını, bu yasağın Özal’a kadar sürdüğünü, Özal’ın bunu kaldırdığını” öne sürdü.
Ben Hasan Cemal ile aynı kuşaktanım. Son günlerde sık sık önümüze konulan BOP haritalarında ve Barzani’nin Rudaw TV’nin hava durumu haritası ile Papa’nın ziyareti onuruna bastırılan anı pulunun üzerindeki haritada, Kürdistan sınırları içinde gösterilen bir Doğu Anadolu kenti olan Malatyalıyım. Kürtlerle birlikte yaşadık, kız alıp verdik. Kürt akrabalarım var. Kirvem Kürt. Ki kirvelik Doğu’da çok önemli bir kurumdur. Amca, dayı kızı ile evlenilebilinir ama kirve kızı ile evlenilemez. Dahası Diyarbakır’da da yaşadım. Ziya Gökalp Lisesi’nde okudum. Ortaokulda aynı sırada oturduğum Kürt arkadaşımla hala arkadaşlığım sürüyor, görüşüyorum. Ve 80 yıldır yaşadıklarımla/ gördüklerimle biliyor ve iddia ediyorum ki Hasan Cemal ve benzerleri, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti karalamak amacıyla bilinçli olarak, utanmadan yalan söylemektedirler…
Cumhuriyet akıl ve bilim üzerine kurulmuştur. Dahi Kurucu’su, üniter bir ulus devletin yurttaşlarının ortak bir dile sahip olması gerektiğini, fakat bunun yasaklarla olmayacağını, eğitimle yaşama geçirilebileceğinin bilincindedir. Bu nedenle benim köyüme olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu’nun ve de ülkenin tüm köylerine Cumhuriyet, yasaklarla değil, okul olarak gelmiştir. Köyündeki ilkokulu bitirenlere parasız yatılı eğitim olanakları sağlamış, etnik kökenleri ne olursa olsun tüm çocuklar bu olanaklardan yararlanarak okumuş ve mesleklerinin zirvelerine kadar yükselerek vali olmuşlar, general olmuşlar, profesör olmuşlar, bakan olmuşlar, başbakan, hatta cumhurbaşkanı olmuşlardır. Fakat Kurucu’dan sonra emperyalistlere teslim olanlar, eğitimi Amerikalılara bırakmışlar, onlar da milli eğitimi gayrı millileştirmiş, vatanına ve milletine düşman ajanlar yetiştirmiştir. Bunlarla da yetinmemiş, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olan iktidar sahipleri aracılığı ile Doğu ve Güneydoğu’ya öğretmen değil, Amerikan ajanı Barış Gönüllüleri göndermiştir.
Hasan Cemal’in Cumhuriyet’in üzerine atmak istediği, akıl dışı Kürtçe konuşma yasağını, Hasan Cemal gibi Amerikancı olan, Amerikalıların “Bizim Oğlanlar” dediği, darbeci 12 Eylül paşaları getirmiştir.
*
Masasının üzerine Atatürk fotoğrafı koyup, arada bir Atatürk’ten söz ederek göz boyayan İsmail Küçükkaya, Hasan Cemal’in bu yalanını onayladı.
Gerçekte yalnız İsmail Küçükkaya’nın değil, Halk TV ve İBB tarafından fonlanan diğer muhalif kanalların programlarında aynı bölücü yayınları sık görüyoruz!..
Öyle görülüyor ki her ağzını açtığında “Kürt sorunu” dese de Özgür Özel, geçmişte gördüğümüz Murat Karayalçın, Hikmet Çetin ve Altan Öymen gibi “Emanetçi Genel Başkan”. Asıl genel başkan, her platformda “Partinin Patronu” gibi konuşan Ekrem İmamoğlu! Erdoğan bir yerde konuşmaya başladığında, yandaş kanalların hemen yayını kesip Erdoğan’a bağlanmaları gibi, bu kanallar da aynı şeyi İmamoğlu için yapıyor. O da ağzını açtığında “Kürt sorunu” demekle yetinmiyor, “Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni vs…” diyerek bölücülüğü büyütüyor!
PKK’lılar da İmamoğlu’nu partini patronu kabul ediyor olsalar gerek ki Özgür Özel’den çok buna itibar ediyorlar. Örneğin, Ahmet Türk’ün yerine kayyum atanınca, hemen Mardin’e koşup PKK’lıların otobüsünün üzerine çıkarak, “Seyit Rıza ve Şeyh Sait hainlerini övücü” konuşmaları dinledikten sonra, konuşan Özgür Özel’den çok, ondan sonra gelen Ekrem İmamoğlu’nu özel olarak ağırladılar. Babası Osmanlı’da Hamidiye Alay Komutanlığı yapmış bir feodal Ağa olan Ahmet Türk, İmamoğlu’nu “Kasrı Kanço” adı verilen şatosuna götürdü ve 45 koyun kestirerek şerefine bir ziyafet verdi!...
*
1996’da Habitat toplantısı için İstanbul’a gelen Fidel Castro’yu ziyaret eden, Hasan Cemal gibi bir grup sözde solcu, kendisine ve Che’ye övgüler dizmişler. İçlerinden biri, “bizim şanssızlığımız, sizin gibi bir lidere sahip olmayışımız” deyince, Fidel, “Atatürk var ya!” demiş. “Biz ondan esinlenerek emperyalizme karşı savaşıma başladık. ‘O başardıysa biz de başarırız’ dedik. O Bandırma gemisiyle Anadolu’ya çıktı ve savaşıma başladı. Biz de Granma gemisiyle Küba’ya çıktık, savaştık ve onun gibi başardık. Atatürk varken kendinize başka lider aramayın.” Bu arada bir başkası “PKK’dan” söz eder. Fidel, “onlar Coni’nin petrol bekçileri” deyince, bizimkiler kös kös yanından ayrılırlar!...
Amerika’nın, AKP’nin yardımıyla, BOP’u Suriye’de uygulamaya başlar başlamaz, hemen petrol bölgesine el koyup, oradaki diğer etnik kökenlileri Türkiye’ye göndererek Suriye Kürdistanı’nı kurmuş olması Fidel Castro’yu haklı çıkarmaktadır.
Yukarıda sözünü ettiğim, Sevr haritasına benzemeyen, Kürdistan bölgesi daha da büyütülmüş olan haritaya bakacak olursak, emperyalistlerin PKK’lılara verdikleri görevi arttırdıkları anlaşılmaktadır. Haritada Kürdistan sınırları içine alınmış olan Malatya, Sivas, Erzincan ve Erzurum illerinde çok az Kürt vardır. Buralarda büyük çoğunluk Türk’tür. PKK’lıların bugüne dek tek bir milletvekili çıkaramadığı bu illerin ortak özelliği, Dicle ve Fırat nehirlerinin su havzasında bulunmalarıdır. Su, artık petrolden daha önemlidir. Bereketli Mezopotamya topraklarına yaşam veren bu nehirlere sahip olanlar dünyanın besin kaynaklarına da sahip olacakladır. Emperyalistler, eğer rüyalarını gerçekleştirecek olurlarsa, Kızılırmak’ı bir kanalla Gürün’den Tohma Suyu yoluyla Fırat’a bağlayarak ona da sahip olacaklardır…
*
Hasan Cemal Halk TV’deki söyleşide, mealen “Tayyip Erdoğan ile belediye başkanlığı zamanında başlayan dostluğu olduğunu” söyledi. Erdoğan’ın ona “Hasan abi” dediğini, rahmetli Hasan Pulur’dan öğrenmiştik. Bilindiği gibi, Erdoğan İBB Başkanı iken Rand Corporation yayınladığı raporda, “Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olacağını” açıklamıştı. “Erdoğan’ın Çözüm Sürecini sonlandırmasıyla dostluğun sona erdiğini”, öğrendik! Çözüm Sürecini sonlandırmasını da “7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin oylarını 9 puan kaybederek iktidardan düşmesine” bağladı!..
*
Sevgiyle andığımız Uğur Mumcu, yıllar önce Hasan Cemal’e, “deden (Cemal Paşa) Osmanlı’yı batırdı. Sen de Cumhuriyeti mi batırmak istiyorsun?” demişti!..