Tarih: 07.07.2024 14:42

Haydi Dadaşlar gün destek günüdür!

Facebook Twitter Linked-in

Haydi Dadaşlar gün destek günüdür!

Bizim çocukları ağlatmayalım artık, gelin hep birlikte küllerimizden doğalım…

Son birkaç haftadır milli gurur ve heyecanla birlikte yaz günlerimizin keyfini futbolla şenlendirdik diyebiliriz. Bizim çocukların sahalarda bayrağımızın ve milli gururumuz ülkemizin adını hafızalara kazıması, hayatımızın en güzel anılarından birisi olarak yerini almış bulunmaktadır.

Gönül isterdi ki kupayı kaldıran el bizim elimiz olsun, göndere çekilen bayrak bizim bayrağımız olsun ama mevcut durumda içerisinde bulunduğumuz şartlar dâhilinde elimizden gelen bu kadar demekten başka bir şansımızın olmadığını, tüm dünya gibi bizlerde gördük. 

tum1haber/medya/yerel/Erzurum/özel-yorum-haber

İmkânlarımız bu kadardı demek yerine, birileri buraya kadar müsaade etti demenin daha mantıklı olacağı düşüncesi içimizi hep kemiren bir olgu olarak kaldı. Milli takımın başına yerli ve milli olmayan birisinin getirilmesi, atasözleriyle hayatını idame ettiren bir millet için çok ta uzaklarda olmayan bir lafı hatırlatması gerekmez mi? El elin ölüsüne gülerek ağlarmış veya daha da sıkıntılısını dilerseniz kaleme alabiliriz. 

Ama görünen o ki; biz bu ağlamalara daha çok devam edeceğiz gibime geliyor.

Çünkü alt yapımızı kontrol eden yabancı, yönlendiren yabancının uşağı, uygulayan yabancının uşağının satın alınmış elemanı olunca; bizlerde az biraz durumlara Fransız kalıyoruz vesselam. 

Dememiz o ki; 8o küsur milyon canı olan bir ülkenin ve milletinin içerisinde bizi ağlatacak başka kimse yok muydu? Elin adamına bizi ve çocuklarımızı ağlattınız?

Bir dahaki sefere demeyelim lütfen. 

Başka baharlara kalmasın sevincimiz, hemen bugün, hatta şimdi başlayalım çalışmalara.

İşte bu tür karşılaşmalarda ağlamamak için alt yapımızın çok güçlü olması lazım, gençlerimizin çok ama çok iyi yetişmesi lazım. Tecrübe fırınında pişip, servis tezgâhında dinlenmesi lazım ve vitrine konulduğu zaman alıcısı olsun, albenisi olsun değil mi?

İşte böyle bir durumda olan ve gerçek anlamda sahip çıkılması gereken bir örnek de bizim kendi şehrimizde, Erzurum’umuzda var. Yokluklar ile mücadele eden, yokluk girdabında boğulan ve kendi çabalarıyla kıyıya ulaşmaya çalışan bir futbol takımımız var bizim. 

Çocuklarımızın, gençlerimizin ve cesur yürek futbolcu kardeşlerimizin kendi özverileriyle mevcut imkânlar dâhilinde bulundukları yere kadar getirebildikleri bir takımımız…

Kendi Küllerinden, yeniden-yine doğan ve bu durumunu bütün Dünyaya haykıran bir Erzurum Spordan bahsediyoruz. 

Bir önceki kapatılan takımımızın logosunu göğsünde, yine onların adıyla yaşatmak için yola çıkan Erzurum Sporumuzdan bahsediyoruz.

Kendi Küllerinden yeniden doğmak için destek ve yardıma ihtiyacı olan bir Erzurum Spordan.  

Erzurum Spor FK nın yolunun açılabilmesi için ciddi oranda ama mümkün olabilen oranda bir maddi kaynağa ihtiyaç olduğu malumumuzdur. Bu kaynağın bulunabilmesi açısından, en azından teşebbüs edilebilmesi açısından yapılması gereken tek çare, bütün Dünyada bulunan Dadaşlara, Erzurumlulara ulaşarak yardım talep etmek olacaktır.

Duyanlar duymayanlara haber verecek, bilenler bilmeyenlere söyleyecek, görenler görmeyenlere anlatacak.

Bu konuda kimin ne düşündüğünü veya nasıl bir adım atacağını bilmem ama ben bu saatten sonra il dışında bulunan bütün Erzurum Derneklerinin bazılarına gözümü diktim. Büyük bir çoğunluğun elini taşın altına koyacağına inancım elbette ki tamdır. Onların şehir dışındaki kapasitelerini ve yapmak istedikleri çalışmalardaki samimiyetlerine de inanıyoruz ve bu inançla da bu şehrin adını, Dadaşın adını ve kültürünü kullanan, yaşayan ve yaşatan her kim var ise hepsinden ne destek gelecek merak içerisinde bekleyenlerin başında geliyorum.  

Kim, hangi isim altında ne kadar destek sağlar ise sağlansın kamuya açıklanacak ve bizler de göreceğiz duyacağız.

Özellikle  kimlerden mi bahsediyorum?

Hani şu kurtuluş günlerini ağzına sakız eden derneklerimiz, vakıflarımız, konfederasyonlarımız ve hatta federasyonlarımız var ya bizim. 

Anma geceleri düzenleyen… 

Sözüm ona bürokratlarımıza, siyasetçilerimize, iş adamlarımıza, sanatçılarımıza, özel gün ve geceler adı altında davetler verip, yemekler yediren, sözüm ona fuar veya kermes adı altında belediyelere afaki rakamlarla fatura edilerek kiralanan reyon yerlerinden gelir elde eden dernek ve vakıflarımızdan bahsediyorum.

Haydi bakalım, kim nerede ne kadarmış asıl şimdi göreceğiz.

Erzurum’u ne kadar çok sevdiğinizi, bu şehrin takımına ve bu şehrin adını göğsünde taşıyan futbol takımına göstereceğiniz dekontlarda göreceğiz.

Çünkü bir sakız dahi gelse kamuya açıklanacak…

Bu kampanyanın en çok hoşuma giden tarafı da yalancılara ve reklam seven lüzumsuzlara yer olmaması olacak. 

Artık birileri sahte isimlerle veya kendi adını dahi sonradan inkâr ederek telefona çıkıp “dün anam dün, yarım ton gızılcukta benden “ diyemeyecek… 

Milletten ne topladıkları ve kulübe ne yatırdıkları da kayıt altında olacak.

Haydi Erzurum!

Haydi Dadaşlar!

Bizim çocukların;  Avrupa Kupaları benzeri karşılaşmalarda daha fazla ağlamaması için, bizlerin ekran başında daha fazla üzülmemeleri için, başta alt yapımız olmak üzere şehrimizin futbol takımına sahip çıkalım.

Sahip çıktığımız bu alt yapıdan yetişen ve şehrimize ait kulüp futbol takımında oynayan çocuklar, yarın o milli forma içerisinde bizlere gurur yaşayacaktır. 

Buna inanalım ve şehrimizin futbol takımına sahip çıkalım.

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —