10140,15%0,81
34,87% 0,02
36,77% 0,42
3044,59% -0,04
4868,50% 0,00
İsrail, Beşar Esad Hukûmeti’nin düşmesinin ardından Suriye’yi işgale başladı. Stratejik noktalar bombalandı.
Heyet Tahrir Şam (HTŞ)'ın lideri Ebu Muhammed el-Cevlani salı akşamı İngiliz kanalı Sky News'a konuştu. Müttefiklerine dostluk ve güvence mesajları gönderdi. İsrail'in devam eden işgaline karşı koymayacaklarını şu şekilde dile getirdi:
İçeriği oku
“Suriye yeni bir savaşa girmeyecek. İnsanlar savaştan yoruldu. Ülke yeni bir savaşa hazır değil.”
Gerçek ismi Ahmed Hüseyin el-Şara olan Cevlani, kendileri için asıl düşmanın direniş cephesi olduğunu şöyle açıkladı:
“Bizim için en büyük tehdit Hizbullah, Suriye'deki İran destekli milisler ve bugün gördüğümüz katliamları yapan rejimdi. Korkularımızın kaynağı onlardı. Dolayısıyla Suriye için çözüm onların ortadan kaldırılmasıdır. Mevcut durum paniğe geri dönülmesine izin vermeyecektir.”
Suriye'nin yeniden inşa edileceğini söyleyen 42 yaşındaki HTŞ lideri, Batılı devletlere şu ifadelerle güven vermeye çalıştı: “Onların korkuları Allah'ın izniyle gereksiz. Korku, Esad rejiminin varlığından kaynaklanıyordu. Ülke kalkınma ve yeniden yapılanma yolunda ilerliyor. İstikrara doğru gidiyor.”
Binyamin Netanyahu da aynı gün Suriye'de şekillenmekte olan yeni rejime bir mesaj göndererek Tel Aviv'in Şam ile “iyi ilişkiler” kurmak istediğini ancak İsrail'in tehdit edilmesi halinde saldırmaktan da çekinmeyeceğini söyledi.
Netanyahu'ya göre İsrail, Suriye'ye şu şartlar oluştuğu takdirde “ağır bedel” ödetecek:
“İran'ın Suriye'de yeniden güçlenmesi ya da İran silahlarının veya başka silahların Hizbullah'a aktarılmasına izin verilmesi veya bize saldırılması durumunda önceki rejimin başına gelenler bu rejimin de başına gelecektir.”
Tüm bu ifadelere rağmen “Suriye'nin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok.” iddiasında bulunan işgalcilerin lideri, İsrail Hava Kuvvetlerinin, Suriye ordusunun “askeri stratejik kabiliyetlerini” “cihatçıların eline geçmemesi için” bombaladığını öne sürdü.
İsrail ordusu da Şam'ın düşüşünden beri savaş jetlerinin Suriye'ye 350'yi aşkın saldırı düzenlediği duyurdu, yıkımın bilançosunu açıkladı. Hava operasyonlarına Golan Tepeleri ve Suriye'nin güneyinin İncil'deki ismi olan "Başan Oku" adı verildi.
Ordu, eski Esad yönetiminin stratejik askeri kapasitesinin “yüzde 70-80'ini”, stratejik silah stoklarının ise “çoğunu yok ettiğini” ilan etti. Bu sağlamak için Suriye genelinde 320'den fazla hedefin vurulduğunu belirtti.
Açıklamada, Başan Oku operasyonunun ilk aşamasında Suriye hava savunma sistemleri etkisiz hale getirilerek savaş uçaklarına daha fazla özgürlük sağlandığını ifade edildi. Bunun ardından avcı jetleri ve İHA'lar Şam, Humus, Tartus, Lazkiye ve Palmira kentlerindeki hava üsleri, silah depoları ve silah üretim tesisleri vuruldu.
Ordu, hava saldırılarında çok sayıda uzun menzilli mermi, Scud, seyir, kıyıdan denize ve hava savunma füzelerinin yanı sıra savaş uçağı, helikopter, radar, tank, hangar ve daha fazlasının imha edildiğini bildirdi.
Reuters'a konuşan konuşan bölgesel kaynaklar ve eski Suriye ordusu subayları, daha da kötümser bir tablo çizerek “geriye hiçbir şeyin kalmadığını” belirtti.
Ordu ayrıca el-Beyda ve Lazkiye limanlarında Suriye donanmasına düzenlenen saldırılarda 15 geminin imha edildiğini bildirdi. İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz önceki saatlerde, Lazkiye Limanı'na düzenlenen saldırının sorumluluğunu üstlenerek, Suriye'nin deniz filosunun yok edildiğini iddia etti.
İsrail'in Suriye sınırındaki tampon bölgeyi işgalini tamamlamaya yakın olduğunu kaydeden Katz, Suriyeli muhaliflere Netanyahu ile aynı tonda seslendi: "Kim Esad'ın yolundan giderse sonu onun gibi olur."
Lübnan Direnişi salı günü Suriye'deki durum hakkında bir açıklama yayınladı. İsrail'in Suriye işgalini ve buradaki askeri kabiliyetlere saldırmasının “şiddetle kınanması gereken ciddi bir saldırganlık” olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler, uluslararası toplum, Arap ve İslam ülkelerinin “işgali reddetmek, sona erdirmek, Suriye halkını tarihin bu hassas ve önemli aşamasında korumakla sorumlu” olduğunu kaydetti.
“Suriye ve halkının geleceğini inşa etme ve İsrail'e karşı koyma hakkının destekçisi” olmaya devam edeceğinin altını çizen Hizbullah açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:
“Amerika'nın sınırsız desteğiyle Suriye'ye yönelik saldırganlığa karşı Arap, İslami ve uluslararası düzeyde tam bir sessizlik hakim. Bu saldırganlığa karşı koymak, Filistin halkını ve meşru haklarını desteklemek için pratik önlemlerin alınmaması Siyonist aşırılıklara ve bölge ülkelerine tecavüze yol açmaktadır.”
Lübnan Direnişi, Tel Aviv'in hedeflerine ulaşmasını engelleyecek “tüm adımların” atılması ve Suriye'ye yönelik saldırganlığına sessiz kalınmaması çağrısında bulundu.
ABD basını ilk kez Kiev rejiminin Şam'ı ele geçiren silahlı gruplara destek verdiğini itiraf etti. Washington Post (WP) gazetesine göre Rusya'yı zayıflatmayı amaçlayan Ukrayna İstihbarat Başmüdürlüğü (GUR) Suriyeli muhaliflere İHA ve eğitim sağladı.
WP'ye konuşan Batılı istihbarat kaynakları, GUR'un dört ila beş hafta önce Suriye'nin İdlib kentinde konuşlu HTŞ ve diğer gruplara yardım etmek için yaklaşık 20 deneyimli İHA operatörü ve yaklaşık 150 birinci şahıs görüşlü İHA gönderdiğini söyledi. Gazete, Suriye operasyonunun GUR içinde Khimik olarak bilinen özel bir birim tarafından “Suriye muhalefetiyle işbirliği içinde” yürütüldüğünü belirtti.
Kaynaklar, Kiev'den gelen yardımın Şam'ı devirmede küçümsenmeyecek bir rol oynadığını fakat esas olarak, Ukrayna'nın Orta Doğu ve Afrika'da Rus faaliyetlerine gizlice saldırma yönündeki daha geniş çabasının bir parçası olarak değerlendirdi.
ABD yayını, Kiev rejiminin Suriye'deki gizli yardım programının “herkesçe bilinen bir sır” olduğunu ancak Biden yönetiminin üst düzey yetkililerinin bu yöndeki sorulara yanıt olarak “bundan haberdar olmadıklarını” söylediklerini aktardı. WP'ye göre Ukrayna'nın motivasyonu açık: “Rusya'nın burnunu kanatabileceği ve müttefiklerini zayıflatabileceği başka cepheler arıyor.”
Aslında bu haberler Aydınlık okurları için hiç de yabancı değil. Gazetemiz geçen Eylül ayında Kiev-HTŞ ittifakını ifşa etmiş, haberimiz Rus Dışişleri Bakanlığı tarafından kaynak gösterilmişti. Aynı şekilde GUR'un faaliyetlerini HTŞ, İdlib'den Halep'e doğru harekete geçmeden birkaç gün önce de bildirmişti. Son olarak Suriye'nin iyice karıştığı 3 Aralık tarihinde GUR savaşçılarının bizzat çatışmalarda İHA operatörlüğü yaptığına dair tanıklıkları ve uzman görüşlerini yansıtmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken salı akşamı yaptığı açıklamada, Washington'ın Suriye'deki yeni süreçte oluşturulacak hükümeti tanıyacağını kaydetti.
Şam'a tam destek sözü veren Blinken, ülkenin geleceğine “Suriye halkının karar vereceğini” savundu. Tüm ülkeleri “dış müdahaleden kaçınmaya" çağırdı.
Suriye'deki geçiş sürecinin, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararındaki ilkelere uygun, uluslararası şeffaflık ve hesap verebilirlik standartlarına göre olması gerektiğini kaydeden Dışişleri Bakanı, ülkedeki yeni siyasi denklemin "mezhep temelli olmayan bir yönetimle" devam etmesi gerektiğine işaret etti.
Blinken cuma günü Türkiye'de olacak. Hakan Fidan 7 ve 10 Aralık tarihlerinde Amerikalı mevkidaşıyla telefonda görüşmüştü.
Amerikan basınında sözlerine yer verilen iki ABD'li yetkili, Biden yönetiminin HTŞ’yi ülkenin liderliğini devralmaya değil, geçiş hükümeti kurulması için kapsayıcı bir sürece öncülük etmeye çağırdığını iddia etti. ABD'nin HTŞ'ye mesajlar göndererek, yeni yönetimin kurulması çabalarına “rehberlik ettiğini” kaydetti.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, Suriye'de PKK/PYD ile bir araya geldi.
CENTCOM'un açıklamasına göre çeşitli üsleri ziyaret eden Kurilla, terör örgütü üyelerinden kuvvet koruma tedbirleri, hızla gelişen durum ve "DEAŞ'ın mevcut durumdan faydalanmasını önlemeye yönelik çabalar" hakkında bilgi aldı.
ABD Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı John Feiner da ABD güçlerinin Suriye'de önemli bir görevi tamamlamak üzere kalacağını söyledi. Konu hakkında Donald Trump'ın ekibinin de bilgilendirildiğini kaydetti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İsrail'in Suriye'deki saldırılarını ve işgalini eleştirdi. Çarşamba günü gazetecilere açıklamalarda bulunan Peskov şöyle konuştu:
"Golan Tepeleri ve tampon bölgelerdeki saldırılar, halihazırda istikrarsızlaşan Suriye'deki durumu istikrara kavuşturmayacak. Durumu meşru bir yöne getirme umutlarını elde etmek için Suriye'nin mümkün olan en kısa sürede istikrara kavuşturulmasını istiyoruz."
Peskov, Suriye'deki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceklerinin altını çizerek, "Elbette Suriye'de şu anda durumu kontrol edenlerle temaslarımızı sürdürüyoruz. Üslerimiz ve diplomatik misyonlarımız orada bulunduğu için bu gerekli." değerlendirmesinde bulundu.