9667,92%0,17
34,72% 0,11
36,40% -0,92
2954,30% -0,25
4801,56% -0,57
Karınları gibi altların da togg olan araçlarıyla sıcacık yolculuk yapan yöneticilerimiz, vatandaşlarımızın eksi bilmem kaç derecede gelmeyen bilmem hangi hattın aracında, gideceği güzergâha doğru ne yaşadığı umursuyor mu sizce?
İddia ediyorum…
Bu kış mevsiminde Erzurum’da çatı sarkıtları sebebiyle sıkıntılar yaşanacak. Trafik nedeniyle hem de bayağı yoğunlukta sıkıntılar yaşanacak. Ulaşım konusunda altından kalkılamaz derecede sıkıntılar yaşanacak.
Kaçarı yok…
Dilimize alıp, kıt aklımızla da anmak istemiyoruz ama sanki de can yakan durumlar dahi ortaya çıkacağını hissedebiliyoruz.
tum1habermedya/medyadogu.com/yerel/hizmet/belediyeler/yorum-özel-haber
Mesela buzdolabını andıran toplu taşıt araçlarımızla, yapamadığımız veya yapmaya çabaladığımız intikallerimizde kaybettiğimiz zamanı, ömrümüzden düşseler; büyük bir çoğunluğumuzun ömrü, iki katı bir oranda daha artmış olacağı gerçeğini kimseler inkâr edemez.
Üstelik Büyükşehir Belediyesinin kendisine ait araçlarında yolculuk yapmanın ayrıcalık halini almaya başladığı bu soğuklarda, diğer özel halk otobüslerinin ısınma ve ısıtma yöntemleri Eskimoları bile güldürecek düzeyde ama zannedersem kimseler bu durumun farkında değil.
Nasıl olsunlar ki;
Karınları gibi altların da togg olan araçlarıyla sıcacık yolculuk yapan yöneticilerimiz, vatandaşlarımızın eksi bilmem kaç derecede gelmeyen bilmem hangi hattın aracında, gideceği güzergâha doğru ne yaşadığı umurunda mı zannediyorsunuz?
Camları buzdan göz gözü görmez bir ortamda ve balık istifi bir vaziyette, yanı başındakilerle akraba olmuş bir samimiyet içerisinde, mide bulandıran bir sallantı ve koku ortamında kusmamaya çalışarak yolculuk etmesi kimin umurunda olur ki?
Vatandaşın bu ortam içerisinde, soğuk havaya inat radyoda çalınan Müslüm Gürses’in “haberimiz yok” şarkısıyla avunması şu ana kadar kimin umurunda oldu ki?
Hem de zatürre, grip veya nezle ve hatta hatta korona olmadan…
Kullandığımız ve hizmetimize sunulan araçlarımızın durumu ortada.
Araçlarımızın büyük bir çoğunluğu, yontma taş devrinden miras kalmışçasına, günümüze kadar özenle korunmuş olup; bir zamanların Fred Çakmaktaş figüranının sürüş şekliyle idare edildiği aleni olarak çıplak gözle de görülmektedir.
Soru sormaya korktuğumuz veya cesaretin birleştirilmesi sonucu sorulan sorulara; direksiyon başında bulunan görevlinin, hayatı hiçe sayan tavrı ile verilen “cık” diye alınan kısa ve net cevabın, can sıkan esintisi dahi geçmeden, duraklarda hangi yöne doğru hareket edileceğini bulmak için çevreden yardım istemek başka bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır…
Büyük bir uğraş verilerek, sonunda “şükür” binilen özel halk otobüslerinden, bu defa inmek için dahi büyük bir korku içerisinde titreyerek bastığımız durak ikaz düğmeleri ise patlamaya hazır bir bomba uyarıcısı buton gibi sıkıntılı gelmekle beraber, büyük bir kalabalık yoğunluğu içerisinde zar zor aşağı indiğimizde, araçtan daha sıcak ve temiz olan havayı ciğerlerimize derin bir ohh çekerek bocaladığımızda “dünya varmış” ifadesini takınmamız, nasıl bir kahraman olduğumuzun gayet açık bir göstergesidir.
Tepemizde metreleri bulan buz sarkıtlarının olduğu adımlarımızın korkusuz sayısında, ölüm ile burun buruna yaşamanın diğer adıdır Dadaşlık. Es-kaza unutarak kaldırımı bırakıp yola indiğinde ise ekmeğe bile aracıyla giden görgüsüzlerin yoğun istilası altındaki yolların çilesinin kucağında bulursun kendini.
Yeni bir hafta başlangıcı ve hayatın kavgalarına hodri meydan diyerek başlanılan yaşam mücadelesi.
Belediyelerimizin hizmetlerimizi kolaylaştırmak için vaatler vererek, sözler vererek bizlerden aldıkları oylar ile hayatımızı sıkıntıya soktukları bu günlerde bazı şeyleri değil, birçok şeyi yeniden düşünmenin artık zamanı gelmiştir diye tartışmanın tam vaktidir.
Vatandaş duraklarda soğuk ile cebelleşirken; en küçük daire amirinin dahi makam aracının kontağının kapatılmadan ısıtılarak beklenildiği bu düzen içerisinde, kamu tasarrufundan ve vatandaşın ihtiyaçlarının ötelenmesinden bahsedilemez.
İddia ediyorum bu kış çok ama çok sıkıntı yaşayacağız…