9432,55%-0,61
38,40% 0,20
43,69% -0,02
4094,52% -0,84
6581,38% -0,97
Dış politikada yaşanan bozgunlar, medyanın yüzde 95’inin gündemine bile girmiyor! Ana muhalefet olan CHP’nin gündemi, kendisini ve İBB’yi kayyım tehdidinden kurtarmak. Muhalif medya ise verilen haksız cezalarla, soruşturmalarla meşgul ediliyor...
İktidar bütün enerjisini, muhalefet kazanacak bir aday çıkaramasın diye harcıyor. Bu hedef uğruna hukuk ayaklar altına alınıyor. Öyle ki Ekrem İmamoğlu’nun babasının yazlığına bile kapı kırılarak giriliyor!
İktidar, muhalefeti savunma refleksi içinde tutuyor. Oysa asıl iktidarın eylemleri, devlete ve millete karşı suç teşkil ediyor. Bu arada, iktidar, ABD’nin reddettiği İklim Anlaşması’na dayalı iklim kanununu Meclis’e sevk ediyor, ana muhalefetten çıt çıkmıyor! Oysa bu kanun, bahçenizde domates, biber, maydanoz, soğan yetiştirmenizi bile yasaklayacak! Bir de karbon vergisi vereceksiniz... Bu nasıl bir anlaşmadır?
*
Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan Kıbrıs Rum Kesimini “Kıbrıs Cumhuriyeti” adıyla tanıyıp diplomatik ilişki başlattı. İktidar seyrediyor, muhalefet savunmada...
İsrail, Suriye’de Türkiye’nin üs kurmak istediği üç noktayı bombaladı. Reuters’e göre “Türk askeri ekipleri, son haftalarda Humus’taki T4 ve Palmira hava üsleri ile Hama’daki ana havalimanını ziyaret etmişti. Türk ekiplerinin pistleri, hangarları ve üs altyapısını incelediğini belirten bir istihbarat yetkilisi, 25 Mart’ta T4 ve Palmira üslerine yapılması planlanan bir başka ziyaretin, İsrail’in her iki üssü de birkaç saat öncesinde vurması nedeniyle iptal edildiğini aktardı. Yetkili ‘T4’te pist, kule, hangarlar ve yerdeki uçaklar imha edildi. Bu, İsrail’in Türkiye’nin artan varlığını kabul etmeyeceği yönünde sert bir mesajdı’ dedi. Türkiye’ye yakın bir dördüncü Suriyeli kaynak ise ‘T4 artık tamamen kullanılamaz durumda’ dedi.”
Reuters’a konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Türkiye’nin Suriye’de İsrail’le karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi!
*
ABD Başkanı Trump, İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinden sonra “Benim harika ilişkilerim olan bir adam var; adı Erdoğan. Hiç duydunuz mu? Ben onu severim, o da beni sever. Biliyorsunuz rahibimizi geri almıştık, hatırladınız mı? Basın buna çok kızıyor. Hiçbir zaman aramızda bir sorun olmadı. Bibi’ye ‘Eğer Türkiye’yle bir sorunun varsa, bunu çözerim’ dedim. Geçenlerde Erdoğan’a dedim ki; ‘Tebrikler. 2000 yıldır kimsenin başaramadığını yaptın, Suriye’yi aldın’ dedim. Farklı adlarla olsa da, aynı şey... O da ‘yok yok, ben yapmadım’ dedi. ‘Sen yaptın ama bu sorun değil’ dedim. ‘Evet, belki bir yönüyle biz yaptık’ dedi. Erdoğan sağlam biridir, zeki biridir. Kimsenin yapamadıklarını yaptı (Netanyahu’ya dönerek) Türkiye’yle ilgili herhangi bir sorunun olursa, bunu çözebilirim. Ama makul olmalısın, makul olma şartıyla çözerim.” dedi.
Netanyahu da “Trump ile Suriye’deki durumu da ele aldık. Türkiye ile kötüleşen komşuluk ilişkilerimiz var. Suriye’nin, Türkiye de dahil olmak üzere hiç kimse tarafından İsrail’e saldırı için bir üs olarak kullanılmasını istemiyoruz. Türkiye, ABD ile harika ilişkileri olan bir ülke. Başkan Trump’ın Türkiye lideri (Erdoğan) ile bir ilişkisi var. Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi görüştük” ifadelerini kullandı.
*
Bütün bunlar nedir? Bir defa, İsrail, Suriye’ye sahip çıkıyor ve Türkiye’nin burada üs kurmasını önlemeye çalışıyor.
İsrail, Emevi Camisi’nde namaz kılmanıza izin veriyor ama askeri üs kurmanızı askeri saldırı yaparak önlüyor. Bu durumda Suriye’yi 2 bin yıl sonra kim fethetmiş oluyor; Türkiye mi İsrail mi?
İsrail, vaat edilmiş topraklar hedefinin içinde olan Suriye topraklarına egemen oluyor. ABD ise SDG dediği PKK/PYD/YPG’yi Suriye’nin terörist yönetimiyle görüştürüyor, uzlaştırıyor, Türkiye bu durumu olumlu karşılıyor. Oysa bu uzlaşmanın hedefi, Erzurum’dan Bağdat’a kadar uzanan Dicle Fırat havzasını, PKK/PYD/YPG üzerinden İsrail’e teslim etmektir
Üstelik Trump, Erdoğan ile dostluğunu hatırlatarak Netanyahu’ya “Türkiye’yle ilgili herhangi bir sorunun olursa, bunu çözebilirim” garantisi veriyor... Casusluktan tutuklanmış olan Rahip Bronson’u da Erdoğan ile dostluğu sayesinde nasıl aldığını hatırlatıyor... Sonra da Türkiye’nin Adalet Bakanı, neredeyse her gün “yargı bağımsızdır” diyor! Dışişleri Bakanlığı da zaman zaman Türkiye'nin dış politikasının, devletin ve milletin çıkarlarını esas aldığını açıklıyor!
Bu politikaların hangi devlet ve milletlerin çıkarlarına hizmet ettiği belli değil mi?
09 Nisan 2025
Arslan BULUT
KAYNAK: https://yenicaggazetesi.com.tr/