'Kara Eylül: İnsanlık Dışı İşkencelerin ve Çirkinliklerin Hüküm Sürdüğü Korkunç Dönem'
12 Eylül 1980, Türkiye tarihindeki en karanlık dönemlerden biriydi. Bu dönemi anlatmak, insanlığın karşısındaki korkunç gerçekleri hatırlatmak ve yaşanan çirkinlikleri gözler önüne sermek son derece önemlidir. Bu tarihi dönem, ülkede özgürlüklerin çiğnendiği, insan haklarının ihlal edildiği ve adaletin göz ardı edildiği bir dönemin başlangıcıydı.
İdam Kararları ve Adaletin Çöküşü
12 Eylül darbesinin ardından ceza evlerinde onlarca insanın idam edilmesine tanık olduk. Daha da dehşet verici olanı, bu idamların arasında yaşları sadece 14 olan çocukların da bulunmasıydı. Mahkeme kararı ile yaşları 18'e çıkarılarak idam edilen bu çocuklar, insan haklarına ve vicdanlara yönelik büyük bir saldırıydı. Adalet sistemi, idam kararlarının arkasında durarak nasıl çöktüğünü gösterdi.
Siyasi Şiddetin Yayılması ve Toplumsal Bölünme
O dönem, ülke genelinde siyasi şiddetin yaygın olduğu, sokakların savaş alanına döndüğü bir dönemdi. Bir silah öğlenden önce ülkücüleri, öğlenden sonra ise devrimcileri hedef alıyordu. Aynı silahla kardeş kanı dökülüyordu. Ülke adeta bir darbe oluşturma zeminine hazırlanmış gibiydi.
Demokratik İhlaller ve Basın Özgürlüğünün Kısıtlanması
12 Eylül darbesi sadece siyasi bir müdahale değildi; aynı zamanda temel demokratik hakları da askıya aldı. Siyasi partiler kapatıldı, siyasi liderler hapse atıldı ve yıllarca süren psikolojik işkence altında duruşmaları devam etti. Ayrıca, bu dönemde şarkılar, türküler, kitaplar, dergiler, gazeteler yasaklandı. Basın özgürlüğü büyük bir darbe aldı ve haberler sansürlenmeye başlandı.
Sürgünler, Vatandaşlık Kayıpları ve İşkenceler
12 Eylül, birçok insanın yurt dışına kaçmak zorunda kaldığı, vatandaşlıktan çıkarıldığı ve sürgüne gönderildiği bir dönemi başlattı. Haksız yere hapsedilenler, işkence görenler ve kayıplar bu dönemin birer sembolü haline geldi. İşkenceciler, insana insan dışkısı yedirilmesi gibi vahşi ve insanlık dışı yöntemlere başvurmuştu.
Unutulmayan Bir Travma
12 Eylül, Türkiye için bir insan hakları faciasıydı ve hala unutulmayan bir travma olarak hafızalarda derin yaralar açtı. Bugün bile bu dönemin izleri hala taze ve kapanmamış gibi duruyor. Bu acı tecrübeleri hatırlamak, insanlık için bir ders olmalıdır. Umuyoruz ki bu tür zulümler bir daha asla yaşanmaz ve insanlık, daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerler. Bu karanlık dönemi anımsayarak, adaletin, özgürlüğün ve insan haklarının ne kadar değerli olduğunu asla unutmamalıyız.
Necat Kacan