10058,5%-0,4
34,88% 0,06
36,73% 0,39
3043,35% -0,07
4868,50% 0,00
Belarus'ta siyasi durumun cumhurbaşkanlığı seçimine kısa bir süre kala gerginleştiği hissediliyor. Batı'nın Lukaşenko hükümetine karşı planları olduğu ve bunları bu seçimde hayata geçirmeye çalışacağı açık. Konturları zaten görülü
Böyle bir zamanda Alexander Lukashenko, Belarus'un nükleer silahlara sahip olduğunu doğruladı. Lukashenko, Belarus'un ondan fazla nükleer savaş başlığına sahip olduğunu kaydetti.
Batka bu nükleer silahları kimden ve nasıl aldı? Rusya'dan mı yoksa Kuzey Kore'den mi? Peki Ukrayna savaşı nedeniyle seçimlerdeki gücüne ve ülkesine yönelik bir tehdit varsa bunu kullanabilir mi? Yoksa Lukashenko sadece siyasi bir blöf mü yapıyor?
Arzu Nagiyev
Milletvekili Arzu Nagiyev, "Batka"nın açıklamasını tesadüfi bulmuyor: "Belarus'ta siyasi durumun gerilimi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce pek fark edilmiyor. Çünkü Belarus'ta hiçbir muhalif güç ya da başkası bu tür konuşmalar yapmıyor. Elbette yurt dışında yaşayan ve bir zamanlar muhalif güç olarak bilinen bir takım siyasetçiler de bu durumu daha da ağırlaştırabiliyor. Ben bu işin arkasında hâlâ Batı'nın olduğunu düşünüyorum. Batı'nın Lukashenko hükümetine karşı kendi politikasının olduğu biliniyor. Bu sinsi bir siyasettir. Son seçimlerde Batı'nın ciddi bir şekilde Lukaşenko hükümetini iktidardan uzaklaştırmaya ve oraya istediği kişiyi iktidara getirmeye çalıştığını bir kez daha gördük. Çünkü bu uzun süre mümkün olmadı. Çünkü Lukashenko gerçekten kendisine verilen görevleri tam anlamıyla yerine getirebilecek ciddi bir politikacı. Bu hem ekonomik, hem siyasi, hem askeri hem de diğer yönlerde kendini gösteriyor. Son dönemde Rusya-Ukrayna savaşında Batı, Belarus'a karşı sinsi politikasını uygulamak için Ukrayna'yı kullanmaya çalışıyor. Belarus topraklarına çok sayıda insansız hava aracının inmesi ve Belarus Hava Kuvvetleri'nin bunları durdurması bile, öyle ya da böyle bu ülkeyi bu sisteme bağlamaya, yani dahil etmeye çalıştıklarını bir kez daha gösteriyor. savaşta. Belarus'un bugün Avrupa Birliği ile birlikte deyim yerindeyse Rusya'ya açılan kapının önünde duran bir devlet olduğu biliniyor. Bu nedenle ne pahasına olursa olsun Belarus'un kafasını karıştırmak istiyorlar. Siyasi olarak da bu tür adımları atmaya çalışıyorlar. Böyle bir dönemde Alexander Lukaşenko'nun açıklamasının tesadüfi olduğu düşünülemez."
Milletvekili, Batı'daki bazı çevrelerin Belarus'u hedef almaya çalıştıklarına da değindi: "Biliyorsunuz, bugün Belarus'un nükleer bir devlet olmadığı biliniyor. Herhangi bir nükleer savaş başlığının varlığı ciddi bir sorun değildir. Durum böyle olabilir veya olmayabilir. Burada bir şey aramak, onu kim verdi, nereden getirildi, nasıl getirildi gibi konuları araştırmak için bir neden göremiyorum. Belarus'un güya nükleer silahlara sahip olduğunu dünyaya göstermeye çalışıyorlar. Bu Batı'nın arzusudur. Gerçekten ciddi bir siyasetçi böyle bir açıklama yaptıysa bunun bazı argümanlara ve gerçeklere dayanan bir açıklama olduğu da bilinen bir gerçektir diye düşünüyorum. Nükleer bir savaş başlığı olsa bile kimin umurunda? Herhangi bir devletin müdahale etmeye ne hakkı var? Ülkesine yönelik bir tehdit var, bu yüzden birileri konuyu abartıp spekülasyon amacıyla Batılı çevrelerde tartışmaya açmaya çalışıyor. Her devlet başkanının, Başkomutan olarak, devletinin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için ciddi adımlar attığına ve atacağına inanıyorum. Beyaz Rusya'nın gerek 44 gün savaşı gerekse Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü üyesi ülke olarak Azerbaycan'a her zaman destek verdiğini asla unutmamak gerekir. Bu destek şu anda devam ediyor ve gelecekte de devam edeceğini düşünüyorum. Nükleer silahlara sahip olup olmadıklarını siyasi bir gösteriye dönüştürmek , Batı'nın istediği şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Batı bu konuyu abartmaya çalışıyor."
Ahad Memmedli
AĞ Partisi Birinci Genel Başkan Yardımcısı ve siyasi yorumcu Ahad Memmedli, Lukaşenko'nun ülkesi nükleer silahlara sahip olsa bile bu konuların kontrolünün hâlâ Kremlin'de olduğuna inanıyor: "Belarus nükleer silahlara sahip olabilir. Temel olarak 2022'den sonra müttefiki Rusya tarafından bu ülkeye nükleer silah yerleştirilebilir. Ancak nükleer savaş başlıklarının kontrolünün hâlâ Rusya'da olacağını düşünüyorum. Veya Belarus ve Rusya'yı ortaklaşa kontrol edecekler. Elbette Belarus'taki nükleer savaş başlıklarından bahsediyoruz. Bu iki ülkenin CSTO üyesi olduğunu unutmayalım. Nasıl ki NATO üyesi ABD, Kuzey İttifakı müttefiki Almanya'ya nükleer silah konuşlandırabiliyorsa, Rusya da aynısını Belarus'a yapabilir. Bu nedenle Belarus devlet başkanı Lukashenko'nun sözlerinde şaşırtıcı bir şey aramamalıyız. Kuzey Kore'ye gelince, bu ülkenin Belarus'a ya da başka bir ülkeye nükleer savaş başlığı vereceğini düşünmüyorum. Belarus ve Kuzey Kore resmi siyasi-askeri ittifakın parçası değil. Ayrıca Kızıl Kore, Rusya'nın aksine Belarus'tan uzaktadır. Üstelik Rusya'nın çok sayıda nükleer savaş başlığına sahip olduğunu da unutmayalım. Kuzey Kore'de her atom bombası ülkenin güvenlik sağlayıcısıdır. Pyongyang'ın kimseye nükleer bomba atacağını düşünmüyorum. Ukrayna'dan gelebilecek olası tehdide gelince, olası saldırının büyük ölçekli olması durumunda Rusya, Belarus topraklarından düşmana karşı taktik atom bombası kullanabilir. Maalesef böyle bir ihtimal var."
Sahavat Memmedli
Askeri uzman Sakhavat Mammadli, Belarus liderinin Rusya'nın izni olmadan nükleer silah kullanmasının imkansız olduğunu düşünüyor: "Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaşması Lukaşenko'yu bazı adımlar atmaya yöneltti. "Batka" yakın zamanda ülkede çok sayıda siyasi mahkumu serbest bıraktı. Lukashenko bununla olumlu bir mesaj veriyor. Hatta buna yumuşak güç bile denilebilir. Ancak Lukaşenko, Belarus'un işgal edilmesi durumunda nükleer silah kullanacağını da açıklıyor. Bu sert güçtür. Belarus'un nükleer silahlara sahip olması şaşırtıcı değil. Belarus, Rusya için son derece önemli bir ülke. Bu yüzden Belarus'a nükleer savaş başlıkları verdiler. Yakın gelecekte Rusya ile Belarus arasında askeri işbirliğine ilişkin bir anlaşma da imzalandı. Rusya, Belarus'u korumak için her adımı atıyor ve atacak. Belarus'taki nükleer savaş başlıklarının Kuzey Kore'den geldiği inandırıcı değil. Çünkü iki ülke arasında askeri işbirliği alanında ciddi anlaşmalar yok. Batı, Rusya'nın zayıf noktasını buluyor ve oradan saldırıyor. Suriye süreci buna örnek olabilir. Son seçimdeki olaylar Belarus'un kafasının karışabileceğini gösteriyor. Ayrıca Belarus'u Rusya-Ukrayna savaşına dahil etmek için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Ancak Lukashenko bu konuda kurnazdı. Ne Batı'nın ne de Putin'in oyununa katılmadı, ülkesini sürece dahil etmedi. Lukaşenko'nun nükleer tehdidi inandırıcı. Çünkü Lukashenko dolaylı değil doğrudan konuşan politikacılardan biri. Eğer tehdit olursa ateş ederim diyorsa bu konuda Putin'le anlaşmaya varmış demektir. Ya da Putin nükleer savaş başlıklarını dağıtırken talebi buydu. Belarus'un nükleer savaş başlığı olmasına rağmen Belarus'un bunu kullanmak için Rusya'dan izin alması gerektiğini düşünüyorum. Yunanistan'ın Ermenistan'a S-300 sattığı yönünde iddialar ortaya atıldığında Rusya, onların izni olmadan S-300'leri satamayacaklarını resmen açıklamıştı. Rusya, hava savunma sistemlerinin üçüncü bir ülkeye satışı konusunda bu şekilde davranıyorsa, nükleer silah kullanımı konusunda da mutlaka bu şekilde davranacaktır. Yani Moskova'nın resmi izni olmadan bunu kullanamaz."
Cavanşir Abbaslı