8583,79%-0,92
34,34% 0,01
37,43% 0,12
3022,10% -0,01
4989,57% 0,00
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, ‘DEM kapatılmadığı sürece Türkiye Meclis’te ve belediyelerde terör gerçeğiyle yüzleşmeye devam edecektir.’
Örgüt üyeliği suçundan hapis cezaları bulunan ve haklarında bazı soruşturmalar yürütülen DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti Belediye Başkanları görevden uzaklaştırıldı. İçişleri Bakanlığı görevden alınanların yerine başkan vekilleri atadı. Kayyım atanan belediyelere girmek isteyen DEM Partililer polise saldırdı.
Görevden uzaklaştırılan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün hakkında terör örgütüyle ilişkili üç dosya bulunuyor. Karar sonrası DEM Parti’nin resmi sosyal medya hesaplarından ve terör örgütü yapılanması içindeki bazı örgütlerden “sokaklarda direniş” çağrısı yapıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da DEM Partililere destek verdi. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı ise yaptığı açıklamada, devlet zaafının son bulması için DEM Parti’nin kapatılması gerektiğini söyledi.
Bursalı şu ifadeleri kullandı:
“PKK’nın yasal Partisi DEM, yerel seçimlerden sonra devlet zaafiyeti sonucu belediye makamlarına oturtulmuştu. Bu aynı zamanda İkinci İsrail projesinin de zeminini oluşturan bir manzaraydı. Bu şahısların aday olması da başından bir zaafiyetin ürünüdür. Vatan Partisi’nin ilk günden itibaren kamuoyuna anlattığı devlet zaafı şimdi giderilmeye çalışılıyor.
“DEM Parti kapatılmalıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurumuzu yaptık. Deliller fazlasıyla yeterlidir. DEM kapatılmadığı sürece Türkiye Meclis’te ve belediyelerde terör gerçeğiyle yüzleşmeye devam edecektir.
“Terörle mücadelede kesin çözüm için DEM Parti derhal kapatılmalı, acilen Suriye ile askeri işbirliği yapılarak Suriye’nin kuzeyindeki terör temizlenmelidir. Kısa vadede DEM Parti üzerinden PKK’ya aktarılacak milyarlarca lira devlet yardımına el konulmalıdır. AYM çoğunluğunun DEM Parti’ye kol kanat germesine tahammül edilemez.”
Görevden uzaklaştırılan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Kobani davasında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Türk'ün ayrıca, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan yargılanması devam ederken, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca da "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hakkında ayrıca bir soruşturma daha yürütülüyor.
Ahmet Türk’ün yerine Mardin Valisi Tuncay Akkoyun Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi.
Görevden uzaklaştırılan Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük hakkında da Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesince "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
Sönük hakkında ayrıca Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yürütülen diğer soruşturmalar devam ediyor. Sönük’ün yerine Batman Valisi Ekrem Canalp Batman Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi.
Şanlıurfa Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan hakkında da Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesince "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası verildi.
Karayılan hakkında ayrıca Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan başka bir soruşturma daha devam ediyor.
Karayılan’ın yerine Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu Şanlıurfa Valiliğince, Halfeti Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi.
Kobani olaylarına ilişkin davada Cumhuriyet Savcısı tarafından dosyaya sunulan 5 bin 268 sayfalık mütalaada, eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk hakkında dikkat çeken tespitler yer almıştı. Mütalaada şu görüşlere yer verilmişti:
“Sanık Ahmet Türk hakkında alınan tanık beyanlarında, Kobani bölgesine ve YPG’ye yardım yaptığına ilişkin beyanları bulunmaktadır. Bu beyanlara göre belediye çalışanlarından buraya gönderilmek üzere para toplanmaktadır ve bu durumdan sanık Ahmet Türk’ün de haberi vardır.
"Ayrıca Ahmet Türk’ten ele geçen bir belge ise kantonlarla Mardin Belediyesi arasında bir koordinasyon kurulduğuna ilişkindir. Kürdistan hayaline ulaşmak için atılan temelin geliştirilmesi amacıyla Mardin Belediyesi ile böyle bir işbirliği, koordinasyon kurulduğu anlaşılmaktadır.”
Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Sönük, PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren kadın yapılanması TJA (Tevgera Jinen Azad-Özgür Kadınlar Hareketi) üyesi. Sönük bir internet sitesine verdiği demeçte, “Tecridin kırılması Kürt sorununun çözümü olacaktır.” diyerek Öcalan için çağrıda bulunmuştu.
Mehmet Karayılan'ın başkan olduğu Halfeti Belediyesi de, seçimden önce "Alın teriyle çalışanlara dokunulmayacak" diye açıklamalarda bulunmuştu. Seçimlerden sonra ise biri şehit çocuğu 65 işçinin işine son verildi.
Görevden alınan Ahmet Türk belediye önünde yaptığı açıklamada, “Açılım dediği buysa bu açılım değil. Normalleşme dedikleri bu görüntülerdir. Sağ gösterip sol vuran bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu ülkede açılımı, demokratik süreci, halkların kucaklaşmasını elbette isteriz. Ama bugünkü görüntüler, geçmişteki görüntüleri aşan bir noktada." dedi.
Gülistan Sönük sosyal medya hesabından, "31 Mart seçimlerinde Türkiye geneli en yüksek oy oranıyla kadınların gençlerin ve halkımızın emeği ile aldığımız belediyemiz bize hiç bir tebligat yapılmadan bu sabah itibarıyla gasp edilmiştir. Bizler bu talan ve gaspçı rejimi kabul etmedik etmeyeceğiz. Belediyeler halkındır.” dedi.
Mehmet Karayılan da, “Kayyum zihniyeti yenilgiye doymuyor. Ama nafile! Halklarımız gerekli cevabı her DEM vermiştir yine verecektir. Zulmünüz de boğulacaksınız.” şeklinde paylaşım yaptı.
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu tarafından da yaşanan gelişmelere ilişkin yapılan açıklamada, “Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir.” denildi.
DEM Parti Gençlik Merkezi’nden yapılan açıklamada da “Her yer Van her yer direniş!” denilerek “Devlet aklı karşısında Kürt halkının ve dostlarının direnişini bulacak. Tüm halkımızı ve yurtsever Kürdistan gençliğini iradesine sahip çıkmaya çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Sözcü gazetesini ziyareti sırasında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ahmet Türk, Kürt siyasetinin güvercini, diyaloğun temsilcisi, barışı savunan bilge bir kişidir ve Mardin'in iradesine üçüncü kez darbe vurmaktadırlar, kayyum atamaktadırlar. Bu kabul edilemez. Ne DEM Parti için kabul edilebilir ne CHP için. Yarın MHP için de olsa kabul edilemez.
"Örneğin MHP'nin seçilmiş milletvekili meclise gelmezken ona da 24’üncü dönemde biz sahip çıkıyorduk. Kendi partisinden çok biz ziyaret ediyorduk. Türkiye'nin iktidarın dışında olanların değil, geçmişte iktidara oy vermiş ama bu utancı alet olmak, taraf olmak, yandaş olmak istemeyen herkesi demokrasinin saflarına davet ediyorum.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bugün Türkiye Belediyeler Birliği Encümeni’ni olağanüstü toplayacaklarını bildirdi.
İmamoğlu sosyal medya hesabından, “İktidar kontrolü kaybetti, tutarsız ve ciddiyetsiz savrulmalar yaşıyor. Daha bir hafta önce Cumhurbaşkanı Yardımcısıyla aileleri barıştıran Ahmet Türk bu hafta terörist oldu. Demokrasilerde seçmen iradesinin sürekliliği esastır. Seçilmiş görevden uzaklaştırılıyorsa yerine yine seçilmiş yani Meclis üyelerinden biri gelir.
"Seçme yetkisi sadece seçmene aittir ve devredilemez. BM Habitat toplantısı için geldiğim Kahire’den bu akşam dönüyor ve yarın Türkiye Belediyeler Birliği Encümeni’ni olağanüstü topluyoruz.” açıklamasını yaptı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da, TBMM’nin acilen ilk toplantıda yasa değişikliği yaparak görevden alınan başkanın yerine belediye meclisinden birinin seçilmesini sağlaması gerektiğini belirtti.
İçişleri Bakanlığınca, 3 belediye başkanının görevden alınıp yerine yeni görevlendirmeler yapılması kararı, Anayasa'nın ve Belediye Kanunu’nun bazı maddelerine dayanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 127. maddesinde şu hükümler yer alıyor:
"Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.”
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. maddesinde, "Belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46'ncı maddedeki makamlarca belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir." deniliyor.
46. maddeye göre de belediye başkanlığına büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde vali tarafından görevlendirme yapılabiliyor.
Aydınlık'a konuşan Birlikte İleri Derneği Genel Başkanı Avukat Latif Cem Baran da, görevden almalar ve bu kişilerin yerine yapılan görevlendirmelerde hukuka aykırı bir durum olmadığını belirtti. Baran şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelesi 40 yıldır sürüyor. Bugün de bu örgütlerin amaçlarına yönelik hukukun içinde hem askeri, hem siyasal, hem sosyal anlamda tedbirler alınmalı. İçişleri Bakanlığınca, hakkında örgüt üyeliği suçundan hapis cezası verilen bazı belediye başkanları görevden uzaklaştırılmıştır.
"Bu karar Anayasa'nın 127. ve Belediye Kanunu'nun 45 ve 46'ıncı maddeleri uyarınca alınmıştır. Bir kişi bir suça dahil olmuşsa bu kişiyi görevden alma yetkisi İçişleri Bakanlığının elindedir. Türkiye Cumhuriyeti, hukukun çizdiği ölçüde vazifesini yapıyor. Hukuka aykırı hiçbir durum yok.
"Devletin güvenliğine aykırı işler yapmak özgürlük anlamına gelmiyor. HDP, DEM Parti birbiri ile aynıdır. Bunların sokakları kan gölüne çevirme çabalarına devletimiz, güvenlik güçlerimiz, milletimiz izin vermeyecektir. Terör örgütlerinin artık halkta karşılığı yoktur."
PKK’nın kadın yapılanması KJK, kalkışma çağrısında bulundu. KJK’nın sözde koordinasyonundan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Mücadeleyi serhildan düzeyine yükseltmek, irade gaspına karşı durmak ve direnmekten geçer. Kadınlar olarak bu cinsiyetçi, kadın düşmanı iktidardan bir an önce kurtulmak için ama ve fakatsız sokakları direniş alanı haline getirmemiz gerekiyor.”
Kürdistan Halk İnisiyatifi de “Belediyelerimizi geri alana kadar sokaklarda olacağız. Bütün meydanları ve sokakları eylem alanlarına çevirelim." çağrısında bulundu.