9636,12%-0,25
34,65% 0,05
36,37% -0,03
2941,87% 0,36
4880,88% 0,00
Ukrayna'daki savaşla ilgili durum şimdiden aşırı derecede gergin hale geldi. ABD'nin görevden ayrılan Başkanı Joe Biden'ın aldığı bazı kararlar şu anda Ukrayna savaşını küresel bir felaket senaryosuna doğru itiyor. Özellikle Ukrayna'ya uzun menzilli füzelerle Rusya'nın derinliklerini vurma izni verilmesi, genel olarak nükleer savaşa dönüşebilecek tehlikeli bir küresel sürecin başlangıç aşaması olarak değerlendirilebilir. Ve bu açıdan bakıldığında dünyanın gelecekteki kaderinin yönü hala gizemlidir.
Buna karşılık Rusya'nın ABD'yi ve Batı'yı nükleer saldırıyla tehdit ettiğini de belirtmek gerekiyor. Aslında bu tehdidin ne kadar tehlikeli olduğunu Beyaz Saray'da bile anlamaya başladılar. Her halükarda, ABD siyasi çevrelerinin son açıklamaları, Ukrayna'nın Rusya'nın derinliklerine saldırmasına izin vermenin korkunç sonuçlarına ilişkin endişe işaretleri gösteriyor. Ve Beyaz Saray yetkilileri artık kararı haklı çıkarmaya daha fazla odaklanmış durumda.
ABD'li yetkililer son zamanlarda Rusya'nın Kuzey Kore'den askeri birlik göndermesini abartmayı tercih etti. Onlara göre Kremlin'in Ukrayna savaş bölgesine yaklaşık 15.000 Koreliyi göndermesi acil önlem alınmasını gerektiriyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı basın servisi başkanı Matthew Miller, önümüzdeki günlerde Kuzey Kore askeri birliğinin savaşa doğrudan katılabileceğini, bunun gerçekleşmesi halinde meşru bir askeri hedef haline geleceklerini söyledi. Bu da bir bakıma Başkan Joe Biden'ın son radikal kararının etrafındaki hoşnutsuzluğu hafifletmeye çalışıyor.
Rusya'nın Ukrayna topraklarını işgalinin uluslararası hukuka aykırı olduğu doğrudur. Üstelik Kremlin'in Kuzey Kore'den cepheye askeri birlik göndermesi, Ukrayna savaşının küresel niteliğine yol açabilecek kabul edilemez bir adımdır. Ancak burada önemli noktalardan biri ABD ve Batı'nın Ukrayna ordusuna silah ve askeri teçhizat tedarikini de devralmış olmasıdır. Bu da Batılı siyasi çevrelerin Ukrayna savaşını Rusya'ya karşı uluslararası hukuk normlarını sonuna kadar uygulayarak çözmeye çalışmak yerine askeri araçlarla savaşa müdahale ettiği anlamına geliyor.
Elbette böyle bir durum yakın gelecekte daha küresel bir savaş tehlikesini gündeme getiriyor. Özellikle son dönemde yaşanan durum, Rusya ile NATO arasında yakın zamanda askeri bir çatışma çıkma ihtimaline dair ikna edici görüntüler vermeye başladı. Hatta bu tehdit o kadar ciddi hale geldi ki, NATO bünyesinde Rusya ile silahlı bir çatışma çıkması durumunda, bu ülkenin topraklarına yüksek hassasiyetli önleyici saldırıların başlatılmasının tartışılması gerekiyor. Bu da NATO'nun zaten Rusya ile doğrudan bir savaşa hazırlandığı anlamına geliyor.
İlginçtir ki bu konuda verilen bilgiler, bir savunma ittifakı olarak NATO'nun geleneksel eylem stratejisini değiştirebileceği ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Dolayısıyla NATO'nun "saldırıya uğrayıncaya kadar bekleme" ve ancak o zaman askeri tepki verme taktiği mevcut gerçeklerden uzaktır. Dolayısıyla bu askeri-siyasi ittifakın yakın gelecekte Rusya karşısında daha tehditkar bir konuma gelmesi muhtemeldir. Ve Rusya'ya karşı önleyici saldırılara ilişkin radikal askeri kararların alınması oldukça mümkün görülüyor.
Elbette Kremlin'e yakın siyasi çevreler, NATO'nun Rusya'ya karşı savaş hazırlıklarına ilişkin endişelerini gizlemiyor. Bazı iddialara göre Rus istihbaratının ele geçirdiği bilgilerde, NATO'nun Trump yönetiminin yetkilerini kullanmaya başlayacağı ana yoğun bir şekilde hazırlandığı vurgulanıyor. NATO ülkeleri arasındaki temel endişenin, Trump yönetiminin göreve gelmesinin ardından ABD'nin Ukrayna'ya verdiği desteğin derhal durdurulacağı olduğu belirtiliyor. Batı basınında yayınlanan bilgiler de Rus istihbaratının iddialarını doğruluyor.
Sorun şu ki, "Le Monde" gazetesi siyasi kaynaklara dayanarak Fransa ve İngiltere'nin Ukrayna'ya askeri birlik gönderilmesi konusunda görüşmelere başladığını iddia etti. Kremlin'e yakın bazı siyasi çevreler böylesine radikal bir adımın Rusya açısından büyük bir felaketin başlangıcı olacağını vurguluyor. Onlara göre Kremlin'in buna izin vermemesi ve bir an önce Fransa ve İngiltere'ye nükleer saldırı başlatması gerekiyor. Aynı zamanda, yabancı askeri birliklerin Ukrayna'da ilk konuşlandırılmasına yönelik askeri üslere füze saldırılarının başlatılmasının da önemli olduğu değerlendiriliyor.
Rus askeri çevreleri de bekleme pozisyonunun çok tehlikeli olduğu kanaatine vardı. Rus generaller, Kremlin'den öncelikle Fransa ve İngiltere'de nükleer saldırıya maruz kalacak askeri tesislerin belirlenmesini talep ediyor. Onlara göre, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı kullandığı füze sistemlerinin üreticisi olan Batılı şirketlerin de nükleer saldırıya maruz kalacak askeri nesneler listesine dahil edilmesi gerekiyor. Ve ancak tüm bunlar gerçekleşirse NATO'nun Rusya ile doğrudan askeri çatışmalara girmesini önlemek mümkün olacaktır.
Gördüğünüz gibi Ukrayna'daki savaşla ilgili durum kontrolden çıkmak üzere. NATO Rusya ile savaşa hazırlanmak zorunda kalıyor. Rusya'ya karşı önleyici saldırılar bile göz ardı edilmiyor. Fransa ve İngiltere, Ukrayna'ya askeri birlik gönderilmesi konusundaki görüşmeleri son aşamaya getirdi. Bütün bunlara yanıt olarak, Rusya'daki Avrupa ülkelerine yönelik bir nükleer saldırının gerekliliği veya kaçınılmazlığı yönündeki sonuçlar şimdiden gündeme getirildi. Bu da dünyanın nükleer savaşa dönüşebilecek küresel bir savaşın eşiğinde olduğunu gösteriyor.
Elchin KHALIDBEYLI
Siyaset uzmanı