Öğretmen atamalarında yeni düzenlemeleri değerlendiren Prof. Dr. Sırrı Akbaba, “Milli Eğitim Sistemi içerisindeki sınavların fazlalığından yakınılan günümüzde yeni sınava gerek var mı?” diye sordu.
Kurumların gelişiminin en önemli nedeninin uzun yıllar boyunca yaşama fırsatını yakalamış olmaları olduğuna işaret eden Prof. Dr. Sırrı Akbaba, “Ağaç, kökünün üzerinde büyümektedir. Eğitim kurumları da aynı nedene bağlı olarak gelişmektedir. Ebeveynlerin, çocuklarını göndermek istediği gerek diğer ülkelerdeki gerekse Türkiye’deki sayılı eğitim kurumlarına bakılırsa bu gerçek daha iyi anlaşılmaktadır. Ülkemizde öteden beri yaşanan bir problem vardır: Eğitim kurumları tam meyvesini verecek olduğunda her nedense ya o kurum tamamen kaldırılmakta ya da bir değişiklik yapılmaktadır. Yapılan bu değişiklikler, eğitim sistemimizin kök salarak gelişimine engel olmaktadır.” dedi.
Yeni bir sınava gerek var mı?
Yeni bir kurum ya da kuruluşa ihtiyaç duyulmasının, gerekçesinden anlaşılacağına da dikkat çeken Akbaba, şöyle devam etti:
“Öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleri varken ‘Öğretmen Akademisi’ne ihtiyaç var mı diye soramıyorum; zaten açılmış bulunuyor. Bu akademinin hangi fonksiyonu olduğunu yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, Öğretmen Akademisinin ilk işlevinin sınav olduğu anlaşılmıştır. Türkiye’de halk tarafından en çok güvenilen kurumlar arasında yerini alan Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), sınavları başarı ile yapmaktadır. ÖSYM, öğretmen olacak adaylar için de sınav yapmaktadır. Milli Eğitim Sistemi içerisindeki sınavların fazlalığından yakınılan günümüzde yeni sınava gerek var mı?”
Doğru olan, değişikliğin gelişime ihtiyaç duyan kurumun içerisinde yapılması
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezinin, çağın yeniliklerine ve bilimsel gelişmelere bağlı olarak daha da geliştirilebileceğini ifade eden Akbaba, “Örneğin; sadece bilgi ölçen sınav sorularının yanına yetenek soruları da eklenebilir. Bunun sonucu olarak türlü nedenlerle bilgi edinemeyen, yetenekli çocuklara da üniversitelere girme ve dolayısıyla yüksek düzeyde kapasite gerektiren meslek mensubu olmaları sağlanabilir. Doğru olan, değişikliğin, gelişime ihtiyaç duyan kurumun bizzat kendi içerisinde yapılmasıdır.” diye konuştu.
En azından iki alandaki yeteneğinin yüksek olması öğretmen olacak kişide aranmalı
Bakanlık tarafından yapılacak detaylı açıklamalar öncesinde düzenleme yapılması için Öğretmen Akademisi Giriş Sınavı hakkında yapılan açıklamalardan hareketle; eksikliklere dikkatleri çekmek gerektiğini de anlatan Prof. Dr. Sırrı Akbaba, şöyle dedi:
“Öğretmen Akademisine giriş için planlanan sınavlar içerisinde niçin Pedagojik Formasyon Sınavı (PFS) ya da Eğitim Bilimleri Sınavı (EBS) yok? Öğretmen olmanın en önemli ön koşulu olan pedagojik formasyonu yoksa diğer sınavlardan en yüksek notu alsa bile o kişinin öğretmen olamayacağı tüm çağdaş toplumlar tarafından bilinmektedir. Akademi Giriş Sınavı ‘AGS’ diye isimlendirilen sınavda sorulacak soruların ‘sözel ve sayısal yetenek, tarih, Türkiye coğrafyası, eğitimin temelleri ve Türk millî eğitim sistemi ile mevzuatına’ ait olacağı duyuruldu. Yetenek sorularına yer verilmesi olumlu değerlendirilmiştir: En azından iki alandaki yeteneğinin yüksek olması öğretmen olacak kişide aranmalıdır. Ancak tarih, coğrafya hakkındaki sorular ‘Öğretmenlik Alan Bilgisi Testinde’ de yer alacak branş sorularıdır. Bu durumda adı geçen branşlara girecek öğretmen adayları diğer branşlara göre daha avantajlı hale getirilmiş olmuyor mu?”
Öğretmenlik mesleği profesyonel bir meslektir
Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi “ÖABT” şeklinde isimlendirilen sınavın, her öğretmenlik alanı ile ilgili soruları içereceğini dile getiren Prof. Dr. Sırrı Akbaba, “Mesela; Matematik öğretmenine matematik soruları, Türkçe öğretmenine de Türkçe soruları sorulacaktır. Bu açıklamada özel eğitim, felsefe grubu… gibi birçok öğretmenlik alanları ifade edilmemiştir. Yabancı dil sınavının adı neden ‘ÖABT’ değildir? Diğer branşlar öğretmenlik alan bilgisidir (ÖAB) de yabancı dil branşı, öğretmenlik alanına ait değil mi? Yabancı dil öğretmenlerine ‘yabancı dilci’ mi denilsin? Yabancı dili öğretenler, öğretmenlik mesleği kapsamına ait değiller mi? Sınavlar üzerinde yeterince düşünülerek yeniden isimlendirilmelidir. ‘ÖABT ya da YDS uygulanması planlanmayan diğer öğretmen adaylıkları için de MEB-AGS puanı, sadece AGS ile oluşturulacak’. Bakanlığın açıklamasındaki bu cümle, belirsizler grubunun olduğuna vurgu yapmaktadır. Öğretmenlik mesleği profesyonel bir meslektir ve belirsizliklere yer verilmemelidir.” şeklinde sözlerini tamamladı. (İLKHA)
