Tarih: 05.09.2023 14:10

Rapor: ‘soykırım Turizmi’ devam ediyor

Facebook Twitter Linked-in

Doğu Türkistan'daki soykırımın güçlü delillerle kanıtlanmış olmasına ve uluslararası toplumun dikkat odağında olmasına rağmen son raporlara göre, birçok uluslararası seyahat Acenteleri Çin propagandasına alet olmak üzere Doğu Türkistan'a turizm hizmeti vermeye devam ediyor. Merkezi Washington D.C.'de bulunan Uygur İnsan Hakları Projesi, 30 Ağustos'ta yedi ülkedeki uluslararası turizm şirketlerini kapsayan 'Soykırım Turizmi: Doğu Türkistan'daki Uluslararası Turizm Faaliyetleri' başlıklı yeni bir rapor yayınladı. Raporda, ABD, İngiltere, Kanada ve diğer ülkelerdeki uluslararası seyahat şirketlerinin Urumçi ve Kaşgar'a seyahat hizmetleri vermeye devam ettiği ve bu eylemlerin aslında Çin'in baskıcı politikalarını ve sahte propagandasını desteklediğini ortaya koyuyor. SOYKIRIMA SUÇ ORTAKLIĞI YAPIYOR Amerika'nın Sesi VOA’ya röportaj veren raporun yazarı Henryk Szadziewski, Doğu Türkistan'a organize seyahatin Çin soykırımına suç ortaklığı olacağını vurgularken, uluslararası seyahat şirketlerine Doğu Türkistan'a yönelik turizm hizmetlerini derhal durdurmaları çağrısında bulundu. Uygur İnsan Hakları Projesi raporunun yayınlanmasının ardından yapılan açıklamada, Kanada ve Avustralya'daki iki seyahat şirketinin Doğu Türkistan’a seyahat hizmetlerini durduracaklarını ifade ettiği aktarıldı.   Çin rejimi, Doğu Türkistan'daki soykırımı örtbas etmek için son yıllarda özel olarak hazırlanmış kurmaca, sahte, sınırlı yerleri ziyaret ettirmek üzere uluslararası turizim’e teşvik veriyor. Bir hafta kadar önce 26 Ağustos Çin Komünist Parti (ÇKP) lideri Xi Jinping BRCS toplantısı sonrası aniden Merkezi şehir Urumçi’ye gitti. Ve burada yerel yöneticilere Doğu Türkistan’da yasa dışı dini faaliyetleri etkili bir şekilde kontrol etmek için 'İslam'ın Çinlileştirilmesini daha derinlemesine teşvik etmelerini” isterken, yerli ve yabancı turistlerin Doğu Türkistan'ı ziyaret etmesini teşvik etme hizmetlerinin hızlandırılmasını vurguladı. DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER YAŞANIYOR? “Çin Halk Cumhuriyeti” rejim hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da ağır insan hakları ihlallerinden aşmış soykırım derecesine ulaşan, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine gelen küresel mesele haline geldi. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Ortaya çıkan Resmi veriler ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel ve etnik soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyduğunu gösteriyor. Fakat Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizlemeye ve soykırımı yalanlamaya çalışıyor. Günümüzde şu an bile Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarında tutuluyor. Bu baskı tüm şiddetiyle devam ederken, tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik verme gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor. SİSTEMATİK ASİMİLASYONA TABİ TUTULUYOR Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyor. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan yaklaşık 800 bin Uygur Türkü çocuk, “melekler yuvası ” denilen çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, tıpkı bir Çinliymiş gibi davranan, yaşam felsefesi, ideolojisi, hayata bakışı tamamen Uygurlardan kopuk komünist bireyler olması için yetiştiriliyor. Milli ve dini kültür mirasları, Uygur tarihi ve kültürü, Türk- İslam mimarileri, tarihi şahsiyetlerin türbeleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. 16 bin Cami yıkıldı. Kur’an-i kerim başta olmak üzere Uygurca yazılmış sayısızca eresi kitapları yakıp yok etti. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni sayılıyor. “Kardeş aile” projesi adı altında her Türk aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Sözde “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde 10 günlerce konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyor.  


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —