: Ruhun hafızası
Dört gezegensel yaşam formunun tecelli döngüleri ve insanlığın altın tarhi 21 Aralık`ta sona erir
Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
Ya da alçaldığım görüldü mü?
Mevlana Celaleddin Rumi
İnsan! Kimdir o?! Nereden gelmiş, nereye gidiyor? Doğum ve ölüm sonsuz mudur? İnsan gerçekten ölümsüz müdür?
Bu sorular insanlığı her zaman düşündürmüştür.
Teozofistlerin ise bu sorulara kendi cevapları vardır.
Azerbaycanlı araştırmacı İskender Tagıyev'in bir teozofist olarak bu sorulara cevapları ilginçtir. Maneviyat konusunda 3 kitap (“Apokalipsis”, “Seyid Yehya Bakuvi”, "Şirvanşahlar sarayı ve ya Seyyid Yahya Bakuvi'nin hanesi") yazan, batini bilgilere hakim olan İskender Tagıyev bu mevzular üzere eski Hint, Tibet, Rus ve Azerbaycan kaynaklarını incelediğini belirtir.
- Sayın Tagıyev, röportajlarınızdan birinde İnsan ve İnsanlığın kozmik sistemle birlik içinde ebedi olduğunu söylemiştiniz.
Ama bir de söz vardır ki dünya ölümlüdür, bir gün doğan, bir gün ölür...
- Öncelikle şunu belirteyim ki ezoterik ilimlerle ilgili en zengin bilgiler Hint kaynaklarındandır. Araştırmalarımda da bu kaynaklardan sürekli yararlanıyorum. Okült bilgiler yüzyıllardır insanlardan gizli tutulmuştur. Son 50-60 yılda bu bilgiler nispeten açıklanır hale geldi.
Öte yandan her insanın kendi yüce benliğiyle iletişim kurabilme yeteneğine sahip olduğu artık bir sır değil. Anadolu’nun oldukça önemli isimlerden biri Türkçe şiirin öncüsü, tasavvuf şairi Yunus Emre'nin ifadesiyle söylesek: “Bir ben vardır bende, benden içeru”... Bu beceriyi nasıl harekete geçireceğini bilen kişi, her türlü sorunun cevabını bulmakta ve doğru kaynaklara ulaşmakta zaten zorluk çekemez.
Tüm içsel bilgilerin kaynağı, insanın evrendeki büyük ilahi varlık (mahluk) olduğunu belirtir. Yeryüzündeki hayatı yaşamak için İlahi Güç olan Allah`ın o büyük ruhları Dünyaya çağırdığı bu bilgilerde de yer alıyor.
- İnsan neden böyle-sine yüksek düzeyden inmeyi kabul etmiş?
- Evet insan maneviyat düzeyinde yüksek bir konuma sahip olduğu halde gönüllü olarak Dünyada fiziksel bir hayat yaşamaya karar vermiş ve Yüce Yaratıcının çağrısını kabul etmiş.
Batini bilgilere göre insan ile Allah arasında 10 alem (dünya) vardır. İnsanların ruhu Yere inmeden önce 5. ve 10. alemler arasında mükemmel, büyük, kurucu varlıklardı. Ve yere inen her ruhun hafızasının silinmesi gerekiyordu. Çünkü onların Yerde 4 gezegensel yaşam formundan geçmeleri önemliydi.
- Gezegensel yaşam formu nedir?
- Bazı öğretilerde bu sayı üç biçimde gösterilir: bitki, hayvan ve insan. Ama aslında dört yaşam formu vardır: mineral, bitki, hayvan ve insan.
İnsanoğlu şu anda yaşamın ilk üç formunu tamamlamış olup, son aşamasını yaşamaktadır. İnsanın Dünya üzerindeki oluşum süreci 4,5 milyar yılı kapsamaktadır. İnsanın şu anki yaşam formuna ulaşabilmesi için ruhu, bir milyar yıldan fazla bir süre taş ve kaya halinde, mineral yaşam formunda hareketsiz kalmıştır. Daha sonra bitki yaşam formuna dönüşmüştür. Ve o zaman da gelişme dönemi başlamıştır. Bu süreç milyar yıllık bir dönemi kapsıyor. Yaşamın hayvan formunun bedenlenmesinden sonra, ilahi ruhlar yaşamın son gezegensel formunun canlanmasına geçerler. Bu da dördüncü insan yaşam formudur ve şu dönem 4,5 milyar yılın son 108 milyon senesini kapsıyor.
Bu 108 milyon yıl boyunca ruh 5 Köklü bir medeniyetten, uygarlıktan geçmiştir. Şu anda 5 Köklü Irk içerisinde 33. Akraba Irk döngüsünü tamamlıyoruz. İnsan uygarlığının her döngüsü yaklaşık 26 bin yıldır. Bu döngünün de 13 bin yılı aktif, geri kalan 13 bin yılı ise pasiftir. İçinde yaşadığımız ilgili Irkın her döngüsü 25.920 yıldır ve Güneş Sistemimizle Birge Ülker takımyıldızının (Pleiades) merkezi yıldızı Alcyone'nin etrafında hareket ediyor. Pleiades'in etrafındaki bu devrim ve dünyadaki bu medeniyetin yaşamı bitiyor. Bununla da insanlığın altın tarihi adı verilen bu sonuncu dönem 21 Aralık`ta sona erecek.
- “5. Köklü Irk” ifadesini detaylandırabilir misiniz?
- 1. ve 2. Köklü Irk dönemi insan vücudunun henüz tam olarak oluşmadığı dönemdir. Bundan önce eterik bir vücut (efir bedeni) vardı. Her döngünün sonunda kişinin görünümü değişiyor. 1. Köklü Irk döneminde insan vücudunun boyu 54 metreden 36 metreye kadardı. Afganistan'ın Bamyan ilçesinde kayalara oyulmuş 54 ve 36 metre yüksekliğindeki Buda heykelleri de bunu kanıtlıyor. Ne yazık ki bu heykeller 2001 yılında Taliban tarafından yıkıldı.
2. Kök Irk sırasında insanların boyu 36 metreden 27 metreye dek kısaldı.
2. Kök Irk insanlarının fiziksel bedeni önce şeffaftı. 3. Kök ırkları döneminin ortasında iken insanların boyu 27 metreden 18 metreye kadar kısaldığında amorf vücut oluşmaya başladı. Bu çağın adı Lemurya'dır.
"Adem ile Havva cennette mutlu yaşadılar" efsanesinin anlatımı onların Lemurya döneminin başında yaşadıklarını göstermektedir. Ve İncil (Bible) metinlerinin söylediği gibi, görünür dünyaya indiklerinde bedenlerini fiziksel düzlemde derileri ile kaplı çıplak buldular. Orası efir bir dünya olduğu için bedenleri ilk başta görünmüyordu, bu yüzden etrafta kıyafetsiz dolaşabiliyorlardı. Daha sonra efir alem değişince bedenleri ortaya çıkmaya başladı. Yani aslında “Gökler”, "Cennet" denilen yer özünde efir dünyasıdır.
Atlantis döneminde insanların boyu 9 metreden döngünün sonunda fiziksel olarak 4 metreye dek geriledi.
5. Köklü Irk, çağımızın insanlarına aittir. Bu dönemin insanları (dünyanın teosofik kronolojisine göre) Ari ırkının temsilcileridir.
- İnsanların kozmosta yüksek bir konuma sahip olan mükemmel ruhlar olduğunu söylediniz. Bütün bu süreçler insanın evrimiyle ilgili midir?
- Evet. Çünkü insanın evrim yolunu geçebilmesi için fiziksel dünyada yaşaması gerekir. Yüksek frekanslı alemde hiçbir sorun yoktur. Sorunsuz bir hayat yaşadığınızda evrim gerçekleşmez. Evrenimizin bile kendi adı vardır: Özgür Seçim Evreni.
Gönüllü olarak Tanrı'nın çağrısı ile Yer`e inen insan ruhlarına özgür seçim hakkı verilir. Yani Dünya bir eğitim alanı olarak düşünülebilir. Dört hayat formunu tamamlamış insanların ruhları mükemmeldir. Kamil ruhlar 144 kez oluşum sürecinden geçtiler. Ancak bazı insanların ruhları gençtir, henüz mükemmel değildir ve aydınlanmaya (Zuhura) hazır değildir.
- Peki bazı ruhların mükemmel olduğunu, bazılarının olmadığını neye dayanarak söylüyorsunuz? Bu genç ruhlar kimlerdir ve nerede yaşıyorlar?
- Bu süreç yalnızca Dünyanın 33. tür Akraba Irkının nümayendeleri için geçerlidir. Tasavvuf sistemine göre tüm insanlık 4 bilinç düzeyine ayrılmıştır: avam, has, evliya ve enbiya. İlk iki seviye daha düşük, sonraki ikisi ise kişiyi ruhsal yönde geliştiren daha yüksek bilinç seviyeleridir. Teosofik sisteme göre üçüncü manevi bilinç düzeyine - Övliya veya ışıkla yükseliş ede bilen insan geçişinin eşiğindeyiz. Ve dünyadaki insanların yarısından fazlasının bu sürece katılacağı beklenir. Çünkü her ruhun Dünyaya gelmeden önce bir sözleşmesi vardır ve bu başka bir konudur.
Genç ruhlar ise bu süreçten doğal bir geçişle geçecek. Yani kâmil bir ruh haline gelinceye kadar 13 bin yıl daha tecelli edecekler. Bu süreç iki yeni gezegende daha gerçekleşecek. Bu nedenle Dünyadaki mükemmel ruhlar, genç ruhların evrimini desteklemek için lider, üstat, uzman statüsüne hazırlanıyor. Bu arada sonsuz sayıda gelişen ve gelişmeyen galaksi vardır.
- Siz zuhur diyorsunuz, kıyamet gününden mi bahsediyoruz?
- 1987'de üstat, rehber ruhların katkısı ile manevi düzeyde bir anket yapıldı: İnsanlar ışıkla doğmaya - Zuhura gitmek istiyor mu? Yaklaşık 4,5 milyar insan ruhu Zuhura gitmeyi kabul etti. 13.000 yıllık insan yaşamı boyunca, tekamül yolunda ilerleyen her ruhun insan formasında bu programlardan geçerek 72 kez kadın, 72 kez erkek olarak toplam 144 kez tecessüm etmesi gerekir. Yani dünyada bu programı tamamlayanlar Zuhur edecekler.
Dünya üzerindeki üç boyutlu (3 boyutlu) alemde 4 yaşam formundan (mineral, bitki, hayvan, insan) geçen insan, önce dört boyutlu (4 boyutlu), ardından beş boyutlu (5 boyutlu) dünyaya geçecek.
- Zuhur sürecinde ruh bedeni terk edecek mi?
- Aslında her defasında ruh bedeni terk etmiş. Ancak bu sefer, Dünya üzerindeki tüm deneyimleri geçmiş bazı insanlar, ölüm deneyimi yaşamadan süreci gerçekleştire bilecekler. İnsan ruhları bu dönemi yüz milyon yıllar beklemiş ve bu dönem iki kutuplu yaşamda her türlü sınavdan geçen insanlara Yüce Yaratıcının en büyük lütfudur.
- İki kutuplu yaşam derken neyi kastediyorsunuz?
- Yani yeryüzünde yaşamın 2 kutbu vardır: Kuzey-Güney, baba-anne, erkek-kadın, gündüz-gece, aydınlık-karanlık, aşk-nefret... Bu iki kutup Allah'ta eşsizdir, ancak Dünyada bir öğrenme yöntemi olarak gereklidirler, insanlık doğru seçim yapmayı öğrenmelidir. Bu nedenle manevi düzeyde gezegenimize Özgür Seçim Gezegeni denir.
1987 yılına kadar insanların kalpleri ve beyinleri gezegenin çekirdeğiyle aynı dalga boyunda uyum içinde çalışıyordu. Bunlar düşük frekanslardı ve Schumann (Schumann rezonansı, 1952'de fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından açıklanan, yeryüzü ile iyonosfer tabakası arasında meydana gelen doğal titreşime verilen isim) sabitiyle (7,8 hertz) örtüşüyordu.
İnsanlığın “Altın Çağı” olarak adlandırılan bu sürecde Dünya gezegeninin ve vücudumuzun frekansı artıyor.
1987 yılında vücudumuzun ışık frekansı 8 Hertz'e (Hz) yakın iken Zuhur'a gitmek üzere olan kişilerde bu şimdi 80-120 Hz'e gidiyor ve giderek artmaktadır. Güneş'teki patlamalar ve güçlü foton enerjileri bu aydınlanma sürecine yardımcı olur. Dolaysıyla silisyumun kalsiyumdan daha fazla ışık enerjisini tutabilmesi nedeniyle kemiklerimizdeki kalsiyumun yavaş yavaş yerini silisyuma bırakacağı bilgisi doğrulanıyor. Yani biz silisyum oksit bazlı sıvı kristale dönüşüyoruz.
İki kutuplu bir dünyadan tek kutuplu bir dünyaya geçtiğimizde artık ay, yıldızlar, gündüz ve gece yoktur, yalnızca ışık ve pozitiflik vardır. Şu anda, zamanımızdaki insan, özgür seçimden doğru seçime ilerlemektedir. Yeni dünyada evrimsel bir süreç bizi bekliyor. İlk aşamada - yani 2025 yılında vücut ışığı 200-205 Hz'ten 450 Hz'e kadar yükselen insanlarda bir geçiş bekleniyor. Bu da insanlığın 4. boyuta (4D) yükselişini kolaylaştıracaktır. Onlar ezoterik öğretilerde kutsal veya azizler olarak adlandırılan ışık varlıkları seviyesine geçerler.
Yani Yükselişe gitmek istiyorsak doğru seçimi yapıp yüksek duygularla ışık ve sevgiyle yaşamamız gerektiğini anlamalıyız.
Şu anda küratörler ve ruhani liderler, insanlara yardım etmek için toplu halde Dünyaya iniyorlar.
Küratörler ve öğretmenler arasında, Dünyadaki kargaşa yoğunlaştığında Yüce Allah'ın yardıma gönderdiği ruhlar var. Pleiades, Lyra ve Sirius'un yaratıkları uzundur. Bazıları 2-3 metre boyunda, renkli gözlü, sarışın ve güzeldir. Çoğu egzotik. İnsanlarda şok etkisi yaratmamak için öncelikle insansı (insanın benzeri) bir formda ortaya çıkabilirler. Daha küçükleri ise 1,30 metre yüksekliğindedir. Bu nedenle milyarlarca yaşam formu vardır. İnsanların 10 milyon yıl önce Zuhur ettiği gezegenler mevcut.
Işığı, ilahi aşkı seçenler aydınlanmış bir medeniyete geçmişlerdir ve pozitiftirler. 33. Irk'ın üstat liderleri Sirius'tan geliyor. Örneğin ezoterik bilgiye göre Hz. Muhammed ve birçok tarihi şahsiyet Sirius ve Arion'un soyundan gelmektedir.
- Atlantislilerden bahsettiniz, onlar ne kadar yaşadılar?
- 1000-1200 yıl yaşamışlar. 13.000 yılda ruhları en fazla 13 kez yeniden doğmuş. Her dönemin kendi amacı vardır. Ve bizim zamanımızda boyumuz 1.80-1.50, ruhumuz 144 kez bedenlene bilir. Yani boy ve yaşam ömrü kısaldıkça tecessüm süresi de uzadı. Her yeni döngüden önce, 13.000 yıllık dönemden sonra, ruhlar yeni döngüye kadar aynı süre boyunca (pasif döngü) dinlenir. O zamanda da lider ruhlar, küratörler Dünyayı o medeniyetin izlerinden temizliyor; insan bilincinin yarattığı her şey atomlarına kadar yok ediliyor. Ve o dönemden geriye taş ve ağaçtan yapılmış ürünler, eserler kalmıştır. Yeni bir döngüde insanlar Dünyada kendilerinden önce hiç kimsenin olmadığı anlıyorlar. Bu, düşük titreşimli bilgi, dengesizlik ve ayrılığın ikili dünyasına aşılanan evrimsel yöntemdir, böylece son aşamanın belirli bir anında ruh uyanır ve etrafta olup bitenlerin İllüzyon-yanılsama olduğunu anlar. Tanrı'yı aramaya başlar, Dünyaya neden geldiğini, görevinin ne olduğunu öğrenmek ister. Bundan sonra manevi yola girer ve belirli inisiyasyonlardan sonra Dünyadaki tecessümünü tamamlar.
Zuhur sonrasında öncelikle bedenlerin ve bilincin tam bir dönüşümünün ardından hızla ayrılacağımız 4 boyutlu uzaya geçişle karşı karşıya kalıyoruz ve ardından 5 boyutlu dünyada yeni bir gezegen bizi bekliyor. Adı da biliniyor - bu, Maldena adı verilen Dünyanın beşinci küresidir.
- Size göre insanlar şu anda ne yapmalıdırlar?
- Yalnızca olumlu düşünmek ve bunu olumlu eylemlere dönüştürmek gerekir. Evrene gönderdiğiniz şey size geri döner. Dünyanın ve insanların enerji potansiyelinin arttığı şu zamanda, düşünceleriniz, sandığınız şey çabuk gerçekleşir. Bunu için her gün pratik yapmanız ve etrafınızdaki Evrene sevgiyle düşünceler, sevgiyle duygular, sevgiyle sözler ve sevgiyle eylemler göndererek kendinizi kontrol etmeniz ve bu Yükselişi beklemek için yeterlidir. O yüzden mutlu ve neşeli olamak önemlidir. Öfkeye, nefrete ve diğer düşük titreşimlere hoşgörü gösterilmemelidir. Sebep-sonuç yasasına göre, düşük titreşimlerden, duygulardan ve stresten uzaklaşıp İlahi niteliklerin pozitif yüksek enerjilerini yetiştirmek gerekir.
1930-1940'lı yıllarda Alman bilim adamları, insanları ve diğer canlıları yürekten sevmenin 50-150 Hz frekansına kadar pozitif enerji yarattığını öğrendiler. İlahi sevginin enerji değeri 205 Hz'dir. Bu sevgi aynı zamanda annelerin hiçbir karşılık beklemeden doğal olarak çocuklarına verdikleri bir duygudur. 6 aydan küçük çocuklarda, bu enerji doğanın en saf yerlerinde, çoğunlukla insan ayağının değmediği yerlerde bulunur.
Rena Cumakızı, lent.az