Uluslararası Haber Ajansı "Rusya Segodnya" genel müdürü, "Vesti nedeli" programının yazarı ve sunucusu Dmitry Kiselyov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile yaptığı röportajda ilginç bir noktaya değindi. NATO ile Rusya arasında artan gerilime değinen Kiselyov, Putin'in katılımıyla Savunma Bakanlığı'nda yapılan son toplantıda Rusya Savunma Bakanı'nın "Rusya'nın önümüzdeki on yılda NATO ile savaşa hazır olması gerektiği" yönündeki görüşünü hatırlattı. Gazeteci Cumhurbaşkanına "Bu, Azerbaycan ile Rusya arasındaki ittifak ilişkileri açısından ne anlama geliyor?" diye sordu.
Devlet başkanı, gerilimin NATO ile Rusya arasında bu kadar açık bir çatışmaya yol açmayacağından umutlu olduğunu söyledi. "Birincisi, bunun tüm dünya, tüm ülkeler ve tabii ki bölgeye sınırı olan ülkeler açısından feci sonuçlarını herkes anladığı için. İkincisi, hâlâ Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yönetim değişikliğinin aynı zamanda dış politika yönünde de değişiklik anlamına geleceğini umuyorum. Sayın Trump ve ekibinin seçim öncesi ve sonrasında yaptığı açıklamalar bu konuda umut veriyor. Dolayısıyla NATO ile Rusya'nın sıcak savaş başlatacağı bir senaryoyu hayal etmek, küresel bir kıyameti hayal etmekle eşdeğerdir. Bu savaşın kazanılmayacağı açıktır. Cumhurbaşkanı, "NATO bölgesinden veya Rusya topraklarından uzakta olsa bile hiçbir ülke kendini güvende hissetmeyecektir" dedi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Bakü'nün rolünü ve izlediği yolu şöyle açıkladı: "Azerbaycan'ın yükümlülüklerine gelince (Azerbaycan ile Rusya arasındaki ittifak anlaşmasından bahsediyoruz), biz tüm yükümlülüklerimizi maksimum sorumlulukla ele alıyoruz ve almaya devam edeceğiz. Gerginliğin giderilmesi çalışmalarına Azerbaycan'ın da katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Azerbaycan dış politikasının özellikleri nedeniyle hem Batı'da hem de Doğu'da bağımsız dış politika izleyen tamamen bağımsız bir aktör olarak algılanmaktadır. Çünkü hem Rusya'nın hem de NATO üyesi Türkiye'nin müttefiki olan tek ülke. Dünyada böyle bir ülke daha yok. Dolayısıyla yükümlülüklerimizin mantıksal zincirini takip edersek ittifak yükümlülüklerimizin çok yönlü olduğunu göreceğiz. Elbette dünyadaki gerçek durumdan hareket edeceğiz ve bir kez daha söylemek istiyorum ki, belki bir aşamada Azerbaycan'ın çabası da gerekebilir. Burada Rus Ordusu Genelkurmay Başkanı ve NATO Askeri Komitesi başkanı düzeyinde bir takım toplantıların yanı sıra ABD ve Rusya'nın askeri liderleri de Bakü'de buluştu. Sonuçta tesadüfen seçilmedi. Hem Batı'da, hem Rusya'da, hem de Doğu'da güvenilen çok fazla ülke yok. Ayrıca askeri-siyasi yapılara resmi ya da gayri resmi üyelik yapmayan ülke sayısı da çok fazla değil. Dolayısıyla böyle bir ihtiyaç ortaya çıkarsa gerilimin ortadan kaldırılmasına katkı sağlamaya hazırız."
Tofig Abbasov
Siyasi yorumcu Tofig Abbasov, "Yeni Müsavat"a yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın tüm taraflarla eşit ve dengeli bir politika izlemesi, hiçbir ülke veya gruba karşı üçüncü taraf olarak hareket etme politikasının, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in son yıllardaki başarılı devlet politikasıyla uyumlu olduğunu söyledi: " Bu politika, Azerbaycan'ı dünyada anlam bakımından farklı bir devlet olarak tanınan olumlu bir yer haline getirdi. Birbirleriyle ilişkileri gergin olan taraf ve devletler dahi Azerbaycan'la işbirliği ve dostluk ilişkilerini önemli görmektedir. Rus Ordusu Genelkurmay Başkanı ve NATO Askeri Komitesi başkanı düzeyinde bir dizi toplantının yapılması ve ayrıca ABD ile Rusya'nın askeri liderlik toplantısının Bakü'de gerçekleştirilmesi yani en uygun buluşma yerini seçmemiz de bundan kaynaklanmaktadır. Bu aynı zamanda Azerbaycan'a olan güvenin ve güvenin de göstergesidir. Azerbaycan birkaç yıldır dünya petrol politikası ve güvenlik konularında önemli bir merkez olarak hareket ediyor. Son olarak Azerbaycan, dünya düzenine giden süreçlerde müzakerelerin yapıldığı bir merkez ülke olarak popülerlik kazandı. Bunun nedeni, ülkenin siyasi liderliğinin bunun için koşulları yaratmasıdır. Yani aslında bağlantısız bir politika izliyoruz. Azerbaycan'ın politikası çok vektörlüdür, üçüncü bir güce karşı güç kullanma niyetimiz yok. NATO ile de işbirliğimiz var ama İttifakın üyesi değiliz. Biz KGAÖ'ye de üye değiliz ama Ermenistan dışında bu örgüte üye olan tüm ülkelerle iş birliği veya ittifak ilişkilerimiz var. Bu da devletin politikasının pragmatik bir politika olduğunu gösteriyor. Azerbaycan'ın NATO'ya katılması konusunda ısrar ettiler. Ancak bu konunun henüz planlarımıza dahil olmadığını beyan ettik. KGAÖ'ye ve Avrasya Birliği'ne katılmamızı istediler. Bu birliğe resmi üye olma planımızın olmadığını beyan ettik."
Tofig Abbasov'a göre bu tutumumuz, adı geçen taraflarla ilişkileri reddettiğimiz veya bundan kaçındığımız anlamına gelmiyor. Belirtildiği gibi Azerbaycan her taraftaki güçlerle ilişkilerini sürdürüyor: "Azerbaycan ikili işbirliği formatlarından daha fazla yararlanıyor. İlişkileri asla kötüye kullanmayız. Azerbaycan hiçbir zaman işbirliği yaptığı, müttefik olduğu tarafın rakibine karşı yürütülen süreçlere taraf olmuyor. Bu politikamız aynı zamanda taraflar arasındaki en gergin ilişkilerde müzakerelerin adresi olarak Azerbaycan'ın seçilmesine de yol açmaktadır. Azerbaycan devletinin en büyük kazanımlarından biri, dünya sahnesinde nispeten genç bir devlet olmasına rağmen, birbiriyle rekabet eden büyük güçlerin dost olarak kabul ettiği ve kabul ettiği adres olmasıdır. Bu statünün kazanılması, Azerbaycan'ın birçok davada arabulucu olarak hareket etmesine olanak tanıyor. Azerbaycan'ın merkez rolü, ilişkilerin normalleşmesi ve müzakere düzeyinin oluşturulması açısından gergin ilişkiler içinde olan müzakereci tarafların yararına çalışıyor. Dolayısıyla hem Batı'nın, hem Doğu'nun, hem Kuzey'in hem de Güney'in Azerbaycan'a yönelik tutumu yüksek düzeyde güven düzeyindedir."
Etibar SEYİDAĞA