SAĞLIK – SEN ERZURUM Şube Başkanımız Sayın Abdullah DUMAN, çaya olan ilgimizi duymuş olacak ki bizi çay içmeye davet etmiş. İşin içinde çay olunca gitmemek olmaz. İlimizin güzide mekânlarından birisinde, samimi bir ortam ve sıcak bir karşılama ile önümüze konulan çayı yudumlamaya başladığımızda anladık ki, bu çay başka çay. Muhabbet ortamı kıvamında, aile sıcaklığı içerisinde, tanıdık bildik ve saygı gördük birkaç dost dışında da kimseler yoktu. İşte orada anladım ki başkanım ve yönetimi tedavi konusunda bahsedilen çağı yaşamaktaydılar. Nerede çokluk, orada yokluk. Normalde bir bardak çay içip kalkacaktık ama mevzu öyle yerlere geldi ki; yemek yedik, yemekte konuştuk. Çay içtik, çay da konuştuk. Tatlı yedik; hem tatlı konuştuk, hem de tatlıda konuştuk. Sonrasında yeniden çay içtik, çayda konuştuk. Ev sahibi ve halkı güler yüzlü ve samimi olunca içilen zehir olsa idi şifa olurdu bu kesin, ama biz çay içtik ve içtikçe de sardı mübarek. Gerçekten sohbet koyu, çay koyu, konularında sonu gelmedi vesselam. Ne kadar da özlemişiz meğer böylesine samimi, yapmacıksız ve reklam kokmayan sohbetleri. Siyaset yok, makam yok, aşağılayan gözlerle etrafı süzen ne idüğü belirsiz yaratıklar yok. Konuşmak isteyen, rahatlıkla ve hiç sıkılmadan ve hatta kendisinden birisiyle konuşuyormuşçasına gülücük dolu bir muhabbet ortamı. Keyifle fokurdutularak içilen nezih ortamlardan. Masada ne yoktu ki; sıcaklık vardı, muhabbet vardı, saygı vardı, sevgi vardı, çay vardı çay. Katık olarak ilimizin sağlık sektörü vardı. Şeker olarak yaşanan olumlu gelişmeler vardı. Atıştırmalık olarak başkanımın ve yönetim kurulunun görevde bulunduğu süre zarfında attıkları adımların neticeleri vardı. Yarınlara ait heyecanları vardı. Bu şehire ve insanına, kendi üyelerine yaşatmaya çalıştıkları, sunmaya çalıştıkları güzel hevesleri vardı. Ne yoktu ki? Özel hastanelere giden halkımın düştüğü ikilemin sıkıntıları vardı. Bedavaya alacağı sağlık hizmetinin, aynı doktorun özele geçmesi sonucu birkaç akıllı geçinen uyanığın, kendi kesesine maddi kazanım çerçevesinde yaptığı bu uygulamanın halkıma edilen faturasının ağırlığı vardı. Sektör bazında yaşanan olumlu ya da olumsuz bir takım değerlendirmeler vardı. Kadim ilimizin dünü, bugünü ve yarını vardı. Vardı oğlu vardı. Her köşe başına açılan, merdiven altı vari bilhassa yetkisiz sendikaların, sağlık çalışanlarının ve hatta diğer kurum çalışanlarının hakkının nasıl gasp edildiğinin yer ettiği üzüntüsü, biraz olsun havayı gerdi ama taze çayın dumanı yeniden muhabbet ortamına çekti aldı bizi. Vakit ilerleyince baktık olacağı yok, zaten çay da bitmiş kalkalım dedik, demesine de aklımız çayda kaldı. Bir daha ne zaman o çayı içeriz bilmem ama o ortamı bulur muyuz bilmem ama sıcaklık yanımıza kar kaldı. Hoş bir akşamda, hoş bir gecede, hoş bir sada imiş; ne diyelim Sağlık Olsun…