9636,12%-0,25
34,65% 0,05
36,37% -0,03
2941,87% 0,36
4880,88% 0,00
Perinçek, özelleştirmenin Cumhuriyet’in kamusal sağlık kurumlarını yıkıma uğrattığını ve bunun ağır faturasının ‘yenidoğan’ vakası ile yine önümüze çıktığını söyledi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Yenidoğan Çetesi'yle" ilgili partisinin İstanbul İl Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Vatandaş sağlığının, Türk milletinin aydınlık bir gelecek kurması için "olmazsa olmaz" bir koşul olduğunu vurgulayan Perinçek, "Vatandaşın sağlığı, Türk milletinin üretimde, kültürde ve güvenlikte dirliğinin ve aydınlık bir gelecek kurmasının olmazsa olmaz koşuludur. Bu nedenle sağlık, eğitim, kültür ve savunma hizmetleri özel çıkarcılıkla bağdaşmaz, ancak ve ancak kamu eliyle yürütülür." ifadelerini kullandı.
AK Parti'nin "Sağlıkta Dönüşüm" programı ile "Özel Hastaneciliğin" bir salgın hastalık gibi yayıldığını ifade eden Perinçek, "Devlet desteği ile uygulanan sağlığı özelleştirme programı ve hükümetin 20 yıllık “Sağlıkta Dönüşüm” politikası yüzünden “Özel Hastanecilik” bir salgın hastalık gibi yayılmış ve Cumhuriyetin kamusal sağlık kurumları yıkıma uğratılmıştır. Sağlık kurumları ticarethane değildir, sağlık hizmeti talep edenler de müşteri değildir." açıklamasını yaptı.
Perinçek, "Yenidoğan Çetesi olayını fırsat bilerek Türkiyemizin insan kaynaklarını kirli gösterme ve sağlık personelimizi suçlama yönündeki kışkırtmaları mahkûm ediyoruz. Türk milleti tarihsel birikimiyle erdemli, çalışkan ve ahlâklıdır. Son dönemde Türkiye’yi tımarhane olarak gösteren ve milletimizin yüksek karakterini hiçe sayan düşman kampanyalarına karşı bütün halkımızı sorumluluğa ve dikkate davet ediyoruz." dedi.
Perinçek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İnsanlarımız, üretimden kültüre, ahlâktan vatan savunmasına kadar en temel kaynağımızdır. İnsan kaynağı sağlık hizmetiyle korunur. Sağlık hizmetinde tedaviden önce sağlığın korunması gelir. Eğitim, Savunma ve Sağlık hizmetlerini kamu eliyle yapmak, başarının birinci koşuludur.
İnsanlarımızın yetenekleri eğitimle geliştirilir. Ahlâkın temel ilkesi bencillik değil, başka insanları düşünmektir, elseverliktir. Bu nedenle eğitim, millîdir. Savunma, ancak vatan için fedakârlık kültürüyle sağlanır. O nedenle Savunma millîdir.
Vatandaşın sağlığı da, bir milletin üretimde, kültürde ve güvenlikte dirliğinin ve aydınlık bir gelecek kurmasının olmazsa olmaz koşuludur. Bu nedenle sağlık, eğitim, kültür ve savunma hizmetleri özel çıkarcılıkla bağdaşmaz, ancak ve ancak kamu eliyle yürütülür.
Sağlıkta özelleşmenin ve özel çıkar hırsının önümüze getirdiği ağır fatura Yenidoğan Çetesi denen olayla birlikte bir kez daha önümüze çıktı.
Devlet desteği ile uygulanan sağlığı özelleştirme programı ve hükümetin 20 yıllık “Sağlıkta Dönüşüm” politikası yüzünden “Özel Hastanecilik” bir salgın hastalık gibi yayılmış ve Cumhuriyetin kamusal sağlık kurumları yıkıma uğratılmıştır. Bu süreçte sağlık hizmetinin ahlâkî sorumluluğu ve kırmızı çizgisi olan "insanı koruma" ilkesi çiğnenmiştir. Sistem, insanı müşteri olarak görmekte ve sağlık kurumlarını halkımızın sağlığına karşı sorumsuzluğa itmektedir.
Sağlık kurumları ticarethane değildir, sağlık hizmeti talep edenler de müşteri değildir. Halkın sağlığını korumak ve ihtiyacı olan sağlık hizmetini sağlamak Devletimizin asli görevlerindendir.
Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” diye anılan örgütlenmede eski PKK görevlisi Fırat Sarı’nın kilit roller oynadığı yargılamanın ilk aşamasında ortaya çıkmış bulunuyor. Fırat Sarı, PKK örgütünden devşirilmiştir.
Bizzat bu şahıs, kendisine Yenidoğan Çetesine giden süreçte görev verildiğini belirtmektedir. MİT içindeki CIA-MOSSAD kliğinin elebaşılarından olduğu bilinen Mehmet Eymür’ün denetiminde olduğu da meydana çıkmıştır.
Şu anda bize gelen bilgilere dayanarak saptıyoruz: Yenidoğan Çetesi denen olay, SSK’yı soymak ve çocuk sağlığına zarar vermenin ötesinde uluslararası boyutlar içermektedir.
Konunun bu açıdan da araştırılması bir kamu görevidir. İdarenin ve yargı organlarının dikkatine sunuyoruz.
Vatan Partisi sağlıktaki acil çözüm önerisini hükümetin ve halkımızın değerlendirmesine sunuyor:
1. SGK ve resmî kurumların özel hastaneler ve tıp merkezleri ile yaptığı bütün hizmet ve satın alma sözleşmeleri iptal edilmelidir.
2. Aile Sağlığı Merkezlerinden başlayarak Kamu Sağlık Kurumları güçlendirilmeli, sağlığı koruma, tanı, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri Kamu Sağlık Kurumları eliyle yapılmalıdır.
3. Kamu sağlık hizmetlerinin bütün kademelerindeki taşeronlaşma kaldırılmalı, taşeron şirketlerde çalışanlar kamu kadrolarına alınmalıdır.
4. Ruhsatları iptal edilen özel hastaneler kamulaştırılarak, Aile Sağlığı Merkezlerine (ASM) dönüştürülmeli, personeli kamu kadrolarına alınmalıdır.
Milyonu aşkın kamu sağlık görevlisi sayesinde kamu kurumlarımız bütün yurttaşlarımızın ihtiyacı olan hizmeti verecek bilgi, birikim ve vicdana sahiptir.
Hekimlerimiz ve sağlık emekçilerimiz, büyük fedakarlıklarla görevlerini yapıyorlar ve özel çıkarcılığa karşı onur savaşı veriyorlar. Sağlık çalışanlarımız son Korona salgınında görevlerini yüksek fedakârlık ve disiplinle yerine getirmişlerdir.
Çürüyen sistemin yarattığı manzara, Cumhuriyet değerleri ile yetişmiş hekiminden hemşiresine, eczacısından tıbbi teknisyenine tüm sağlık çalışanlarına olan güvenimizi sarsamaz.
Yenidoğan Çetesi olayını fırsat bilerek Türkiyemizin insan kaynaklarını kirli gösterme ve sağlık personelimizi suçlama yönündeki kışkırtmaları mahkûm ediyoruz.
Türk milleti tarihsel birikimiyle erdemli, çalışkan ve ahlâklıdır. Son dönemde Türkiye’yi tımarhane olarak gösteren ve milletimizin yüksek karakterini hiçe sayan düşman kampanyalarına karşı bütün halkımızı sorumluluğa ve dikkate davet ediyoruz.
Bugün kamuoyuna açıkladığımız İnsancıl Sağlık Felsefesini ve Kamucu Sağlık Programını bugün iktidarda bulunan hükümetin değerlendirmesine sunuyoruz.
Eğer varolan hükümet değerlendiremezse, bu program Üreticilerin Millî Hükümeti tarafından kararlı olarak uygulanacaktır.
Vatan Partisi’nin merkezinde olacağı Üreticilerin Millî Hükümetinin kurulması, Türkiye’nin yakın gündemindedir.
- Vatandaşın sağlığı, Türk milletinin üretimde, kültürde ve güvenlikte dirliğinin ve aydınlık bir gelecek kurmasının olmazsa olmaz koşuludur.
- Bu nedenle sağlık, eğitim, kültür ve savunma hizmetleri özel çıkarcılıkla bağdaşmaz, ancak ve ancak kamu eliyle yürütülür.
- Devlet desteği ile uygulanan sağlığı özelleştirme programı ve hükümetin 20 yıllık “Sağlıkta Dönüşüm” politikası yüzünden “Özel Hastanecilik” bir salgın hastalık gibi yayılmış ve Cumhuriyetin kamusal sağlık kurumları yıkıma uğratılmıştır.
- Sağlık kurumları ticarethane değildir, sağlık hizmeti talep edenler de müşteri değildir.
- “Yenidoğan Çetesi” diye anılan örgütlenmede eski PKK görevlisi Fırat Sarı PKK örgütünden devşirilmiştir. Bizzat bu şahıs, kendisine Yenidoğan Çetesine giden süreçte görev verildiğini belirtmektedir. Yenidoğan Çetesi denen olay, SSK’yı soymak ve çocuk sağlığına zarar vermenin ötesinde uluslararası boyutlar içermektedir. Konunun bu açıdan da araştırılması bir kamu görevidir.
- Yenidoğan Çetesi olayını fırsat bilerek Türkiyemizin insan kaynaklarını kirli gösterme ve sağlık personelimizi suçlama yönündeki kışkırtmaları mahkûm ediyoruz.
- Türk milleti tarihsel birikimiyle erdemli, çalışkan ve ahlâklıdır. Son dönemde Türkiye’yi tımarhane olarak gösteren ve milletimizin yüksek karakterini hiçe sayan düşman kampanyalarına karşı bütün halkımızı sorumluluğa ve dikkate davet ediyoruz.