9744,04%0,29
35,48% 0,02
36,57% -0,04
3062,85% 0,33
4905,44% 0,59
Yunus Emre Enstitüsü Eski Başkanı ve Yönetimine Ağır İddialar!
ORGA,
CONTROLLİNG,
REVİSİON,
Yani
TEBLİGATLAR,
DENETLEME,
TEFTİŞ,
Yoksa
"ŞİRİNLEME" VARDIR!
17 Şube, 1500 eleman ve 150 milyon avro ciroluk bir şirkette bir yılda çalınan 980.000 Avroluk (dokuzyüzseksenbin avro) depo malından sonra atadığımız depo müdürleri ve kurduğumuz teftiş ve denetleme sistemiyle bir sene sonra depo ve mağaza kayıplarını 90 bin Avroya indirmiştik. Yani bir önceki seneki kayıpların %10 bile değil!
Bunu niye yazdım?
Alman şirket ve devletinde bu 3'lü yapı (Orga-Controlling ve Revision) bir harmoni şeklinde çalışır, kayıp, kaçak, hertülü hırsızlık ve suistimalleri engeller.
Türkiyemizde Yunus Emre Enstitüsü diye çok güzide bir kurumumuz var! Bu kurumun eski başkanı Profesör Şeref Ateş'in kurumu ne kadar dolandırdığı araştır araştır bitmiyor, diye haberler okuyoruz. Tutuklanma emrinden bir gün önce Almanya'ya kaçtığı söyleniyor.
Şimdi bakalım ne yapmış?
- Şahsına ait (Prof. Şeref Ateş adına) 29,
- 1. derece akrabaları adına 44 olmak üzere toplamde 73 banka hesabı + sayısı belli olmayan kasalar + kripto hesaplar,
- Özel Kalem Müdürü M.D adına 145 banka hesabı,
- Strateji Geliştirme Başkanı S.Y. adına 18, SY Başkanın eşine ait 157 ve gene S.Y. Başkanın yakınlarıyla birlikte toplam 214 banka hesabı,
- Bilişim Destek Hizmetleri Daire Başkanı M.Ç. nin babası adına 172, eşi adına 35, kendisi adına 73 olmak üzere 280 banka hesabı, açılmak süretiyle şu ana kadar 30 milton TL kurum zarara uğratılmış!
Ben, Stock, Sales & Finans Controlling, Revision + Orga yaptığım dönemde IBM'in satın aldığı Cognos Controller Programı kullanırdım. Hazırladığım raporlar hergün otomatik güncellenir hangi depoda, hangi şubede, hangi kasada, hangi satıcıda, hangi kasiyerde ne hata olmuş ertesi gün kıpkırmızı önüme ekranıma düşerdi.
Daha sonra 7500 Eleman, 149 şube ve 1,5 Milyar cirolu Porta Möbel Grupta'da aynı yöntemle çalıştık.
Koskoca Türkiye cumhuriyetinin; MASAK'ı var, BDDK'sı var, Sayıştayı var, Mülkiye Müfettişleri var, KOM'u var, kurum içi muhasebe müdürü, yardımcısı, elemanları var....
Yahu bir kişi üzerine 172 Banka hesabı açılırda bankacılık denetlemede kırmızı ışık yanmaz mı?
Almanya'da biri bu kadar hesap açsın, ertesi gün sabah 05:00'de Terörle mücadele kapısını kırıp, onu daha göz kapaklarını açmadan yatağından alıp yere çalıp, ensesine binip hesaba çeker? Venüs ve Uranüsten değil adamın anüsünden şırıngayla kan almaktan fena ederler.
Sevgili dostlar,
bir hesaptan (yukarıdaki örnekte Yunus Emre Enstitüsü hesabından) yüzlerce başka hesaba para çıkarma işlemine "ŞİRİNLEME" denir.
Çok eskimiş, ayağa düşmüş bir para dolandırma ve aklama yöntemidir! Dünya bunun önlemini çoktan almıştır ama maalesef bizim ülkemiz Türkiye'nin bu hususta zayıf olduğunu müşahede ve tecrübe ettik.
Son söz:
"Eline fırsat geçmemiş, imtihan olmamış kişiler tesadüfen doğru kalmış kişilerdir! Er kişi odur ki eline fırsat geçtiğinde doğru kalmış olsun". Baksanıza, kurumun başkanı, daire başkanları, eşleri, anne, baba, hısım, akraba, eş, dost... üçkağıtçı, dolandırıcı olmayan kalmamış! Sonra "bu ülkede doğru siyasetçi yok" diye sokakta halk mikrofana dert yanıyor.
Ya hu, atalarımız; "Armut dibine düşer" dememişler mi? Bu halk doğru değilki, bürokratı, siyasetçisi, sporcusu doğru olsun, şike, rüşvet, dolandırıcılık, iltimas olmasın!
Hadi iğne-çuvaldız arası bahtınıza ne düşerse tercihinizi yapınız.
Selam ve hürmetlerimle...
Yüksel Aslan