9836,37%-0,75
35,48% 0,17
36,30% -0,06
3064,80% 0,02
4887,81% 0,00
ANKARA (PHA) - Rojin SÜNGÜ - DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Grup Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Mezopotamya Ajansı'na verdiği röportajda, İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdikleri son görüşmelerin içeriği ve süreçle ilgili
Önder, Öcalan’ın, Kürtlerin özgürlüğü kadar güvenliğini de önceliklendirdiğini vurgularken, barış süreciyle ilgili olumlu bir perspektife sahip olduklarını belirtti.
“Görüşmelerin İçeriği Kamuoyuna Yansıyan Zamanla Paylaşılacak”
Sırrı Süreyya Önder, görüşmelerin içeriği hakkında detay vermekten kaçındı, ancak şunları söyledi: “Kamuoyundan farklı olarak bildiğimiz tek şey, yaptığımız görüşmelerin içeriği. Zaten süreç belli bir noktaya ulaştığında bunlar da kamuoyu tarafından bilinmiş olacak. Fakat bunun haricinde geleceğe dair bizim bilip de kendimize sakladığımız bir şey yok.”
Belirsizlik Süreci: Samimiyetle Değil, Konjonktürle İlgili
Süreyya Önder, sürecin belirsizliğinin samimiyetsizliğe işaret etmediğini, aksine bölgedeki mevcut konjonktürden kaynaklandığını ifade etti. “Devleti yönetenler ve Ortadoğu’daki aktörler, gelecekteki belirsizlikleri ortadan kaldırmak için çeşitli hamleler yapıyor. Bizim dahil olduğumuz bu süreç, belirsizliği bertaraf edecek zemine ulaşma çabalarının bir tanesi,” dedi.
Öcalan’ın Ortadoğu Projeksiyonu ve Net Durumu
Önder, Abdullah Öcalan’ın bölgedeki gelişmelere dair önerilerini ve değerlendirmelerini paylaştı. “Öcalan, bölgedeki belirsizlik ortamında kendi Ortadoğu projeksiyonunu ortaya koyuyor. Savaş ve çatışma yerine, barışı ve halklar arasında bir arada yaşamı öneren bir duruş sergiliyor,” dedi. Öcalan’ın pozisyonunun “net” olduğunu ve bu duruşun çözüm için önemli bir zemin sunduğunu belirtti.
Devletin Karar Aşamasındaki İkilemi
Sırrı Süreyya Önder, devletin bu süreçte hala net bir karar vermediğini ifade etti. “İktidar, devlet aklını devreye sokup, belirsizlik karşısında Kürtlerle barışacak mı, yoksa Suriye’de sert bir çatışmaya mı girecek? Bu noktada devlet, iki seçenek arasında karar vermeye çalışıyor,” dedi. Önder, devletin bu konuda bir netliğe ulaşması halinde sürecin ilerleyeceğini söyledi.
Toplumun Ruh Hali: Temkinli İyimserlik
Önder, toplumda kaygıların ve temkinli bir iyimserliğin hâkim olduğunu belirterek, “Bu tür dönemlerde kaygılar olması normal. Ancak toplumun bilgeliği, bu temkinli iyimserliği anlamlı kılıyor. Temkinli iyimserlik, sadece beklentili olmamayı, barışı yaratmak için emek vermeyi de ifade ediyor,” dedi. Önder, barışın herkesin ortak ideali olması gerektiğini vurguladı.
Fırsatlar ve Tehditler: Kürtler İçin Büyük Riskler
Süreyya Önder, bazı çevrelerin barış sürecine ilişkin fırsatları kaçırma endişesi taşıdığını dile getirerek, “Kürtler barışa yatırım yaparsa, büyük fırsatları kaybedecekler diyenler var. Ancak barış olmazsa, Kürtlerin özgürlüğe ulaşma ihtimali çok büyük riskler taşıyor. Öcalan’ın demokratik konfederalizm teorisi, bu iki ihtimali de göz önünde bulunduruyor,” dedi. Önder, barışın önceliklendirilmesi gerektiğini belirtti.
Negatif Gelişmelere Karşı Pozitif Bir Tutum
Önder, sürecin ilerleyişiyle ilgili olarak, “Biz heyet olarak işin pozitif şekilde ilerletilmesine odaklanmış durumdayız. Negatif gelişmelerin yaşanmasını engellemeye çalışıyoruz,” dedi. Ancak sürecin nihai sonucunun, sadece heyetin değil, tüm toplumun sorumluluğu olduğunu vurguladı. Önder, sürecin daha net bir hale geldiği zaman, topluma daha fazla bilgi vereceklerini belirtti.
Toplumun Barışa Yönelik Kararlılığı
Sırrı Süreyya Önder, toplumu barış için daha büyük bir emek vermeye çağırarak, “Barış, bu topraklarda yaşayan herkesin ortak ideali olmalıdır. Hep birlikte barışı var etmek için daha büyük emekler sarf etmeliyiz,” dedi. Bu süreçte barışa giden yolun, toplumun kararlılığı ve ortak iradesiyle şekilleneceğini ifade etti.
Kaynak : PHA