Tartışmalı İddialar Gölgesinde Bir Görüşme

Haydar Aliyev Vakfı Başkan Yardımcısı ve IDEA Kamu ne Birliği’nin kurucusu olan Leyla Aliyeva’nın, İran heyetinin Başkanı sıfatıyla Zahra Pezeşkian ile gerçekleştirdiği görüşme, resmi açıklamalarda insani, sosyal ve çevresel iş birlikleri çerçevesinde duyuruldu. Görüşmenin içeriğine dair paylaşılan bilgilerde, çevre bilinci ve sürdürülebilirlik gibi başlıklar öne çıkarıldı.

Ancak bu temas, görüşmenin muhatabı olan İran heyeti ya da Zahra Pezeşkian üzerinden değil; Leyla Aliyeva’nın son dönemde adının karıştığı iddialar nedeniyle kamuoyunda farklı bir bağlamda tartışılmaya başlandı. Eleştiriler, görüşmenin kendisinden ziyade, Aliyeva’nın ismi etrafında şekillenen ekonomik ve ticari uygulamalara yönelik iddialara odaklanmış durumda.

Türk İş İnsanlarına Yönelik El Koyma İddiaları

Azerbaycan’da bir süredir, bazı Türk iş insanlarına ait iş yerlerine ve ticari varlıklara, Leyla Aliyeva’nın adının kullanıldığı iddia edilen yapılar tarafından el konulduğu yönünde ciddi iddialar gündeme geliyor. İş çevrelerinde konuşulan bu iddialara göre; bazı Türk yatırımcıların işlettiği iş yerlerinin zorla devralındığı, şirket hisselerine baskı yoluyla el konulduğu ve işletmelerin fiili kontrolünün yatırımcıların elinden alındığı öne sürülüyor.

Söz konusu iddialar henüz yargı kararlarıyla kesinleşmiş değil. Ancak Azerbaycan’da faaliyet gösteren Türk iş insanları arasında ciddi bir tedirginlik yarattığı, yatırım ortamına olan güveni zedelediği ve Türkiye–Azerbaycan ekonomik ilişkilerine zarar verebilecek bir tablo oluşturduğu ifade ediliyor. “İki devlet, tek millet” söylemiyle yürüyen ilişkilerde, bu tür uygulamaların kabul edilemez olduğu yönünde görüşler dile getiriliyor.

Lüks Yatırım–İddialar Arasındaki Çelişki

Bu iddialar, Leyla Aliyeva’nın kısa süre önce Bodrum’da yaklaşık 600 milyon Euro bedelle gündeme gelen ultra lüks otel yatırımıyla birlikte daha yüksek sesle tartışılmaya başlandı. Azerbaycan merkezli Pasha Holding’in, Mandarin Oriental Bodrum’un yüzde 50 hissesini satın alması; bir yandan büyük sermaye gücünü gösterirken, diğer yandan Azerbaycan’daki Türk yatırımcıların yaşadığını iddia ettiği sorunlarla keskin bir tezat oluşturduğu şeklinde yorumlanıyor.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Çağrısı

Uzmanlar ve iş çevreleri, diplomatik görüşmelerden ya da sembolik temaslardan ziyade, bu iddiaların açık, net ve şeffaf biçimde aydınlatılması gerektiğini vurguluyor. Türk iş insanlarına ait iş yerlerine el konulduğu yönündeki iddiaların doğru olup olmadığının ortaya konulmasının, yalnızca Azerbaycan’daki yatırım iklimi açısından değil, iki ülke arasındaki stratejik ve ekonomik ilişkilerin geleceği açısından da kritik önemde olduğu ifade ediliyor.
Kamuoyundaki genel beklenti; Leyla Aliyeva’nın adının geçtiği bu iddiaların, kişisel ya da kurumsal imaj çalışmalarıyla değil, hukuki süreçler ve resmi açıklamalarla netliğe kavuşturulması yönünde şekilleniyor.