Bugün, 2 Ekim 2024 Çarşamba
  • BIST 100

    9012,87%-3,62
  • DOLAR

    34,20% -0,01
  • EURO

    37,82% 0,17
  • GRAM ALTIN

    2924,21% -0,17
  • Ç. ALTIN

    4916,68% 0,50

Tatar Tarihindeki Kuyruklu Rus Yalanları

Köşe Yazarları 2.10.2024 19:40:00 0
Tatar Tarihindeki Kuyruklu Rus Yalanları

 

Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilime tarih denir. Her millet kendi tarihini bilmelidir. Prof. Dr. Halil İnalcık’ın “Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet kişiliğini kaybetmiş bir bireye benzer” sözleri bir millet için tarihin ne denli önemli olduğunun izahıdır. Milli şuuru olan herkes geçmişini öğrenir, tarihten ders çıkarır, ibret alır. Geçmişini bilmeyen geleceğini göremez, tabiri tarih biliminin önemini vurgulamaktadır. Ünlü Tatar tarihçisi Hadi Atlasi (1876–1938) tarih bilimi ile ilgili şunları yazmıştır: “İnsanı gerçek anlamda insan yapan bilimlerin ilki hiç şüphesiz tarih bilimidir. Kendisinin kim olduğunu bilmeyen insan ne kadar duygusuzsa, ulusunun tarihini bilmeyen insan da o kadar duygusuzdur.”  (Atlasi 1993: 16).

Bir dönemler büyük devletler kuran Kazan Tatarlarının, 1552 Kazan Hanlığı’nın Ruslar tarafından işgal edilmesinden sonra esaret altındaki tarihi başlamıştır. Ruslar sadece Tatar topraklarını işgal etmekle yetinmemiş onları millet olarak tarih sayfasından silme siyasetini yürütmüştür. 1552’den sonra yazılan tarih sırf şoven Rus tarihçileri tarafından yazıldığından asla objektif olmamıştır. “Aslanlar kendi tarihçilerini ortaya çıkarmadıkları sürece, tarih avcıların kahramanlık hikâyelerinden oluşmaya devam edecektir” , şeklindeki Afrika atasözünü Kazan Tatarları ve Ruslara uyarlarsak, aslanlar Kazan Tatarları, avcılar Ruslar olur. Ruslara “avcı” yerine “işgalci” kelimesini kullanırsak, tarih kitaplarında işgalcilerin “kahramanlık hikâyelerini” okuduğumuz ortaya çıkmaktadır. Burada “Esir millet kendi tarihini kendi yazabilir mi?” sorusunu sormak yerindedir. Yazamaz. Zira Tatar tarihini yazmayı deneyenlerin başları dertten kurtulmamıştır. Örneğin, Kazan Hanlığı hakkında tarafsız ve gerçekleri yansıtan kitap yazan Rus tarihçi Mixail Hudyakov (1894–1936) Stalin tarafından idam edilmiştir. Stalin Devri kurbanları arasında Tatar tarihçileri de bulunmaktadır. Ünlü tarihçi Hadi Atlasi 1929 yılında “Sultan Galiyevci” ve “Sovyet Düşmanı” suçlamasıyla ilk kez tutuklanmış, 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. 1934 yılında hapisten salıverilen Atlasi 1936 yılında yazdığı “Sibirya Tarihi”, “Kazan Hanlığı” ve “Süyümbike” adlı eserlerinden dolayı tekrar yakalanmış ve 1938 yılının Şubat ayında 7 arkadaşı ile beraber kurşuna dizilmiştir. Tarih profesörü Gaziz Gobeydullin’i (1887–1938) da aynı kader beklemiştir. (Kurban 2014: 196).

Ruslar, Kazan Tatar tarihini yazarken, kendilerini “medeniyet getiren”, “kurtarıcı” olarak gösterirken, Kazan Tatarlarını “barbar”, “yamyam”, “pis” olarak nitelendirerek Tatarlara hakaret etmektedir. Bunun çeşitli nedenleri vardır. İlk neden Kazan Tatarlarının geçmişteki şanlı tarihi Rusları rahatsız etmektedir. Onun için sahte tarih yazmaktan çekinmeyen Rus ve Rus yanlısı şuursuz mankurt tarihçiler Kazan Tatarlarını geçmiş tarihlerinden koparmak istemektedirler. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk: “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” demiştir. Maalesef Kazan Tatarlarının tarihi yapıldığı gibi yazılmamıştır. Tarihin her döneminde farklı yöneticiler tarafından Tatar tarihi sil baştan yeniden yazdırılmaktadır. Bilindiği üzere, Sovyet Dönemi’nde Rus milletini yüceltme siyaseti yürütülmüştür. Bu bağlamda 1944 yılında Stalin’in emri üzerine “Altın Ordu” ve “Kazan Hanlığı’nın işgali” farklı yönden ele alınmıştır. Ruslar tarafından Kazan Hanlığı’nın işgali, Kazan Tatarlarının “kurtuluşu”, “İdil-Ural bölgesi için hayırlı oluşu” olarak değerlendirilmesi konusunda sıkı çalışmalar yapılmıştır. Özellikle Kazan Tatarlarının Altın Ordu ile hiçbir alakası olmadığı konusu üzerinde durulmuştur. Tarih kitaplarında Altın Ordu Devleti’nin yüceltilmesi “hata” olarak gösterilmiştir. Kazan Tatarlarını geçmiş tarihinden koparmak amaçlı, “1944’te SSCB KP’nin (Komünist Parti’nin) Merkezî Komitesi, TÖSSC (Tataristan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) KP’sinin bazı ‘hataları’nı yeren bir karar kabul eder. Bu ‘hatalar’dan biri olarak “Altın Orda’nın yüceltilmesi” gösterilir ve o aralar kitap olarak yayıma hazırlanmakta olan İdigey (Türkçe’de Edigey)[1] destanı yasaklanır. Bundan sonra tamamen olumsuz olarak tanımlanmaya başlayan “barbar” Altın Orda tarihini Tatar tarihinden ayırmak için 1946 yılında Moskova’da Tatarların kökeni konusunda bir kongre düzenlenir ve Tatarların Altın Orda ile neredeyse hiç ilgileri olmadığı, büyük ölçüde İdil Bulgarları kökenli oldukları ilan edilir. Kazan Hanlığı’nın bir Moğol-Tatar devleti olduğu; Kıpçaklaşmış Bulgarlar olan Kazan Tatarlarının ise, bu Moğol-Tatar yönetimiyle mücadele ettikleri ve sonunda Rusların Kazan’ı almasıyla “kurtuldukları” tezi kabul edilir.” (Yirminci Yüzyılda İdil-Ural 2008: 269–270).  Tarih kitaplarında Kazan Hanlığı’nın işgali sonrası başlayan Rus yayılması “Rusya’yı çok uluslu devlete dönüştüren muhteşem olaylar dizisi” olarak adlandırılmaktadır. Sovyet Dönemi’nde Başkurtların “kendi isteğiyle” Rusya’ya katılması sözünü kanıtlamak istenen adımlar atılmıştır. Bu bağlamda,  1957 yılında Başkurdistan’ın “kendi isteğiyle” Rusya’ya katılmasının 400.yılı kutlanmış ve aynı yılın 14 Haziran tarihinde Dostluk Abidesi’nin temeli atılmış ve “Burada, Başkurdistan’ın Rusya Devletine kendi isteğiyle katılmasının 400. yılı anısına abide yapılacaktır” yazılı bir mermer levha yerleştirilmiştir.[2] 1970’lı yıllarda ise, Rusya yönetimini “gönüllü” olarak kabul edenlere Kazakistan ve Türkmenistan da eklenmiştir.

Geçmişten günümüze kadar gelen tarihteki kuyruklu Rus yalanlarına her gün bir yenisi daha eklenmektedir. Başkurdistan, Kazakistan, Türkmenistan dışında Kazan Hanlığı da “kendi isteğiyle” Rusya’ya katılmışmış. Yeni federal standartlara göre hazırlanan tarih ders kitaplarında bundan böyle Kazan Hanlığı işgal edilmiş olarak değil de, “kendi isteğiyle” Rusya’ya katılmış şeklinde anlatılacakmış. Konu ile ilgili haberi, Kazan’daki Ş. Mercani Tarih Enstitüsü’nün Bulgar-Tatar Medeniyeti Merkezi başkanı, arkeolog, tarihçi Dr. Albert Borhanov değerlendirmiştir. Yeni ders kitaplarında, Ruslarla Tatarlar arasında hiçbir savaş olmamış, Kazan Hanlığı Rusya yönetimini gönüllü olarak kabul etmiş, şeklindeki ifadeler yer almıştır.  Borhanov, bu fikre katılmadığının altını çizmiştir. Tarih ders kitabında yazılanların kuyruklu yalan olduğu herkese malumdur. “Yeni federal standartlara” göre sahte tarih yazmak hangi akla hizmettir? Yazılanlar yenilir yutulur cinsten değildir. Kazan Hanlığı’nın işgali sırasında kadın, erkek, çoluk çocuk olmak üzere on binlerce insan şehit olmuştur. Kazan Hanlığı’nın çöküşünden sonra da bağımsızlık mücadelesi devam etmiştir. Yaşananları “kendi isteğiyle” veya “gönüllü” olarak Rusya’ya katıldı denilmesi affedilir bir şey değildir. Kazan Tatarları bu Rus yalanını kabul ederlerse, Kazan işgali sırasında şehit düşen dedelerimizin kemiklerini sızlatmış, onlara ihanet etmiş olurlar. Kuyruklu Rus yalanının kabulü Kazan Tatarları için mankurtlaşmaya atılan bir adım, sonun başlangıcı olur. Bugüne kadar 1, 2, 5 ve 6. sınıf ders kitapları hazırlanmış, şimdi ise 7. sınıf kitabı hazırlanmaktadır. Söz konusu ders kitaplarındaki Rus yalanları gelecek nesilleri gerçek milli tarihten yoksun bırakacaktır. Bunu yapmaya kimsenin ne hakkı, ne de haddi vardır. Çarlık Rusya’sı, Sovyetler, Rusya Federasyonu olarak değişen rejim adları, Stalin’in yerini Putin’in alması Kazan Tatarları açısından hiçbir şeyi değiştirmemiştir. Aksine Tatarlara yapılan zulüm, baskı giderek daha da artmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bir ülkenin tarihine sahip olmazsanız, o ülke sizin değildir” şeklindeki sözleri Kazan Tatarları için de geçerlidir. Bu bağlamda yapılması gereken Rusların uydurduğu sahte tarihe karşı koymak ve okullarda gerçek tarihin okutulmasını sağlamaktır. Kuyruklu Rus yalanları gerçeklerden üstün, karanlık aydınlıktan güçlüyse orada millet olarak ayakta kalmak imkânsızdır. Tarih geçmişteki gelecektir. Geçmişimizi bilmezsek, geleceğimizi göremeyiz… Onun için tarihimize sahip çıkmalı, sahte tarihe izin vermemeliyiz.  

Roza Kurban


TEKNOFEST 2024 Adana'da başladı

Yalova'da uyuşturucu operasyonu: 29 gözaltı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Gaşi ile görüştü

Kargo aracında yaklaşık 8 milyonluk kaçak malzeme ele geçirildi

Manavgat Taşağıl Mahallesi’ne 40 milyonluk kanalizasyon projesi

Yeşilçam’ın büyüsü Antalya’da yeniden canlanıyor

Lise öğrencileri için benzersiz bir deneyim ve gelişim imkânı sunan AFS Kültürlerarası Programları için yeni dönem başvuruları 8 Kasım’a kadar devam edecek

ALTIN PORTAKAL SİNEMA ÇALIŞTAYI’NDA TOLGA KARAÇELİK VE ÜMİT ÜNAL’LA BAĞIMSIZ SİNEMA PANELİ

KARASU: SHGM’DE

ALTIN PORTAKAL’DA FİLM FORUM HEYECANI BAŞLIYOR!

ANTALYA FİLM FORUM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

Kilosunu 200 liraya satıyorlar!

Antalya Ukrayna Konsolosu Oleksandr Voronin ile röportaj

Türkiyə Qafqaz və Orta Doğuda yeni siyasi konfiqurasiyaya imza atmalıdır

Aidiyet Duygusu ve İçtimai Türk Milliyetçiliği: Millet ve Milliyet Kavramlarının Önemi

Tatar Tarihindeki Kuyruklu Rus Yalanları

Ağrı'dan acı haber! Araç kazasında 1 askerimiz şehit

Sakarya Pamukova yeni yatırımlarla daha güzel günlere ulaşacak

Bursa Mudanya'da 9 gün sürecek Mütareke etkinlikleri başlıyor

Green Card başvuruları başladı

ÖSYM duyurdu.. Özel yetenek sınavı tercihleri başladı

Ekim ayının şanslı burçları hangileri?

Başkan Bozbey; “Desteklerimizle tarım alanları ekilecek, hayvancılık gelişecek”

Bursa Büyükşehir’den uluslararası işbirliği

Kaybolmaya yüz tutan mektup geleneği yeniden canlanıyor

Fitch, Bursa’nın kredi notunu yükseltti

Veliler kantin fiyatlarından şikayetçi

Yaren Leylek ile Adem Amca'nın dostluğu beyaz perdede

Okullar açıldı, covid-19 vakalarında artış yaşandı

Güzelyalı sahili çiçekleniyor

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku
Çelebi Ofis

Durak işgallerine çareyi kim bulacak?

Hiç olmazsa bir defa atalarımızın lafını dinleyelim olmaz mı?

Dekan Taşçıoğlu: İletişimde aksamaya fırsat vermeyeceğiz

TÜRK DEVLETLERİ FUTBOL TURNUVASINA MİLLİLERİMİZ GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ YAPTI

Palandöken’de mevsimin ilk karı

Yüreği acılı bir anne ve babanın acı feryadı

Şahap Paşa Tabyası temizlendi

Polisten vatandaşa kadına şiddet bilgilendirmesi

Servis aracının altında kalan Emre Ankara’ya gönderildi

Başkan Çelebi, Oltu’da 200 kişilik erkek yurdunu hizmete aldı

ÖSYM duyurdu.. Özel yetenek sınavı tercihleri başladı

Trakya roket takımı Türkiye 2.'si oldu

BUÜ’den savunma sanayii projelerine özel destek

Eğitimde tasarruf isyan ettirdi

ÖSYM duyurdu! ALES başvuruları başladı

DEÜ’de yeni akademik yıl coşkusu

2024-ALES/3 için başvurular başladı

Yuvamız İstanbul öğretmenlerine özel eğitim

İlk kez düzenlenen Pediatrik Psikofarmakoloji Okulu’nun ev sahibi BUÜ oldu

Müdür İşcan, tüm okullarda Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini anlatıyor

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 7 6 0 1 15 19
2.Fenerbahçe 7 5 1 1 11 16
3.Beşiktaş 6 5 0 1 10 16
4.Samsunspor 7 5 2 0 5 15
5.İstanbul Başakşehir 6 4 1 1 5 13
6.Eyüpspor 7 3 1 3 4 12
7.Göztepe 6 2 1 3 4 9
8.Bodrum FK 7 3 4 0 -2 9
9.Alanyaspor 7 2 2 3 -2 9
10.Trabzonspor 6 1 0 5 1 8
11.Konyaspor 7 2 3 2 -2 8
12.Sivasspor 7 2 3 2 -2 8
13.Antalyaspor 7 2 3 2 -5 8
14.Kasımpaşa 7 1 2 4 -2 7
15.Gazişehir Gaziantep 6 1 4 1 -4 4
16.Rizespor 7 1 5 1 -12 4
17.Kayserispor 6 0 3 3 -7 3
18.Hatayspor 6 0 4 2 -6 2
19.Adana Demirspor 7 0 6 1 -11 1

YAZARLAR