Haberi Sesli Oku

TÜRK ABC'Sİ

TÜRK ABC

Türkiye’de pek çok kişi Cumhuriyetin ilanından sonraki harf devrimi ile kabul edilen yeni alfabenin “Latin Alfabesi” olduğunu zannediyor ve bunu böyle ifade ediyor. Halbuki gerçek bundan çok farklıdır.

Cumhuriyetin ilanından sonra kabul edilen yeni alfabeye verilebilecek en doğru isim onun “Türk Alfabesi”, hatta daha da doğru bir söyleyiş ile “Türk ABC’si” olduğudur. Nitekim Büyük önder Atatürk, bu konuda “Yeni Türk Harfleri” tabirini özellikle tercih ve ifade etmiştir. Çünkü bu alfabede kabul edilen işaretlerin (harflerin) Türkçedeki karşılığı olan sesler ile Latin Alfabesinde bu harflerin karşılığı olan sesler birbirinden tamamen farklıdır.

Ne demek istediğimizi örneklerle açıklayalım. Türkçede söylemek istediğiniz sesi, bu yeni alfabedeki tek bir harf ile yazarsınız ve her durumda, her kelimede o harften aynı sesi alırsınız. Sonuçta birkaç harften oluşan bir sözcük yazdığınız zaman her bir harfin verdiği sesi bir birine ekleyerek ortaya bir sözcük çıkarırsınız ve o kelimeye yazdığınız her harf seste karşılığını aynen bulur. Yani Türk Alfabesinde “A” harfi “A” sesini verir, “L” harfi de “L” sesini verir. Dolayısıyla “AL” yazdığınız zaman bunu “AL” diye okursunuz. Aynı şeklide “AT” yazınca da bunu “AT” diye okursunuz. Türkçedeki tüm kelimeler de böyledir.

Şimdi bakalım Latin harflerini kullanan batı dillerinde de durum böyle mi? Latin harflerini kullanan batı dillerinde birçok harf, o harfin bilinen ses karşılığını vermediği gibi, aynı harf farklı sözcükler içerisinde ve farklı yerlerde tamamen farklı seslerle okunur. Bazen de bizim çok kolay ve net şekilde bir tek harf ile ulaştığımız sese batı dillerinde birkaç harfi bir araya getirerek ulaşılır. Mesela Alman dilinde “güzel” sözcüğünü “şön” diye söylersiniz ama bunu yazarken “schön” şeklinde yazarsınız. Yani bu kelimede bir tek “ş” sesi için “sch” dan oluşan üçlü bir harf grubu yazarsınız.

Mesela; Fransız dilinde Paris’teki ünlü bulvara “Şanzelize” dersiniz ama bunu “Champs-Élysées” şeklinde yazarsınız. Burada hangi harflerin birleşiminden hangi seslerin elde edildiğini açıklamak için ise ayrı bir makale yazmak gerekir. Yani belki başlangıç olarak en baştaki “Ch” harflerinin birleşiminden “ş” sesinin çıktığını, sonra gelen “mps” harflerinin birleşiminden de “n” sesi çıktığını ifade edebilirsiniz ama bütün itibariyle bakıldığında yazılan kelimeyi oluşturan harfler ile bundan ortaya çıkan sesler arasında neredeyse hiçbir alaka kalmamaktadır.

Batı dillerinde bazen de bunun tam tersi olur ve mesela İngiliz dilinde “ben” demek için “AY” sesini çıkarmak gerekir ama bunu yazarken sadece “I” harfi ile yazarsınız. Yani “I” yazar ve bunu “AY diye okursunuz. Ya da bizim “jandarma” kelimesinin başında kendi sesi ile kullandığımız “j” harfi İngilizcede tek başına yazılınca “CEY” sesini verir. Yine bizim “Rize” veya “Rahat” kelimelerinin başında kendi sesiyle yazdığımız “R” harfi İngilizcede tek başına “AR” sesini verir ve dolayısıyla İngilizcede bir yerde “J” ve “R” harflerini bir arada, yani “JR” şeklinde görünce garip bir şekilde bunu meşhur Dallas dizisinin kötü adamı “CEYAR” şeklinde okursunuz.

Latin Alfabesi ile Türk ABC’ si arasındaki en çarpıcı fark ise şudur; Türk ABC’ sinde her zaman, her yerde aynı sesi veren bir tek harften elde edilen sese ulaşmak için Latin Alfabesinde çoğunlukla birkaç harfi bir arada yazmak mecburiyetinden başka ve bazen bundan da garip bir şekilde aynı harf başka kelimelerde başka seslerle okunur. Mesela İngilizcede “isim” kelimesini yazarken “name” yazarsınız ama bunu “neym” şeklinde okursunuz. Bu kelimenin sonundaki “me” yazılışının pek çok yerde “mi” şeklinde okunurken burada “ym” sesini vermesi örnek içerisinde örnektir ki onu geçelim. Ama bakınız “name” kelimesinin ikinci harfi olan “a” harfi burada “e” şeklinde okunuyor (neym), ama mesela “su” kelimesini İngilizcede “water” şeklinde yazarsınız ve bunu “Votır” şeklinde okursunuz. Yani “a” harfi “name” kelimesinin ikinci harfi iken “e” sesiyle okunur ama “water” kelimesinin ikinci harfi iken “o” sesiyle okunur.

Şimdi lütfen bu karmaşanın, batılı ülkelerin çocukları için ne büyük bir bela olduğunu yeniden düşünün ve Cumhuriyet’ten sonra Türkiye’de yapılan harf devriminin nasıl bir bilinçle yapıldığını anlayın. Batı dillerinde Latin Alfabesinin yukarıda anlattığım gibi kullanması onlar için inanılamaz ölçüde büyük bir handikaptır. Ben yıllarca İngiltere’de yaşadım ve tanık oldum. İnsanların yüz yüze konuşurken bile bazen bir tek kelimeyi karşısındakine doğru anlatabilmek için dakikalarda harfleri kodladığını gördüm. Hele telefonda konuşurken bu durum adeta içinden çıkılmaz bir hal alır. Lütfen Türkiye’de yanlış anlaşılmaya müsait bir kelimeyi telefonda karşınızdakine doğru anlatabilmek için şehirlerin baş harflerini kullanarak o kelimeyi kodlamak zorunda kaldığınız anları düşünün... Düşünün ve batılı ülke insanlarının neler çektiğini anlayın. Batıda telefon konuşmalarının neredeyse yarısını böylesi sahneler oluşturur.

İşte bunun için batılı ülkelerde çocuklara okumayı öğretirken öncelikle harfleri öğretmezler. Çünkü önce harfleri öğretmenin hiçbir pratik yararı yoktur. Çünkü batı dillerinde harfler kağıt üzerinde gördüğünüz sesleri vermezler. Bazen birkaçı bir araya gelerek basit bir tek ses verir, bazen de aynı harfler başka kelimeler içerisinde başka sesler verir. Bu durumda çocuklara harfleri öğretmenin ne yararı olabilir ki?

Batılı ülkeler işte bu problemi çözmek için ilkokullarda çocuklarına harfleri değil kelimenin tümünü bir kalıp olarak öğretiyor, daha doğrusu ezberletiyorlar. Çünkü çocuğun başka türlü öğrenme şansı yok!

Şimdi tüm bu bilgilerden sonra şu soruyu soruyor musunuz?

“Peki bu durumda biz niçin çocuklarımıza sadece harfleri öğreterek okumayı kavratma gibi yıllarca başarıyla uygulanmış sade bir yöntemi terk ettik de, hiç ihtiyaç yokken aynen batılı ülkeler gibi kelime bütünleri öğretme yoluna girdik?”

Evet, bu soru sorulmalıdır! Ben, düşüncelerini komplo teorileri üzerine inşa edenlerden değilim ama Türk toplumu batılı ülkeler gibi mecbur değilken ve hiç ihtiyaç yokken çocuklarını böylesine bir akılsız uygulamaya mahkum edenleri ve bunu sürdürenleri sorgulamalıdır!

FEYZULLAH BUDAK- Araştırmacı Yazar



Haber Editörü

admin admin

admin@kurumsalx.com

Cengiz’in Umudu var…

Haydi Erzurum milli coşkuya!

AK Parti Erzurum’da Doğu Anadolu Bölge Toplantısı yaptı

ERZURUMSPOR FK İÇ TRANSFERDE SEFA AKGÜN VE MUSTAFA AKBAŞLA YENİDEN ANLAŞMA SAĞLADI..

Bu tasarruf tedbiri mi şimdi?

Küçükoğlu; erken seçim konusu gündemimizde yok, görevimin başındayım…

Erzurum Valisi Çiftçi’nin Erzurum Spor sevgisi

Küllerden Doğmak; Bir Dadaş gibi…

Erzurum Valiliğinden duyurulur!

3 Temmuz Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’a gelişinin 105. yıl dönümü

Lise tercihi yapacak öğrenci ve velilere önemli öneriler

ERÜ Mühendislik Fakültesi 2023-2024 eğitim-öğretim dönem mezunlarını verdi

ERÜ'de mezuniyet heyecanı

Nilüfer Belediyesi üniversiteli öğrencilerin yanında

Öğrencilere 'zanaat atölyeleri' açıldı

İzmit'te Çocuk Atölyeleri başlıyor

Konya Bilgehanelerinde yaz etkinlikleri

Ankara Üniversitesi mezunlarını uğurladı

KPSS sınava giriş belgeleri erişime açıldı

Öğretmenlere ikinci kez nakil hakkı

Kocaeli'nin mavi bayraklı plajlarında deniz keyfi

Samsun'dan vatandaşlara deniz uyarısı!

Kayseri Hacılar'ın dev kanal projesi yarıyı geçti

İstanbul'da deneme tohumlarında ilk hasat

AABF İsrail katliamlarına neden sessiz?

Kayseri Büyükşehir kütüphanelerine ziyaretçi akını

Sağlıkçılar 'gerçek yasa' istiyor!

AKİK 5.B2B TOPLANTISINI YAPTI

VERDİĞİNİZ MÜCADELE VE YAŞATTIĞINIZ GURUR İÇİN TEŞEKKÜRLER BİZİM ÇOCUKLAR

Trafikte bir haftada 450 bine yakın sürücüye işlem yapıldı

Deha Bilimlier'den sezonun ilk sahnesi

Türk ihracatçılar Urumçi’de yeni işbirliklerine imza attı

KAYMEK'in 'Matematik Kampı' sürüyor

Çalhanoğlu: Bu turnuva bizi öne taşıyacaktır

BUSİAD’dan Togg çıkarması

Bilecik'te yakalaması bulunan 2 şahıs tutuklandı

Montella: Önümüze yeni hedefler koyacağız... Pişmanlık duymuyorum

Cengiz’in Umudu var…

Yurtta Pazar havası... Karadeniz ve doğuda kuvvetli yağış

Düzce'de çöp evden 42 kamyon çöp çıktı

Muğlalı okçular Düzce'de şampiyon oldu

Asansör sektörü Mayıs 2025'teki buluşmayı bekliyor

Hatice-Azmi Nalbantoğlu Aile Sağlığı Merkezi gün sayıyor

Ali Yerlikaya Kayseri esnafı ile buluştu

EURO 2024'e veda ettik!

Mesut HARAY-İran dini lideri Hamenei'nin Reformist Pezeşkian Tercihi: Stratejik Bir Hamle mi?"

İGFA'dan zorunlu açıklama

Var bir Mefküremiz Bizim: Adı:Turan

Haydi Erzurum milli coşkuya!

Yeni sezonda Adıyaman FK ve Atatürk Stadyumu’nun durumu ne olacak

Yükleniyor