9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Türkiye’de Kırmızı Kedi Yayınevi ile Çin’in en büyük kitap zinciri Xinhua Kitabevi arasında anlaşma imzalandı.
Kırmızı Kedi Yayınevi, Doğu Türkistan’da Müslüman Türk soykırımı yapan Çin’in propaganda kitaplarını Türkçe’ye çevirip kızıl Çin propagandası yapacak.
China Daily’nin haberine göre, 14 Kasım’da Türkiye’de Çin temalı Uluslararası Yayın Ofisi’nin açılış töreni ve In Yili kitabının telif hakkı anlaşmasının imzalanması Pekin’de yapıldı. Etkinlik China Publishing Group Co. (CPG) öncülüğünde ve China National Publications Import and Export (Group) Co. (CNPIEC) ev sahipliğinde gerçekleştirildi.CPG Başkanı Chang Bo, CPG Başkan Yardımcısı Zhang Hong, CNPIEC CEO’su Li Hongwen, Türkiye’nin Çin Büyükelçisi Temsilcisi ve Büyükelçilik Müsteşarı Ece Ceylanoğlu, Kırmızı Kedi Yayınevi Başkanı Haluk Hepkon, Kırmızı Kedi Yayınevi Çince Kitaplığı Editörü Kamil Erdoğdu ve Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Öğretim üyesi Giray Fidan katılımcılar arasındaydı.
Ece Ceylanoğlu, Türkiye Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa adına tebriklerini iletti ve büyükelçinin yazılı konuşmasını okudu. Büyükelçi Musa, Çin ve Türkiye arasındaki kültürel alışverişte kaydedilen ilerlemeden övgüyle bahsederken, iki ülkedeki yayıncılık kurumları arasındaki yakın işbirliğini takdir etti.
Daha önce imzalanan Klasik Eserlerin Karşılıklı Çeviri ve Yayımına İlişkin Mutabakat Zaptı’nın daha sonraki girişimler için zemin hazırladığını, editörlük ofisi ve telif hakkı anlaşmalarının da kritik tamamlayıcılar olarak hizmet ettiğini belirtti. Gelecekte daha derin bir işbirliği için iyimser olduğunu ifade etti.
Çin rejim hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyon ve soykırıma uğramaktadır. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler bu baskının kurbanı olmaktadır.
Doğu Türkistan’da ağır insan hakları ihlallerinden aşmış soykırım derecesine ulaşan, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine gelen Uygur meselesi, küresel bir sorun haline geldi. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Ortaya çıkan Resmi veriler ise, Çin Komünist Partisi idaresinin kültürel ve etnik soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyduğunu gösteriyor. Fakat Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizlemeye ve soykırımı yalanlamaya çalışıyor.
HAKSIZ YERE HAPSEDİLİYOR
Günümüzde şu an bile Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere, bilinmeyen bir yerlerde hapsediliyor. Bu baskı tüm şiddetiyle devam ederken, tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik verme gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor.
Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyor. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan yaklaşık 800 bin Uygur Türkü çocuk, “melekler yuvası ” denilen çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, tıpkı bir Çinliymiş gibi davranan, yaşam felsefesi, ideolojisi, hayata bakışı tamamen Uygurlardan kopuk komünist bireyler olması için yetiştiriliyor.
“KARDEŞ AİLE” REZALETİ
Milli ve dini kültür mirasları, Uygur tarihi ve kültürü, Türk- İslam mimarileri, tarihi şahsiyetlerin türbeleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. 16 bin Cami yıkıldı. Kur’an-i kerim başta olmak üzere Uygurca yazılmış sayısızca eresi kitapları yakıp yok etti. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni sayılıyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her Türk aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Sözde “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde 10 günlerce konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyor.