Oyuncu Mürüvvet Barış “ Maria’ ya Hayat veriyoruz ama maria’nın yanında garın var karine var Hollandalı antropolog var Narin bebek dünyada öldürülmüş bütün kadınlara biz Bir martı diyoruz maria’nın dilinden onların hikayelerini anlatıyoruz maria’ya hayat vermek benim için kendi adıma önemli bir duygu, başarı çünkü bütün kadınların sesi olduğunu görüyorum. Trabzon’da çok etkilenmiştik maalesef onun öldürüldüğü noktada oynamıştık ilk gününün orada olması bizler için çok heyecanlıydı limanı ilk defa gördük Hatta yıkılmıştı Maria suphi’nin kapatıldığı ev O gün o duyguyla sahneye çıktığımda yüz üniversite öğrencisi yani izleyiciler arasında olması yaşitlarimizin yanında gençlerin buna merak sarması araştırdığımız kitapları okumayla ilgilenmeleri heveslenmesi doğru yolda ilerlediğimizi hatırlattı. bugün de Diyarbakır’dayız buradan Mardin Batman olacak her türlü oynayacağız durumumuzu en son İstanbul bir hafta oluyor yeni araştırmalarımıza yeni hazırlıklarımıza başlayacağız çünkü martı Maria oyununun bir yurtdışı turnuvası da olacak. Tüm şehirlerde Oyunun ardından kadın izleyicilerin ağladığını görüyorum bu gerçekten duyguyu verebildiğimi gösteriyor, gurur duyuyorum. Herkes kendinden bir Maria çıkarıyor. Erişebildiğimiz her yere oyunu götürmeyi hedefledik. Herkes oyunu izledikten sonra kitabını da bulup okumak istiyor. Her yerde bu oyunun oynanması için ben bir oyuncu olarak elimden geleni yapacağım. Ben oyuna bir anne olarak duygu katıyorum. Benden önce acaba kızımın başına gelse naparım diyerek kendi kimliğimi bırakıp Maria ölüyorum. Maddi anlamda hiçbir beklentimiz olmadan her yerde bu oyunu oynuyoruz. Ben kadınların çığlığı olmak istiyorum.” dedi.
Oyunun yönetmeni Şıhali Yalçıner
1956 Ardahanlıyım yazın hayatına daha çok 1980 darbesinden sonra başladım diyebilirim ilk yazdığım kura çözüldü oyunuydu. sözlü tarih çalışması yaparak ve arşivlerden yararlanarak bunun arkasından yine 100 yıldır karanlıkta kalan bir kadının öyküsü için Trabzon’a geldim. yoldaşları öldürülüp esir alınan bir kadının hikayesi olan Maria Suphi üzerine çalışmalara başladım.
Maçka Gümüşhane Bayburt’ta dolaştık ve bu kadının hikayesini yine sözlü tarih çalışması yaparak arşivlerden de yararlanarak nasıl esir alındığını başına neler geldi anlattım kitabın ilk baskısı 2021 mayısında yapıldı O zamandan bugüne kadar birçok baskı yaptı birçok yere ulaştı şimdiye kadar olumsuz hiçbir eleştiri almadım yakın zamanda da kitabın tiyatro veya uyarlanmış hali sahnelere taşındı . İzmir Karaburun’da kavimler kapısı tarafından yapıldı aynı zamanda amitler de ve modem sanat da oynandı .Trabzon’a gittiğimizde oyundan sonra bütün Trabzon ağlamıştı ve Maria Suphi ile yüzleştiler insanlarımız 100 yıl önce yok sayılan bir kadının çektikleri ile gözyaşıyla birlikte yüzleştiler daha sonraki zamanlarda oyuncumuz Maria olarak anıldı. Trabzon Bizim için önemliydi çünkü hikayenin başladığı yer orasıydı ve Trabzon’a özel hikaye doluydu bine yakın üniversite öğrencisi gelmişti Keskin öncülüğünde çok güzel duygular yaşadık devamında pazara geldik Rize’ye geldik Fındıklı’ya geldik Artvin’e geldik çarşafa ve Maria oraya gelenlerle yüzleştirdik gerçekten iyi bir performansla sergiliyor oyuncumuz Mürüvvet Barış yönetmenimiz Şıhali yalçınar çok güzel bir şekilde oyunu sahneye koymuş ve Kars’ın ardından biz Diyarbakır’a geldik bugün bu akşam da saat 4’te benim bir söyleşim var kitaplarımla ilgili ve arkasından da saat 6.00 gibi oyun sahnelenecek.
Burada olmaktan çok mutluyuz bugün de Diyarbakır’dan Maria’nın hikayesi ile yüzleşeceğiz.
Gözyaşı dökenler vardı biz buna çok geç kaldık diyenler vardı özellikle üniversite öğrencilerinden gelip yararlanılan kitapların isimlerini çekenler vardı. Bu hikayeyi öğrenmek isteyenler vardı.Trabzon bizi fazlasıyla mutlu etti diyebilirim o nostaljiye yeniden yaşamak o çilesini yerinde görmek üzere kapatıldığı çökmek içindeki yıkılan evin alanında da dolaştık ve Trabzon bizi ziyadesiyle mutlu etti diyebilirim yüzleşmede en ufak bir tepki meydana gelmedi çok olumlu karşılandık ve çok geç kaldık dediler.
Oyunun yazarı Kenan Karabağ
“ 1920’lerden daha önce 15 İttihat terakkilerden günümüze kadar ulaşan bir hikaye bu. Maria Suphi 15 yoldaşı ile eşi Mustafa Suphi yanında öldürülen bir kadındı.
Sanatçıların bildiği bir söz vardır gerçek ölüm unutulmaktır denir. Bizde bunu yapmak istiyoruz Maria Suphi’yi hiç unutturmamak. Maria Suphi hakkında pek çok araştırma vardır. Mustafa Suphi’nin eşi Maria Suphi’yi bulduğumuz yüzlerce kaynaktan ve yerden araştırdık. Onu sahneye alana kadar arkada yapılmış onlarca çalışma vardır. Pek çok kaynakta o gün orada 15 kişinin öldürüldüğü yazar ancak tek bir kişi unutulmuştur. O da Maria Suphi’dir. Trabzon bizim için inanılmaz bir andı. Marianin çektiği acılar orada başlıyordu çünkü, gidip oraları gezdik o anları hissettik ve biri nevi bir yolculuk yaptık. Tas yerinde ağırdır biz Maria suphi’nin gerçek fotoğrafını hiç görmedik ancak onu sahnede tanıdık. Oyun yazıldığı halde araştırmalarımız devam etti ve eskiden 27-30 dk süren oyun 50 dk buldu.
Bir sanatçının düşüncesi gibi ölüm aslında unutulmaktır bunu bildiğimiz için biz aslında Maria Suphi dahil ölen hiçbir kadını ve oyunumuzda geçtiği gibi martiyi unutturmak istemiyoruz bu yüzden onları yaşatmak adına kitap yazıyoruz, tiyatro yapıyoruz.” dedi.
Kadınların çığlığı olan Tarihin tozlu sayfalarına saklanmış Maria suphi’nin oyunu kadınların fotoğraf çekimleri ve söyleşilerle sona erdi.
Haber Merkezi