YAVUZ AĞIRALİOĞLU ADIYAMAN’DAN SESLENDİ: APO’YA UMUT; MİLLETİMİZE KÂBUS OLDUNUZ!

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Adıyaman’da vatandaşlarla buluştu. Ağıralioğlu, Terörsüz Türkiye’ye karşı olmadığını terörist başı Abdullah Öcalan muhataplığına karşı çıktığını belirterek, “Milletimize umut olacağız diye yola çıkmışsınız. Yolun sonunda; kâbus olmanız gerekenlere umut oldunuz. Bakın finale; Apo'ya umut, milletimize kâbus oldunuz” diye konuştu.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin Adıyaman programı kapsamında, Adıyaman Deprem Şehitliğini ziyaret ettikten sonra halk buluşmasına katıldı. Ağıralioğlu’na başkanlık divanı üyeleri ile Adıyaman teşkilatı da eşlik etti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yavuz Ağıralioğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

TÜRK MİLLETİ İÇİN GECİKTİNİZ!

“6 Şubat depremlerinde geciktiniz, özür dilediniz. Sadece bunun için özür dilemeyin. Ağzınıza özür düştü. Çok nadir düşüyor. Şimdi başlayın madem özür dilemeye. Adalette de geciktiniz; özür dileyin! Eğitimde de geciktiniz. Üniversitelerin durumuna bakın. Dünyayla rekabette. Mesafe kapatacaktınız dünyayla rekabette. Dünyanın en saygın üniversitelerini çıkaracaktınız. Markalar üretecektik. Dünyanın bütün gençleri Türk üniversitelerine gelme hayali kuracaklardı. Eğitimde de geciktiniz. Üretimde de geciktiniz. Orada da özür dileyin. Başkanım 'tütün' dedi. Gidin Konya'da buğday, gidin Rize'de çay, gidin Ordu'da fındık. Geciktiniz. Harman'a geciktiniz. Üretimde de geciktiniz. Özür dileyin. Dar gelirli, asgari ücretli sizin simit hesabınızın konusuydu. 22, 23 yıl önce 'Bu verdiğiniz paralarla simit alınmaz, simit yese doyulmaz. Evin kirası, elektriği ne olacak?' diye konuşuyordunuz. Asgari ücrete de geciktiniz. Emekli. 2002'de alım gücü bugünkü şartlardan çok daha iyiydi. Emekli olabilen maaşının dörtte üçünü alıyordu. Şimdi dörtte birini alıyor. Emekliye de geciktiniz. Özür dilemeniz gereken şeyleri sayıyorum: Çocuklarınız zeka bodurluğu hattına geldi. Zekada bodurlaşma. Zihni gerileşme. Protein alamıyorlar diye çocuklarınızın zekası gelişmiyor. Bilimsel olarak ispatlanmış ki çocuklar o yaşlarda yarıştan koptular mı, bir daha toparlayamıyorlar. 3 yaşında çocuklarınıza geciktiniz. Bir anne çalışırsa şimdi kreş parasına çalışır. Çalışan bir annenin evladı varsa kreş parasına çalışır. Bir anneyi kreş parasına çalışır hâle getirdiniz, annelere de geciktiniz. Kadınlar feryat figan bağırıyorlar, 'Tehdit ediliyoruz!' diye korkuyorlar. Korkularını sonra delillendiriyorlar, şikâyet ediyorlar, himaye istiyorlar, öldürülüyorlar. Kadınlara da geciktiniz, özür dileyin. Onlara da geciktiniz. Çiftçinin hasadına da geciktiniz. Çiftçilerinizi kendi tohumlarınız, kendi gübreleriniz, kendi planınız, kendi üretim bandınız ve harmanda kazanacağının ne olduğunu bilebileceği kendi programınızla sarıp sarmalayacaktınız. Özür dileyin. Özür dileyin. Faizin, enflasyonun hasmı olarak geldiniz. Hasımlığınızla ilgili hiçbir tereddüdümüz yoktur. Cumhurbaşkanımız dindar bir adamdır. Gerçekten 'Bana kimse faizle gelmesin' derken samimidir. Gerçekten öyle. Yani ben dindarlığını hiç sorgulamam Cumhurbaşkanının. Dindardır da faiz ödeme şampiyonu haline geldiniz. Cumhuriyet tarihinin en çok faiz ödeyen hükümetisiniz. İş adamlarınıza da geciktiniz. Bu kadar yüksek faizle ticaret yapmak zorunda kaldılar. İş adamlarınızdan da özür dileyin. Özür dileyin. Yüksek teknolojili ürün ihraç edecektiniz. Yüksek teknolojide 14 yıldır patinaj yapıyorsunuz. Üretiminize bakın. İhracattaki payına bakın. Özür dileyin. Bak görüyor musunuz? Ne kadar sayıyorum? Enflasyon bütün düzeni alt üst etti. Piyasada fiyat kayboldu. Emekliye verdiğiniz parayla piyasada yapılabilir işler, yaptırılabilir işler yan yana geldi. Emekliye verdiğiniz para en düşük emekli aylığı 16 bin 800 lira. Piyasaya da geciktiniz. Özür dilemeniz gereken ne kadar şey var? Sadece Adıyaman'daki gecikme için özürle kurtulamazsınız. Onu demeye çalışıyorum. Türk milleti için geciktiniz.

KÂBUS OLMANIZ GEREKENLERE UMUT OLDUNUZ!

Herkese yük olmuşsunuz. Milletimize umut olacaktınız. En son gözünüz dönmüş. Milletimize umut olmak için çıktığınız yolculukta finali şöyle yapmışsınız: Öcalan'a umut hakkından bahsetmişsiniz. Milletimize umut olacağız diye yola çıkmışsınız. Yolun sonunda milletimize umut olacaktınız, kâbus oldunuz. Kâbus olmanız gerekenlere umut oldunuz. Apo'nun kâbusu, milletin umudu olacaktınız. Bakın finale, finale bakın! Apo'ya umut oldunuz, milletinize kâbus oldunuz. Apo'ya umut hakkından bahseder oldunuz. Ülküsü için ömür vermiş insanlara 'Çektikleri her çileyi vatan için çektiklerini' söylediniz. 'Vatana kurbanız' dediniz. 'Zindanda görseniz, zulümde görseniz, idam da edilseniz vatan sağ olsun!' dedirttiniz. 'Vatan için şehittik, vatan için asıldık, vatan için mücadele ettik, vatan için yattık, vatan için aç kaldık!' dediniz, dedirttiniz. 'Vatan sağ olsun!' dedirttiniz kendinize ve milletinize. Sonra bütün bunları dedirttiğiniz insanların terörle mücadelesindeki ödediği bedele, ay yıldızlı al bayrak içinde uğurladıkları evlatlara, şehide, geride kalan gaziye, mahzun olan yetime bakıp hiç utanmadan Öcalan'a umut hakkından bahisle meclisi gösterdiniz. 40 yıl arkadaşlarınızla, milletinizle beraber 'Apo asılsın!' diye bağırabildiniz. Sonra 'Apo nasılsın?' diyebildiniz. Eskiden selam verene sövüyordunuz. Yan yana gelene hakaret ediyordunuz. 'Ağırlayana, uğurlayana' diye sözlere başlayıp herkese parmak sallıyordunuz. Şimdi Sayın Pervin Buldan'ın dediğini böyle diyorsunuz: 'Sayın Pervin Buldan'ın her dediğinin altına imzamı atıyorum' diyebildiniz. Barıştan, barış yasasından bahsediyorlar. Biz PKK'yla mücadelede yenildik mi ki bunlarla masaya oturabildiniz? Biz bu teröristlerle mücadelede mağlup mu olduk ki bunlarla masalar kurup konuşabildiniz? Komisyon kurup meclisi küçültmeye heves edebildiniz.

ANAHTAR PARTİ'NİN BARAJ PROBLEMİ YOK

Anahtar Parti Türk siyasetinde 'Bu devlet ne olacak? Bu milleti nasıl bu muhalefete teslim edeceğiz?' derdinden sizi kurtaracak partidir. Devlet biliriz, vatan biliriz, sınır biliriz, ülke biliriz. Emek biliriz, alın teri biliriz. Hazine biliriz, beytülmal biliriz, yetim hakkı biliriz. Hak biliriz, hukuk biliriz. Devletimizi, milletimizi ayakta tutan değerleri biliriz. Hepsini koruyabiliriz, düşman biliriz. İttifak biliriz, imza biliriz, anlaşma biliriz, haysiyet biliriz. Siyaseti zengin olma hevesine değil, milleti zengin etme mesuliyetine eşitleyebiliriz. Böyle bir hassasiyetin iradesidir. 1 yıl oldu kurulduk. Baraj problemi yok. Barajları aşan bir siyasi coşkuyla yürüyoruz. Anahtar Parti'nin baraj problemi yoktur, aştı.”