15 Mart 2019'da Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine düzenlenen terör saldırısının üzerinden altı yıl geçti.
Bu saldırılarda 51 kişi şehit olmuş, birçok kişi de yaralanmıştı. Saldırgan Brenton Tarrant, 2020 yılında 51 cinayet, 40 cinayete teşebbüs ve terör eylemi suçlamalarını kabul etmiş ve şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.
Cami saldırısında Türkiye vatandaşı Zekeriya Tuyan da yaralı olarak kurtulmuş ancak tedavi gördüğü hastanede şehadete erişmişti.
İskoç bir aileden gelen ve Avustralya'da doğan terörist Brenton Tarrant, bu vahşeti sosyal medyadan canlı olarak yayınlamıştı.
Tarrant'ın, kendi YouTube sayfasından 70 sayfalık bir manifesto yayınlandığı, manifestoda Türkiye için, "Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak ettiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak." ifadelerini kullandığı ortaya çıkmıştı.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, saldırının ardından yaptığı açıklamada, "Bunun Yeni Zelanda'nın en karanlık günlerinden biri olduğu açık." demişti.
Camiye saldıran teröristin, caminin kapısından girer girmez ateş etmeye başladığını, cami girişindeki bir kişiyi şehid ettikten sonra içeri girerek Müslümanları bir bir vurduğunu ifade eden görgü tanıkları, teröristin özel bir amaç uğruna katliamı gerçekleştirdiğine dikkat çekmişlerdi.
Saldırının Cuma namazına denk getirildiğini söyleyen görgü tanığı Mohamed Jama, "Saat 13:40 civarındaydı. Saldırgan bahçe kapısından girdi, bir kişiyi geçti. Bir kişiyi de vurdu. Kaskı ve gözlükleri vardı. Askeri bir kıyafeti ve makineli silahı vardı. Yanımdan geçti, 'Hey ne yapıyorsun' dedim. Benimle konuşmadı. Bana uzun uzun baktı. Sonra da etrafa ateş etmeye başladı. Ben kaçtım, sonra içeri girdi camideki Müslümanları bir bir vurdu. Kimi şehid oldu kimi de yaralandı." Demişti.
Saldırının altıncı yıldönümünde anma etkinlikleri düzenleniyor. Toplumlar, kaybedilenleri anmak ve İslamofobiye karşı birlik mesajı vermek için bir araya geliyor.
Son yıllarda, saldırının mağdurları ve aileleri, Yeni Zelanda hükümetinin nefret suçlarıyla mücadele politikalarını yakından takip ediyor. 2024 yılında, mağdurlar, yeni hükümetin bu konudaki adımlarına şüpheyle yaklaştıklarını ifade etmişlerdi.
Ayrıca, saldırgan Brenton Tarrant, 2022 yılında mahkeme kararını temyize götürmüş, ancak bu girişimi geniş çapta kınanmıştı.
Christchurch saldırısı, dünya genelinde İslam düşmanlığına karşı farkındalığın artmasına ve bu tür nefret suçlarına karşı daha güçlü önlemlerin alınmasına vesile oldu. Birleşmiş Milletler, 15 Mart'ı Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü olarak ilan etti. (İLKHA)
