-ANKARA ÜZERİNDEN ÖNCE VAN SONRA İRAN
-KAMRAN İNAN, ŞEYH SELAHATTİN, BURSA, VAN,YÜKSEKOVA, MUSTAFA ZEYDAN
-KAMRAN İNAN NEDEN DIŞİŞLERİ BAKANI OLAMADI?
-Eşi yabancı yani İsviçreli.
-1970’li yıllardaki Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almak gerekmez mi?
-İNAN NEDEN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞINI KABUL ETMEK İSTEMEDİ?
Vahit Özdemir:
Brüksel Başkonsolosluğundan Rızaiye Başkonsolosluğuna (Urumiye) tayin olduk.
16 veya 17 Ekim 1978 tarihinde THY uçağıyla Ankara’ya döndük.
THY uçağında Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreter İktisadi İşler Yardımcısı (Bakan Yardımcısı) Büyükelçi Nazif Çuhruk ile Brüksel-Franfurt-İstanbul-Ankara güzergahında beraber yolculuk yaptık.
Büyükelçi Çuhruk ile tarihe ışık tutacak doyumsuz bir sohbetimiz oldu.
Seyahat sona erdi, sonunda Ankara’ya geldik.
Yanlış hatırlamıyorsam o sırada Adalet Partisi’nin kongresi vardı. (Ekim-1978)
Adalet Partisi Bitlis Senatörü Kamran İnan Demirel’e karşı aday oldu.
Atatürk Spor Salonu’ndaki kongreyi ben de izledim.
İnan kendisine söz verenlere güvenmiş ama handikaplarını hesaba katmamış herhalde.
Şöyle ki; babası Şeyh Selahattin . Bursa’ya sürülmüş. Buna mukabil devlet şefkatli davranıyor, sürgün ettiği adama yani Şeyh Selahattin’e -perişan olmasın diye- maaş bağlıyor.
Kâğıt üzerinde Valilikte Mübayaa Şefi ( şimdiki Bankamatik memur gibi) görünüyor, çocukları Bursa’da okuyor.
Kâmran İnan da Bursa Lisesi mezunu.
Bir gün bana şöyle söyledi: “Allah İsmet Paşa’dan razı olsun. Yoksa ben Bitlis’te, Hizan’ın Gayda Köyü’nde nasıl okuyacaktım?
Belki arazim, birkaç hanımım olurdu ama bu kadar.”
Ben Ankara’da bir ay kadar kaldım.
Artık Tahran’a gitmem gerek, fakat İran’daki karışıklıktan dolayı uçak seferlerinin tamamı iptal.
O sırada Humeyni Paris’te, İran Şahı ciddi sıkıntıda.
Bu yüzden Bakanlık bir on-on beş gün beni Ankara’da bekletti.
Ama baktılar olmayacak, “Sen Van üzerinden git!” dediler. Bayramın birinci veya ikinci günüydü, 14 veya 15 Kasım 1978’de, yanımda bir-kaç kutu baklava, uçakla Van’a gittim.
Şehre inerken muazzam güzel bir manzara var, kendinizi İsviçre’de zannediyorsunuz.
Uçak Süphan Dağı’nın üstünden alçalıyor. Buradaki küçük bir havalimanı.
Neyse uçaktan indik, taksiye bindim; “Beni buranın en iyi oteline götür,” dedim. Taksici; “İki tane otel var,” dedi. “Bir tanesi Bayram, diğeri Beş Kardeş.”
Beni Beş Kardeş Oteli’ne götürdü. Bu arada taksici muhabbete başladı, anlatıyor: “Bunlar beş kardeş. Kaçakçılık yaptılar, çok zengin oldular. Kızlarının birini bir polise verdiler…”
Nihayetinde otele vardık. Burası üç yıldızlı bir yer, fena değil. Kaydımı yaptırdım. Gelmeden evvel biri bana Gümrük Müdürünü tavsiye etmişti. Naif Bey diye bir adam. Onu ziyaret ettim. Gümrük lojmanında oturuyor, altı da ofis.
Bayram münasebetiyle hanımı baklava açmış, onu ikram etti. Naif Bey; “benim de tayinim İskenderun’a çıktı,” diye anlattı. Nerede kaldığımı sordu.
Otele döndüğümde, yemek yenebilecek yer sordum. Huzur Restoran’ı tavsiye ettiler. Van nüfusu o zaman elli bin var yok, binalar tek katlı, apartman yok. Bir iki bina var, resmi daireler.
Huzur Restoran’a gittim. Bir sürü yiyecek geldi. Hiç unutmam bol miktarda soğan, üstünde sumak.
Karnım aç, sıcak lavaş da getirdiler. Ben onunla dürüm yapıyorum. Garson yetişti: “Yahu beyim, daha çok şeyler getireceğiz, karnını bunlarla doyurma!” dedi.
Gerçekten birazdan ocak başında, organik diyebileceğimiz, çok güzel şiş, kebap vs. geldi. İyice doyduk, oradan otele döndük.
Hava çok güzel. Yatmadan resepsiyona tembih ettim, beni sabah 06.00’da uyandırmalarını istedim.
Van’dan Yüksekova’ya gideceğim. Tek otobüs sabah kalkıyor, öğlen oraya varıyor, öğlen de geri dönüyor. Aynı şekilde Hakkari’ye de gidip gelen bir otobüs varmış.
Yüksekova Belediye Başkanı ( Kasım-1978 ) Pinyanişi Aşireti Reisi Mustafa Zeydan benimle ve yanımdaki yabancı gazetecilerle yakinen ilgilendi. Bizi ve yol arkadaşlarımla yakinen ilgilendi ve bir-kaç araçla bizi Esendere-Sero sınır kapısına yolcu etti.
Burada dikkatimi çeken husus AP Bitlis Senatörü Kamran İnan 2’inci MC Hükümetinde kendisine verilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını kendisini bulunmaz Hint kumaşı zannettiği için herhalde kabul etmek istemedi.
AP Genel İdare Kurulu’ndan çıkan karar çervesinde kerhen Enerji Bakanlığını mecburen kabul etmek zorunda kaldı.
Adalet Partisi ve Başbakanlığa talip olan Kamran İnan’ı 1979 yılında Ecevit Büyükelçi yaptı ve Cenevre’ye gönderdi. (1979)
Ben İnan’ın yerinde ve Şeyh Selahattin’in oğlu olsaydım Ecevit’in sunduğu Büyükelçilik teklifini nazikçe geri çevirirdim.
KAMRAN İNAN NEDEN DIŞİŞLERİ BAKANI OLAMADI?
- Babası Şeyh Selahattin Bursa’ya sürgün edilmişti.
- Anası Mecbure Hanım müslüman olmuş bir Ermeni Hanımefendiydi. (1970’li yıllarda Ermeni ASALA terör örgütü yurtdışındaki diplomatlarımızı öldürüyordu.)
-MİT, Genelkurmay, derin devlet ve Dışişleri Bakanlığı’nın üst yönetiminin Kamran İnan’a büyük bir alerjisi vardı.
-Kamran İnan çok disiplinli, aksi ve sert bir diplomattı.
-Kral’dan fazla kralcıydı.
-Handikaplarının çok olduğu Ankara kulislerinde dillendiriliyordu.
NOT: EDİTÖR ÖZLEM PEKCAN TARAFINDAN KALEME ALINAN ÇARIKLI DİPLOMAT VAHİT ÖZDEMİR KİTABINDAN ALINTIDIR. ( devam edecek )
NEREDEN NEREYE?
Vahit Özdemir
( E ) Diplomat
12 Mart 2025