Çanakkale’de savaşan Anzak askerlerinden bir tanesi savaş meydanında şehit düşen Osmanlı askerlerinden birinin başını kesiyor ve alıp ülkesine götürüyor.
Kesik başı evinin çatısında saklıyor.
Anzak askeri öldükten sonra torunu çatı katında bir kafatası buluyor.
Korkusundan bizim Melburn’deki Gaziler Derneği Başkanı’na şehidimizin kafatasını elden teslim ediyor.
Gaziler Derneği Başkanımız anında Kanberra Büyükelçiliğimizi ve Genelkurmay Başkanlığımızı haberdar ediyor.
Melburn Başkonsolosluğumuzun bulunduğu yerde önemli bir park var,kafatası mezarının oraya yapılmasını ve gömülmesini istiyor.
Avustralyalılar önce kabul ediyorlar ama sonra endişeleniyorlar; “ Şehidinizin kafatasını buraya gömersek, Türkiye’den bir sürü ziyaretçi gelir. Diğer müslümanlar da mezarı ziyaret etmek isterler.Bize sıkıntı yaratır,” diye paniğe kapılıyorlar.
Bizim resmi makamlara ; “ Siz kafatasını alın ve en iyisi Türkiye’ye götürün” diyorlar.
Tam da bu noktada Çanakkale Şehitliklerinde Mehmetçiklerimizle yan yana uyuyan Anzak askerlerini ve Atatürk’ün “ ONLAR BİZİM EVLATLARIMIZ OLMUŞLARDIR” sözünü hatırlamadan edemiyorum.
Türkiye olarak bizler binlerce Anzak askerlerini topraklarımızda sonsuzlukla misafir edebilirken , Avustralyalılar kesik tek bir kafatasından maalesef korkuyorlar.
Şehidimizin DNA testi yapılıyor, kafatasının sahibi Kafkas kökenli çıkıyor.
Bunun üzerine Gaziler Derneği Başkanı: “ Osmanlı İmparatorluğu’nda bir sürü etnik grup var, bu bizim askerimiz. Askerimiz hem şehit edilmiş, hem de kellesi kesilip buraya getirilmiş. Bu gayri kanuni bir durum ,”
diyor.
Nihayetinde şehidimizin kafatası askeri bir törenle Çanakkale’ye getiriliyor ve yine törenle oradaki şehitliğe defnediliyor.
Kesik baş onca yıl nasıl muhafaza edilmiş?
Zamanla iskelet haline dönüşmüş, et kemikten ayrılmış.
Avustralyalı nasıl sadist bir adamsa ara - sıra kesik başı alıp bakıyormuş.
Hatta onunla oynuyormuş.O zaman öyle anlattılar. Artık intikam mı alıyordu , ne yapıyordu kestiremiyorum.
Buna mukabil torun kafatasından rahatsız oluyor, korkuyor, geceleri uyuyamıyor, “ rüyalarıma giriyor,” diye söylüyor ve neticede kafayı getirip teslim ediyor.
Öte yandan, 57’İNCİ Alayımızın Sancağının da Avustralya’da olduğu söyleniyor.
Avustralyalı askeri yetkililere ısrarla sancağımızın akibetini sordum, soruşturdum; “ BİZDE ÖYLE BİR ŞEY YOK ,” diye cevap verdiler.
NEREDEN NEREYE?
Vahit Özdemir
(E) Diplomat
07 Ocak 2025