29 Kasım 1975-16 Ekim 1978 tarihleri arasında Brüksel Başkonsolosluğumuzda görev yaptım.
Daha sonra Urumiye Başkonsolosluğumuza atandım. (1978-1982)
Uzun süredir Irak’ın Necef kentinde sürgün hayatı yaşayan Dini Lider Ayetullah Humeyni karargahını Paris’te kurdu ve İran Şahı’na karşı şiddetli bir muhalefete başladı.( Eylül-1978 )
İran’da ciddi bir rejim sorunu ortaya çıktı.
İran’da genel grev olduğu için tüm uçak seferleri iptal edilmiş durumda.
Dışişleri Bakanlığı o zamanki adı Rızaiye ( Urumiye) ‘ye Van üzerinden gitmemi uygun gördü.
Ramazan Bayramında Ankara’dan Van’a THY uçağıyla hareket ettim. (16 Kasım 1978)
Van’daki Beşkardeş Oteline yerleştim.
Van Gümrük Müdürü Naif Bey’i evinde ziyaret ettim.
Naif Bey’in eşinin hazırlamış olduğu baklavanın tadını hala unutmam mümkün değil.
Van’da hava çok güzeldi.
Akşam yemeğini Huzur Restaurant’ta yedim.
Resepsiyona beni saat:07.00’de uyandırmasını rica ettim.
17 Kasım 1978 sabahı Van’da uyandığımda her taraf bembeyazdı.
Yılın ilk karı Van’a yağmıştı.
Yüksekova’ya gidecek olan VAN GÖLÜ otobüsüne bindim.
İçerisinde İran’daki olayları izlemek için Van’a gelmiş Batılı gazeteciler de vardı.
Otobüs şoförünün tecrübeli olduğu belli. Sağımız Zap suyu, solumuz dağlar.
Başkale’de kısa bir moladan sonra salimen Yüksekova’ya ulaştık.
Kaymakam’a ulaşamadım.
Yüksekova Belediye Başkanı Pinyanişi Aşireti Reisi Mustafa Zeydan.
Belediye Başkanı Zeydan beni ve yabancı gazetecileri bir restoranda en iyi şekilde ağırladı ve bize araç tahsis ederek sınır kapısı Esendere’ye kadar gitmemizi sağladı.
Esendere sınır kapısından Türkiye’den çıkış, Sero sınır kapısından da İran’a giriş yaptık.
Yabancı gazeteciler yanımdan ayrılmıyorlar.
Herhalde Türk ve İran pasaport polisleriyle gümrükçülerin bana saygılı davranmaları dikkatlerini çekti.
İranlı gümrükçülerin temin ettiği bir araçla Urumiye’ye vasıl olduk.
Sero-Urumiye arası sadece 50 km.
Gazetecileri Urmia Oteline yerleştirdim.
Daha sonra Khiyabani Bend’deki Başkonsolosluğumuza gittim.
Başkonsolos Orhan Akbil beni büyük bir muhabbetle karşıladı.
Dışişleri Bakanlığına birincilikle girmiş.
Çok iyi Fransızca biliyor.
İngilizce öğrensin diye Vaşington Büyükelçiliğine göndermişler.
Büyükelçi Feridun Cemal Erkin Akbil’e dirlik vermemiş ve New York Başkonsolosluğuna sürgün etmiş.
New York Başkonsolosu Necdet Kent.
Coca-Cola’nın CEO’su Muhtar Kent’in babası.
Başkonsolos Necdet Kent de New York’u Akbil’ e zehir etmiş.
Akbil aslen Çankırı’nın Çerkeş İlçesinden baba bir adam. Amcazadeleri Melih ve Semih Akbil Kardeşler.
Semih Akbil Cumhurbaşkanı Gürsel’in Özel Kalem Müdürlüğünü yapmış.
Cumhurbaşkanı Gürsel, Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin’i hiç sevmezmiş.
“Semih o beygir suratlı adam yine mi geldi?” dermiş.
Siverikli Kavas Abdullah Sincap’ın hazırladığı çorba ile karnımı doyurdum.
1978 yılında Urumiye’deki Başkonsolosluk binamız kiralık bir bina.
Eski bir uyuşturucu Baronu’nun yazlık bağ evi imiş.
Bina gazyağı sobasıyla ısınıyor.
Salondaki uzun koltuğun üzerinde 6 ay kadar yatmak mecburiyetinde kaldım.
Diğer odalar soğuk, salon ise sıcak.
Ertesi günü ilk işim SAVAK Başkanı ile görüşmek oldu.
SAVAK’ın ( İran’ın MİT’i. )
Batı Azerbaycan Eyaleti’nin SAVAK
Başkanı Şii Kürtlerden bir General.
Türk Haberler Ajansı’nın sahibinin oğlu Bedri Kayabal ve ekibi İran üzerinden Irak’a geçerek Celal Talabani ile röportaj yapmışlar.
Dönüş yolunda İran istihbaratı Bedri Kayabal ve ekibini enseleyerek gözaltına almışlar.
SAVAK Başkanı General benim İran’sa yeni göreve başladığımı ve misafirleri olduğumu dikkate alarak hatır için Bedri Kayabal ve ekibini serbest bıraktı.
Ekibin bir kısmı Esendere sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaptılar.
Bedri Kayabal’ı bir gece Başkonsoloslukta konuk ettik.
Kayabal ile salondaki koltukların üzerinde gazyağlı sobanın ısıttığı güğümün buharıyla nefis bir uyku çektik.
NEREDEN NEREYE?
Ben bundan tam 46 yıl önce o yıllarda sürgün ve mahrumiyet bölgesi olan Urumiye’de yani Batı Azerbaycan Eyaleti’nin Merkezinde göreve başlamışım.
Urumiye’deki 4 yıllık görevim sırasında İran’da rejim değişikliğine yol açan ciddi protestolara, İran Şahı’nın 16 Ocak 1979’da ülkeyi terk etmesine, Humeyni’nin 1 Şubat 1979’da Paris’ten Tahran’a gelişine, İran İslam Cumhuriyeti’nin ilanına, Molla Mustafa Barzani’nin ABD’de vefatına, Barzani’nin Uşnu’de (İran) toprağa verilmesine, İran-Irak Savaşına, ABD Büyükelçiliği personelinin rehin alınmasına, İran Kürdistan Demokratik Partisi Genel Sekreteri Dr. Abdurrahman Kasımlo ile şahsi dostluğa kadar hepsini gördüm ve bizzat yaşadım.
TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE.
Vahit Özdemir
(E) Diplomat
17 Kasım 2024