20 Ocak 1990… Türk tarihinin kanla yazılmış, acı bir sayfası. Azerbaycan Türkleri’nin bağımsızlık mücadelesinin sembolü olan bu tarih, yalnızca Bakü’nün değil, tüm Türk milletinin yüreğinde derin bir yara açtı. Sovyet tanklarının Bakü sokaklarında masum insanları katlettiği o karanlık gece, yalnızca bir işgal girişimi değil, Türk milletine yapılan açık bir saldırıydı.
O gün, Azerbaycan halkı ne istedi? Kendi kaderini tayin etmek, bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmek, milli kimliğini korumak ve geleceğini kendi iradesiyle inşa etmek. Ancak Moskova, bu talebi kurşunla, tankla ve kanla bastırmayı tercih etti. Onlar için bağımsızlık isteyen bir Türk devleti, Sovyetlerin emperyalist planlarına tehdit oluşturuyordu.
Ne yazık ki, dünya yine bu katliama sessiz kaldı. İnsan hakları, özgürlük ve demokrasi naraları atan Batı, bu kez de "stratejik çıkarları" uğruna gerçekleri görmezden geldi. Peki ya biz Türkler? Bugün 20 Yanvar’ı yeterince anlıyor muyuz? O gün Bakü’de can veren kardeşlerimizin mesajını taşıyor muyuz?
Bu olay, Türk milletine birlik olmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermiştir. Azerbaycan Türkleri, kendi topraklarında katledilirken, dünya suskundu. Ancak bugün, o kanlı gecede dökülen şehit kanları bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin temel taşlarını oluşturdu. Türk milletinin azmi ve kararlılığı, ne Sovyet tanklarıyla ne de işgalci ordularla kırılabilir.
Bizim görevimiz, 20 Yanvar’ı sadece bir matem günü olarak görmek değil, bir direniş ve mücadele günü olarak algılamaktır. Türk milletinin ortak hafızasına bu kanlı geceyi kazımak, genç nesillere bağımsızlık mücadelesinin değerini anlatmak zorundayız. Çünkü unutulan her acı, yeniden yaşanmaya mahkumdur.
Bu vesileyle, Bakü sokaklarında Türk’ün bağımsızlığı uğruna şehit düşen kardeşlerimizi rahmetle anıyor, Azerbaycan’ın direniş ruhunu selamlıyorum. Tek millet, iki devlet şiarı, 20 Yanvar’da can veren şehitlerimizin bize emaneti. Bu emanete sahip çıkmak, hem Türkiye’nin hem de tüm Türk dünyasının ortak görevidir.
Unutmayalım, Türk milletinin kaderi birdir. Bu kader, sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Türk dünyasının özgürlüğü ve bağımsızlığına sıkı sıkıya bağlıdır. 20 Yanvar’ı anmak, Türk’ün yeniden dirilişine bir adım atmaktır.