Bugün hep birlikte Türkiye olarak sandık başına gidiyoruz. Hem iktidar hem de muhalefet partileri için yerel seçimler adeta bir sınav niteliğinde. Büyük şehirler iktidar partisi açısından çok önemli. İstanbul'un ise bu şehirler içerisinde apayrı bir yer var. Çünkü AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü hikayesi İstanbul'da başladı. Uzun yıllarca Refah Partili ve AK Partili belediyelerce yönetilen İstanbul, 2019 yılında CHP'nin eline geçmişti.

Reis için İstanbul'un ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

Dolayısıyla Erdoğan, İstanbul'u yeniden CHP'li İmamoğlu'nun elinden alabilmek için tüm bakanları ve iktidar gücünü İstanbul'a yoğunlaştırmıştır. Kazanıldığı takdirde sıkıntı yok, herkes yoluna devam eder. AK Parti 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden zaferle çıkarsa, tüm olumsuzlukların, pahalılığın ve enflasyonun üzeri perdelenmiş olur. Yerel seçimlerden aldığı güç, aynı zamanda genel siyasetin de Erdoğan lehine onaylandığı anlamına gelir ki, muhalefete söyleyecek söz bırakmaz. Fakat...Allah muhafaza, tek parti artığı, demokrasi düşmanı CHP ve İmamoğlu kazanırsa ne olur?

İktidar partilerinin yerel seçime avantajlı olarak gireceği  bir gerçektir. Geçmiş dönemlerde bu ezberi ancak tencere teorisi değiştirebildi. Ak Parti’nin, yüksek enflasyonla gireceği ilk yerel seçime doğru gidiyoruz.  Genel seçimlerde iktidar partisine oy verdiği halde, ilerleyen süreçte partisinin durumundan memnun olmayıp veya gösterilen adaya tepki göstererek, seçmenin muhalif kanada yönelebilmesi de imkân dahilindedir. Ak Parti 22 yıldır yerel seçimlerde de başarılı. Bu başarıda elbette Erdoğan’ın payı büyük. Gösterilen adayın toplumda bir karşılığı olmasa dahi, seçmen sırf Reisin hatırına partisinden ayrılmıyor. Peki, bu seçimde; bildiğimiz bu ezber aynen devam eder mi? İllere göre değişiklik gösterme ihtimali varsa da genel kanaatin değişeceğini zannetmiyorum. Ülkede bir pahalılık olsa da bu durumun tüm dünyada yaşandığını ve iktidarın performansının yüksek olduğunu seçmen görüyor. Zaten iktidar da krizi ciddiye alarak etkin çözümler üretmeye çalışıyor.

O yüzden Reis için Ankara, İstanbul ve İzmir çok önem arz ediyor. Bu metropol illeri yeniden CHP’nin elinden alırsa, hem gücünü perçinlemiş ve güven tazelemiş olacak, hem de İmamoğlu balonu da patlamış olacaktır. İktidar için değil ama muhalefet için yerel seçimlerin kaybedilmesi büyük bir hezimet olacaktır. 

Milletin  Reise verdiği kredi devam ediyor. Erdoğan’ın milletin adamı olma kariyeri aynen sürüyor.  Asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat tarihli depremler dahi AK Parti’nin başarısına gölge düşürmedi. 11 ili etkileyen felaketin üstesinden gelebilmek öyle kolay değil. Ama AK Parti bu süreci çok güzel yönettiği gibi şu anda da deprem bölgesinde karnesi çok başarılı. Hem kalıcı konutlar hem de köy tipi deprem evleri hızla yükseliyor. Hiçbir depremzede perişan edilmedi. 

2024 yerel seçimleri,  hayat pahalılığı nedeniyle iktidar partisine oy verenlerin partilerini cezalandırma sonucunu getirmeyecektir. Anket yapan kamuoyu şirketleri de iflas etti. Son genel seçim sonuçlarında nasıl yanıldıklarını millet gördü. Doğru anket yapıldığı takdirde şirketlerin tahmininde pek yanılma olmaz. Ancak son yıllarda anket şirketleri de algı operasyonluğuna soyundular. 

Başa dönecek olursam...Seçmen yine tercihini İmamoğlu'ndan yana yaparsa, İstanbul'da kaybeden Murat Kurum mu olur, yoksa Recep Tayyip Erdoğan mı? Murat Kurum, inşaat sektöründen ve bürokrasiden gelen bir isim. Kazanması durumunda hiç şüphesiz Erdoğan'ın elini güçlendirmiş olacak. Kaybettiği takdirde,  kendisi açısından bir sıkıntı olmaz. CHP, yerel seçimlerde mevcut gücünü korur, İstanbul'u tekrar alırsa ve bunlara ilave de yaparsa, haklı olarak iktidara karşı parlamentoda sorgulama sürecini başlatır. İmamoğlu da sadece İstanbul'u kazanmakla kalmış olmaz, asıl Erdoğan'ı yenmiş sayılacağından, muhalefetin tartışmasız lideri konumuna yükselir. Bununla da kalmaz, Türk siyasetinin en güçlü iki aktöründen biri haline geldiği için, hem CHP Genel Başkanlığını ve hem de 2028'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı adaylığını da garantilemiş olur. Peki, İmamoğlu tüm bunları hak ediyor mu? Elbette ki hayır. Bir defa, Ekrem İmamoğlu bir önceki yerel seçimde İstanbul'u bileğinin gücüyle almış değil. Yani İstanbul'daki zafer sadece CHP'nin değil, altılı masa ile birlikte Kandil'in meclisteki uzantısı HDP 'nindir. Şimdi de DEM ismiyle demlenen Kürt tabanlı siyasi hareket, aynı şekilde İstanbul'da ve diğer büyük şehirlerde Erdoğan'a kaybettirmek adına CHP'li adaylara destek vereceklerdir.

Türk siyaseti çok şeylere gebe. Her zaman siyasette 24 saat çok önemli. Bakalım yarın Türkiye'yi nasıl bir sonuç bekliyor...