Bodrum’un kışı yazından da güzel.Daha sakin,daha huzurlu günler yaşanıyor kışları. Yazın o kalabalığından,o buruk tadından eser kalmıyor yani.
O güzelim tatil kasabası büyük şehir olup çıktığından buyana,tüm ölçüler değişti. Altyapısı perişan,yollar felaket,su yok ama boruları patlıyor hala.Yaza kışa aldırmayan inşaat sektörü,yerle bir olan deprem bölgelerinden iyi çalışıyor.Hafriyat kamyonları, beton mikserleri,iş makinaları çok zorluyor trafiği ve kenti.Şikayetler bitecek gibi değil ama,Bodrum her haliyle yine de çok güzel…
Kışın dostlar daha çok biraraya geliyorlar. Özellikle sabah kahvaltıları meşhur.Çarşamba kahvaltısı var,serpme kahvaltı var.köyde zıp-zıp çayır kahvaltısı,papara,irme,çamlık,etrim ve Karadeniz Parpali kahvaltıları dillere destan. Kahvaltı değil şölen sanki.Bir de evlerde,otel ve kafelerde yapılan kahvaltılar var ki,tadına doyum olmuyor doğrusu…Sinan Özer sadece Bodrum’un değil,denizcilik sektöründe tüm ülkenin gurur duyduğu,tersanesinde yaptığı birbirinden güzel gemi ve teknelerle dünyanın en değerli ödüllerini kazanmış bir işadamı.. Zaman zaman dostlarını kentin en şık ve güzel LVZZ butik otelinde toplar,kuş sütünün eksik olduğu kahvaltılarda ağırlar,çok seviyeli sohbetlere fırsat yaratır.
Özer’in son kahvaltısına,nazik davetine uyarak ben de katıldım.Sofrada eski Turizm Bakanımız Bahattin Yücel,Trabzonspor eski Başkanı Sadri Şener,Günbatımı söyleşilerinin yaratıcısı Şair-yazar-Akademisyen Hamdi Topçuoğlu,kentin başarılı otel genel müdürü Fatih Ekşi,uluslararası işadamı Cenk Tuncay ve diğer dostlarla eşleri de vardı.Laf Bodrum’dan açıldı,Bodrum’la kapandı.Herkes gözünde ve gönlündeki Bodrum’u anlattı,konuştu.Gerçekten çok hoş sohbetler yapıldı ki,kahvaltının ortasında Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da katıldı topluluğa.Gökte ararken yerde bulunca onu,Mandalinci’ye soracağımız soruları ona yönelttik çoğumuz.
Su işi ne olacak,yollar tarlaya döndü,inşaatlar devam edecek mi hala,arap saçına dönen trafik nasıl düzelecek?Yağmur gibi sürüp gitti sorular. Sorulara cevap yetiştirmekten ağzına bir lokma atamadı Aras.Ayrıca Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’ye sorulacak şeylere,o cevap yetiştirmek zorunda kaldı.Sahi Mandalinci nerelerde?Sofradakiler onu görebilse,belki de Ahmet Aras’ı böylesine terletmezlerdi.Dost sohbeti de olsa,insan yeni ve ilginç şeyler öğrenebiliyor.Örneğin belediyeye ait Manastır Oteli ile Gümbet’teki bir diğer otel ihaleye çıkacakmış.Ama oteller çok eskimiş,depreme karşı süratle güçlendirmek gerekiyormuş,yoksa yıkılabilirlermiş.Yeni gemi limanı,halkın karşı çıkmasına rağmen yapılacakmış.Limanın çoğunluk hissesine sahip Global Şirketi, Ankara’dan tepeden inme izinleri almış bile..
Torba’daki yeni Sanayi sitesini eleştirdik.Hani ormanı kesip,çok eğimli bir araziye kurulmaya başlanan ve esnaftan çok eş-dostun dükkan sahibi olacağı site.Şehrin göbeğindeki altı tarihi bir hazine olan eski sanayi sitesi de,hala duracak mı orada,kaldırılmayacak mı?Yalıkavak[C1] yolu ne olacak,öyle yarım mı kalacak?Karayollarının Torba’dan girip Dereköy’den çıkarak Turgutreis’e ulaşacağı yoldan vazgeçildi mi?Konacık-Bitez- Ortakent kavşakları yapılsa,trafik daha kolay akmaz mı?Ortakent-Yakaköy-Dağbelen kanalizasyonu yapılacak mı?Sordukça sorduk başkana,o da nezaketle ve eksiksiz cevaplamaya çalıştı soruları.Özetle şunları anlattı bizlere..
-Aslında Torba’daki yeni sanayi sitesinin yerine,konut sorununun çözümüne yardımcı olacak bir site yapılsa,daha iyi olurdu.Mevcut eski sanayii sitesini yerinden kaldırmak çok zor. Bunu belediyeler değil,istimlak yoluyla devlet yapabilir ancak.Rayiç değer üzerinden mal sahiplerine gerekli ödemeleri yaparsa mesele kalmaz. Dükkanların hepsi tapulu ve sahipli çünkü. 50-60 milyon dolar gerekebilir.Yalıkavak yolunu Karayolları bize bıraksa,biz hemen bitiririz.Torba- Dereköy yolu programda ama,genel bütçede para yok.Bu yüzden yapılamayacak gibi duruyor.Şehrin üç noktasındaki kavşakların alt-üst girişlerle çok rahatlaması mümkün.Bunu da Karayolları bize bırakırsa yaparız.Ortakent ve çevresinin kanalizasyon ile arıtmasını ihale ettik.Yakında başlayacak.Turgutreis’in su işinin büyük kısmı, denizden arıtmayla çözülüyor.’’
Aslında daha çok şeyler konuşuldu,çok fikirler ileri sürüldü kahvaltıda.Herkes kendi fikrini beğenirmiş ya,ben de trafiği masrafsız rahatlatacak fikrimi tekrar açıkladım sofrada…
-Sayın Başkan,Bodrum’un trafiğini büyük yollar, tüneller filan açmayıp büyük masraflar yapmadan da çözebilirsiniz.Istanbul’da Belediye-Özel sektör işbirliğiyle çok düzenli ve verimli çalışan 300-400 kişilik özel gemilerden 5-6 tanesini Bodrum’a getirtip,burundan kolayca yanaşan bu gemiler için merkezden Turgutreis’e kadar 6 küçük yanaşma yeri yapsanız,bilet ve personel için 6 konteyner de koysanız,işi pratik yoldan süratle halledersiniz. O takdirde göreceksiniz ki,karadaki trafiğin yükü yarıyarıya azalır.Bu tekneler için paraya gerek yok.Projeyi onların kooperatifine söyleseniz,koşa koşa gelirler.’’
Aslında sorulacak,yazılacak çok şey var ama, onları da karşılaşma fırsatı bulursak Tamer Mandalinci’ye soralım.Ahmet Aras’la ay sonunda Fethiye’de buluşmak üzere sözleşip ayrıldık.
CAN PULAK
------------------------------