Bakara Suresi 159...Allah size lanet ediyor.
ACABA KİME
Diyanet İşlerinin kendi Mealinde Maide suresinin 44 ayeti şu şekilde tefsir edilmiş.
''Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla Yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabbe adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.''
Kuranıda şüphesiz Allah indirdi, Kuranda bir hidayet üzere, karanlıklarda boğulan, küfür batağından çıkamayan insanlık için, gece araç sürenlerin nasıl farları açarak önlerini görmesi noktasında ışıktan faydalanıyorsa, işte küfrün karanlığında bizlere bir nur olarak Resul Muhammed Mustafa vasıtası ile kendisinin razı olduğu Kuranı bir yol gösterici olarak gönderdi. Rasulullah bu hükümler çerçevesinde insanlara hüküm verirdi. Bütün İnananlar Kuranın hak olduğuna bugünde şahitlik ederiz.
Ama ne garip tecelli ki, bu dinin korunmasında, bu dinin toplumda yaşanması noktasında, hükümlerinin tanzim edilmesi manasında, bazı şahsiyetler, Şeyhler, Şıhlar, din adına, din adamı geçinenler, Allah’ın hükümleri yerine, başka hüküm sahiplerine tabi oluyorlarsa Kuran apaçık onlara da meydan okumakta haydi diyor çağırın onları Araf suresi, 194. ayet
''Allah'ı bırakıp, kulları durumundaki taptıklarınız, yalvardıklarınız, hükümlerine tabi olduklarınızda sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda doğru iseniz, onlara dua edin de duanızı kabul edip yerine getirsinler. Allah'tan başka taptıklarınız hükümlerine tabi olduklarınızda da sizin gibi kullardır. Eğer doğru sözlü iseniz çağırın onları da size cevap versinler.''
Tevrat’ın hükmünün kalkmasında, din adına din adamlığı yapanların dini özünden kopararak, kendi heba ve heveslerine uygun anlatım ve tefsirlerle bozdular. Bu konuda Tevbe Suresi 31. Ayet Hz. Allah’ımız bizlere ‘'(Yahudiler) Allah'la beraber (aşırı yücelttikleri din adamları olan) hahamlarını ve (Hıristiyanlar da aynı şekilde kendi) rahiplerini Allah'tan ayrı birer Rab konumuna getirdiler. Meryem oğlu (İsa) Mesih'i de (zaten Allah'ın oğlu ilan ederek) rab edinmişlerdi. Hâlbuki onlara yalnız bir tek ilah (olan Allah’) a kulluk etmeleri emredilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır/yücedir. ''
Bu ayeti kerimeye bakarak günümüzdeki İslam aleminin durumuna bir başka acıdan bakalım.
Günün Müslümanları, hem Allaha iman ettik derler, emde aşırı derece Yahudiler gibi yücelttiğimiz din adamlarını RAB haline getirmiş değil miyiz?
Peki Rab denemek onu da sözlük manasına bir bakalım. Öncelikle Hz. Allah’ımızın ismi bir tanedir ve O isimde Allah’tır.
Allah’ın isimleri diye bizlere öğretilen esmai Hüsna ise Allah’ımızın sıfatlarıdır. Sıfat isim olmaz sadece tanımlama adına vardır.
Rab kelimesi Arapça olduğuna göre Türkçemizde anlamı. Rab=Terbiye eden, eğiten, öğreten, Kâinatı yaratan ve idare eden en yüce varlık
Allah resulünün hadisinde Ana ve babalarınız sizin küçük rabbinizdir derken Allah’ın Rab sıfatının Anne ve babada çocuğun terbiyesi Eğitimi. Öğretimi noktasında söylemiştir. Bu mana üzere anlaşılacağı RAB =TERBİYE EDEN demektir.
Müslümanların İslam’ı öğrenme, yaşama ve yaşatma adına iman hakikati noktasında bizim öğreticilerimiz yanı başımızdaki din adına din adamları değilmi?
Öyleyse Kuranın hakikati üzerinden ögretmeleri, iman hakikati üzerine hakkıyla nasıl iman edeceğimiz noktasında, imanımız gereği dinimizi nasıl yaşamamız gerektiği, Allahın hükümlerinin sosyal hayatımızda nasıl entegre edeceğimizi tam manası ile öğretmezler veya öğretemezler.
Melezleşmiş bir iman, ile nasıl İmanımızı koruruz.
Kuranda yine Hz. Allah’ımız Bakara Suresi 159. Ayet
Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kur’ ani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için Kitapta açıkça beyan ettiğimiz hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kur ’ani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar var ya); işte onlara hem Allah lanet etmektedir hem de (bütün) lanet ediciler (in bedduası onların üzerinedir).
Bakara suresinde bahsedilenlerden olmamak ümidi ile