Aysima KOÇ

Tarih: 16.09.2024 14:04

*Gerçek İletişim Neden Bu Kadar Zor?*

Facebook Twitter Linked-in

Günümüz dünyasında herkes iletişim kurduğunu düşünüyor. Cep telefonları, sosyal medya, e-postalar... Artık bir mesajı iletmek hiç olmadığı kadar hızlı ve kolay. Peki, bu hız ve kolaylık, gerçekten derin bir anlayış ve etkili iletişim anlamına mı geliyor? Maalesef, cevap çoğu zaman "hayır". Gerçek iletişim, sadece söylenen kelimelerle değil, anlamak ve anlaşılmak üzerine inşa edilir. Bu yüzden, çoğu kişi "etkili iletişim" kurduğunu zannetse de, aslında derin bir yanılsama içinde olabilir.

*Neden İletişim Yanılgısına Düşeriz?*

İletişim kurduğumuzu zannederiz çünkü kelimeler yeterliymiş gibi davranırız. Halbuki insanın gerçek anlamda anlaşılması, sadece kelimelere bağlı değildir. Kelimelerin altındaki duygular, vücut dili, ses tonu, jestler ve mimikler de mesajın bir parçasıdır. Örneğin, biri size "İyiyim" dediğinde, gerçekten iyi mi olduğunu anlamak için sadece kelimeye odaklanırsanız, onun vücut dili ve ses tonunu kaçırabilirsiniz. Göz teması kurmaması, omuzlarını düşük tutması, derin bir nefes alması size "iyiyim" dese de, gerçekte olmadığını gösterir. Ancak, çoğu zaman sadece kelimelere takıldığımız için bu ipuçlarını kaçırırız.

*Sessiz İletişim: Beden Dili ve Zihinsel Dünyamız*

İnsanlar arasında söylenmeyen, ama bir o kadar da güçlü olan sessiz bir iletişim vardır. Bu iletişim, farkında olmasak da sürekli devrededir. Karşımızdaki insanın oturma pozisyonu, yüzündeki mimikler, ellerinin hareketleri, size aslında çok şey anlatır. Örneğin, bir iş toplantısında yöneticiniz konuşurken ellerini sürekli masaya vuruyor, bakışlarını size çevirmiyor ve hızlı konuşuyorsa, bu durum, yöneticinizin stres altında olduğunu ya da size güvenmediğini gösterebilir. Yani, gerçek mesaj, kelimelerde değil, beden dilinde saklıdır.

*İletişim Kazaları: Sözler ve Düşünceler Arasındaki Fark*

Bir başka önemli mesele, kelimelerle düşünceler arasındaki farktır. İnsanlar çoğu zaman düşündüklerini tam anlamıyla ifade edemezler. Örneğin, bir çift arasında geçen bir tartışmada, kadın partnerine “Sen beni hiç anlamıyorsun” der. Bu ifade, aslında kadının kendini yalnız hissettiğini, partnerinin onun duygusal ihtiyaçlarına yeterince karşılık vermediğini anlatmak için kullanılır. Ancak partner, bu kelimeleri "Ben kötü bir insan mıyım?" diye yorumlayabilir ve iletişim kopabilir. İşte burada, kelimeler yeterli gelmez; duygusal derinliği ve alt metni anlamak gerekir.

*İletişimde Dinlemenin Gücü*

Bir diğer sorun ise insanların çoğu zaman sadece kendini ifade etmeye çalışması, ama karşı tarafı tam anlamıyla dinlememesidir. Oysa etkili iletişimin en önemli unsuru, konuşmaktan çok dinlemektir. Aktif dinleme, karşımızdaki kişinin gerçekten ne söylediğini, ne hissettiğini ve neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışmaktır. Örneğin, bir arkadaşınız size hayatında zor bir dönemden geçtiğini anlatıyorsa, onu desteklemek için çözüm önerisi sunmak yerine, sadece dinlemek ve yanında olduğunu hissettirmek çok daha etkili olabilir. Bazen insanlar, çözümden çok, anlaşılmaya ve dinlenmeye ihtiyaç duyar.

*Etkili İletişimin Önündeki Engeller*

İletişimde karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, önyargılar ve varsayımlardır. İnsanlar, genellikle karşı tarafın ne söyleyeceğini önceden tahmin eder ve bu yüzden tam anlamıyla dinlemez. Örneğin, bir baba, ergenlik çağındaki çocuğunun bir şeyler anlattığını duyduğunda, onun sadece şikayet ettiğini düşünerek konuyu kapatabilir. Oysa çocuk, derin bir duygusal sorunla boğuşuyor olabilir. Önyargılar, iletişimi yüzeysel hale getirir ve karşımızdaki kişiyi anlamamızı engeller.

*Örnek: İş Hayatında Etkili İletişim Sorunları*

İş hayatında da etkili iletişim kurmanın zorluğu sıkça karşımıza çıkar. Bir yöneticinin çalışanlarına karşı eleştiride bulunurken dikkatli olması gerekir. Çünkü yanlış kelimeler ya da sert bir ton, çalışanların motivasyonunu düşürebilir. Örneğin, bir yönetici "Bu proje berbat, hiç uğraşmamışsınız gibi" dediğinde, çalışanlar kendilerini değersiz hisseder. Oysa "Bu projede eksiklikler var, ama birlikte geliştirebiliriz" gibi bir ifade, hem eleştiriyi iletir hem de motive eder. Yani, sadece ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz de çok önemlidir.

*Sonuç: İletişimde Gerçek Anlayışın Gücü*

Etkili iletişim, kelimelerle sınırlı değildir. Beden dili, ses tonu, göz teması ve duygusal farkındalık gibi unsurlar, gerçek anlamda bir anlayış ve derin bir bağ kurmak için gereklidir. Ayrıca, karşı tarafı anlamaya yönelik bir çaba göstermezsek, her zaman eksik kalırız. İletişim sadece bir şeyler söylemek değil, aynı zamanda karşı tarafı derinlemesine dinlemek ve anlamaktır.

**Psikolog. Aysima KOÇ  
Aile danışmanı - Yaşam koçu**


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —