“Bazen bir düşmanı göremezsin çünkü o çoktan zihnine yerleşmiştir.”
@stratejivefikirler
ABD’nin Türkiye ile kurduğu ilişkiler hiçbir zaman sadece diplomatik olmamıştır. Yüzeyde “stratejik ortaklık” gibi parlayan söylemler varken, derinlerde görünmeyen ve sürekli değişen bir mücadele sürmektedir: Zihinlerin Sessiz İstilası.
Bu savaşın adı konmamış, yöntemleri tanımlanmamış, ama etkileri milyonları etkilemiş bir çatışmadır. Baş aktörü: CIA.
Silahı: Algı.
Hedefi: Milli hafızayı silmek, bağımsızlık iradesini zayıflatmak.
“Karanlık, ışığın yokluğudur. Ancak bazı karanlıklar bizzat ışık gibi sunulur.”
@stratejivefikirler
1952 yılında Türkiye’nin NATO’ya girişini yalnızca bir askeri ortaklık olarak okumak, en hafif tabirle saflıktır. NATO ile gelen sadece askeri planlar değil, CIA gözetiminde kurulan “kültürel aparat”, medya yapıları, sivil toplum ağı, akademik etki merkezleri ve hatta dini gruplarla temas kuran sosyolojik mühendisliktir.
1950’lerde Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin CIA fonlarıyla kurulduğu, 1960 darbesi öncesinde “üniversite gençliğinin” nasıl örgütlendiği, 1980 öncesi sağ-sol çatışmasının sokakta değil, CIA belgelerinde planlandığı bugün açıkça bilinmektedir.
Ve her darbede, her kaosta, her çözülmede… Amerikan istihbaratının gölgesi hep oradadır.
“Bir milletin ruhunu ele geçirmek, topraklarını işgal etmekten daha büyük bir zaferdir.”
@stratejivefikirler
CIA'nin bugünkü yöntemleri daha zarif ama daha ölümcül:
Amerikan Büyükelçiliği’nden çıkan milyonlarca dolar, “demokrasiye katkı” başlığı altında bazı medya kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, hatta bazı yerel projelere akıtılıyor. Bu fonlar, aslında toplumu dönüştürmek için kullanılan yumuşak gücün silahıdır.
Bugün hâlâ birçok gazetecinin, akademisyenin, siyasi analistin biyografisine bakıldığında; “ABD’de eğitim gördü, Fulbright bursu aldı, Washington’da çalıştı” gibi notlar bulunur. Bu kişiler Türkiye'nin karar mekanizmalarında yer aldığı anda, yönelişlerini kimin belirlediğini sorgulamak zorundayız.
“Kendi fikirlerini üretemeyen toplumlar, başkalarının senaryosunda figüran olur.”
@stratejivefikirler
FETÖ, sadece bir dini yapı değildir. O yapı, CIA’nin modellemesiyle oluşturulmuş en karmaşık zihin işgali projesidir.
ABD, FETÖ’nün eğitim kurumlarını 160'tan fazla ülkede yaymasına destek verirken, Türkiye’de bu yapı “ılımlı İslam” projesinin taşıyıcısı olarak sahneye çıkarıldı.
15 Temmuz, sadece bir darbe girişimi değil, CIA destekli bir içeriden işgal projesinin son aşamasıydı.
FETÖ, müfredattan medyaya, sınavlardan yargıya kadar sızdığı her alanda CIA’nin zihin kontrol mühendisliğini uyguladı. Ve en tehlikeli kısmı şuydu: İnsanlar kendi iradeleriyle bu yapının kölesi olduklarını düşündüler.
“Devleti güçlü kılmak için önce insanın zihnini özgürleştirmek gerekir. Çünkü esir düşen zihin, hiçbir zaman bağımsız bir devlet kuramaz.”
@stratejivefikirler
Artık sadece istihbaratla değil, anlamla mücadele edilen bir dönemdeyiz.
Türkiye, şu adımları hızla ve cesaretle hayata geçirmelidir:
Bu yapı; medya, sosyal medya, eğitim ve popüler kültür alanlarında küresel zihinsel saldırılara karşı savunma ve karşı atak geliştirir. Siber saldırı kadar “anlam saldırılarına” da refleks gösterecek bir yapıdır.
Sadece haber üretmek değil, duygu ve bakış açısı üretmek önemlidir. Netflix benzeri yerli dijital platformlar, CIA’nin Hollywood üzerinden yaptığı gibi, milli bilinçli içeriklerle küresel çapta yayılarak karşı hamle yapmalıdır.
CIA bağlantılı akademik çevreleri takip eden, fonlarla yönlendirilen tezleri analiz eden, Türkiye’ye zihinsel zarar veren yapıları bilimsel temelde raporlayan bir kurumsal ağ kurulmalıdır.
Yabancı devletlerin sağladığı burs ve fonların, Türkiye’de oluşturduğu bireysel ve kurumsal etkiler şeffafça raporlanmalı ve bağımsız denetimlere tabi tutulmalıdır.
İlkokuldan itibaren “dijital zihin kontrolü”, “propaganda türleri”, “jeopolitik bilinç” gibi konular çocuklara öğretilmeli. Vatandaş; sadece bilgiyle değil, bilinçle yetiştirilmeli.
CIA’in fonladığı düşünce kuruluşlarının karşısına, milli fonlarla desteklenen entelektüel üretim merkezleri çıkarılmalı. Türkiye’nin içinden çıkan fikirler, dışarıdan ithal edilen söylemlere karşı koymalı.
“Düşman bazen elinde silahla değil, elinde kitapla gelir. Ve o kitap, senin aklını alır.”
@stratejivefikirler
Türkiye artık sadece sınırlarını değil, zihnini korumalıdır.
Bu görünmeyen savaşta kurşun değil, kavramlar kullanılıyor.
Tanklar değil; diziler, makaleler, tweetler işgal ediyor zihinleri.
Ve düşman, artık sınırın ötesinden değil, içimizden konuşuyor.
“İstiklal Savaşı topraklarımızı kurtardı. Zihinsel istiklal ise geleceğimizi kurtaracak.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM