Adı geçtiğinde Rusya ile ilgili aklımıza ilk gelen şey Moskova Kremlin külliyesi olduğuna hiç şüphem yok. Kremlini kimin inşa ettiği hakkında ne biliyoruz peki? Günümüzde ender mimari örnek sayılan Kremlinin baş mimarı bir Azerbaycanlıdır! Evet, duyduğunuza ve okuduğunuza inanın! Yaklaşık 650 yıl önce inşa olunan bu sanat incisini Azerbaycanlı Şamahı ilinde 1322 tarihinde dünyaya gelen Aliş Sübhan oğlu Keremli yapmış. Soyadına dikkat edin- Keremli. Hayat yolu hakkında henüz tam araştırma yapılmadığı için detaylı bilgiler mevcut değil. Fakat, Keremli Yakın Doğu, Kafkasya, İran, Hindistan ve ana yurdu Azerbaycan’da çok tanınmış mimar sanatkarı imiş. O, Şam’daki Bağlar bölgesinde bir mahallede arap mimarisi yönünde üç adet devasa dört katlı mülkün, Dicle nehri üzerindeki beş kemerli Bağdat köprüsünün, Kırım Yarımadasındaki Bahçesaray kasrının ve fevvarelerinin, Tiflis yakınlarındaki Prens Dodia’nın sarayının, Tebriz şehrinde Kerim Ağa külliyesinin, Şiraz şehrindeki devasa 80 odalı Kervansarayın ve bir çok yapıtın aynı zamanda doğduğu Şamahı şehrinde kalıntıları günümüze kadar ulaşan şehre giriş köprüsünün mimarıdır.
Kendisinin mimari yeteneği Moskova Prensi Dimitri İvanoviç’in dikkatini çekmişti.
Onu sarayına davet etmek için 1366 yılı sonlarında Moskova’nın üst düzey elçileri olan Rusya sarayından Boyar- İ.A. Baratinski ve Şirvanşahlar hanedanının Moskova Prensliğindeki büyükelçisi Gafur bey süvari refakatçileri ile yola çıkarlar. Baratinski Moskova Prensinin mektubunu Şirvanşah Şeyh İbrahim’e sunar. Aynı zamanda da ziyaret amaçlarını açıklar. Mektupta dünya üzere tanınan mimar Aliş Keremli Moskova büyük Prensi tarafından muhteşem yapı inşası için Moskova sarayına davet edildiği yazar.
Dimitri İvanoviç Aliş beyi ilk gördüğünde onun mimar olduğuna inanmaz, çünkü, Aliş bey uzun boylu, babayiğit yapılı, iri gözlü, yüzü Avrupalılar gibi traş olunmuş temiz, siyah bıyıklı, beyaz Çerkez kıyafetli, Kafkasya tipi ile seçilen adamdı. Gafur beyin tercümanlığı aracılığı ile bu kadar genç ve yakışıklı adam nasıl mimar ola bilir diye merakla sorar. Sahi, Aliş bey mimardan çok bir Şehzadeye benziyordu.
Şeyh başta sevdiği, değer verdiği sanatkarını göndermek istemez, fakat Aliş beyin daveti kabul etmeye razı halini görünce mimarın kişisel güvenliğine dair Prensin garanti vermesi üzerine rıza gösterir.
Yalnız, Aliş bey şartlarını net ileri sürer. Açık sözlü olması Dmitri İvanoviç’i daha da büyüler. Mimar uzun yolculuk için hazırlığa başlar ve 10 Ocak 1367 yılında rus elçilerle beraber Moskova’ya yola çıkar.
Dimitri Aliş beyle at belinde Moskova nehri ve nehrin bir kolu olan Yauza nehri boyu yerleşen arazileri gezerler. Aliş Keremli gözlem yapınca Dimitri İvanoviç’in isteklerini daha güzel anlar ve birkaç teklif sunar. Tekliflerin isabetli olmasına hayran kalan Dimitri Aliş beyin yapıt için gerekli taleplerini yerine getirir. Aliş bey inşa edilecek kalenin savaşmaya yüksek nitelikli olması için arazinin toprağından pişmiş tuğla hazırlamayı teklif etti. Ve bu tuğlalar iri ölçülü, çok sert ve dayanıklı olması ile seçilecekti. Kalenin yüksek istihkam için elverişli inşası hakkında uzman asker gibi bilgi sahibi olması Dimitri İvanoviç’i şaşırtmıştı.
Aliş bey bu yöntemle Tebriz’de Medrese binası inşa etmişti. İnşaya başlarken Moskova’nın en seçkin ustaları ona yardım ediyordu. Aliş beyin hızlı ve çabuk olması askerleri de hayran bırakmıştı. Prens yedi seçkin savaşçısını Aliş beyi korumak için görevlendirmişti. Ama Aliş bey onların arasından sadece Yegor Buliç isimli askeri tercih etmişti. Aliş Keremli yapıtın inşası için yerli inşaat malzemelerini de inceledi. Sonra ise 110 bin kadar nüfuzu olan Moskova şehrinin fakir mahallelerini dolaşır.
14 Mart 1367 tarihinde Moskova Prensi Dimitri İvanoviç’le Aliş Sübhan oğlu keremli arasında anlaşma imzalandı. Anlaşmada yapıtın inşası için sınırsız tutarda mali teminata söz verilir. Prens tarafından gizli kontrollere, ani teftişlere, mali raporlamalara izin verilmeyerek sadece ikinci taraf kendisi amaç dahilinde uygun gördüğü zaman yazılı rapor sunacağının garantisini alır. Mimarın projesine ve iş sırasında bu projeye her hangi ekleme veya değişime, düzenlemelere müdahale edilemezdi. Kimse Aliş beyin işine karışamaz ve ya her hangi şekilde ona etki yapamazdı. Hatta kimse kendisini Aliş beyden üstün görmesin diye Prens Aliş beye Boyar rütbesi ve yetkisi vermişti. Bu inşa için işin hızına ve kalitesine göre gerekirse ek çalışanlar alına bilirdi. Anlaşmada Prensin talebi bu inşanın 4 yıl süre içinde biteceğine dair söz alması idi. Bundan başka yapıt her kesin zevkine göre şehrin guru kaynağı olup, güzelliği ile dünyaya nam salması idi. Buna söz vermek için Aliş bey cebinden küçük Kur’an kitabının üzerine elini koyarak yemin eder. Yapıtın inşası tam bittikten sonra her kes tarafından sevildiği takdirde yevmiyesinin tamamını o zaman alacaktı. Bu tutar Şark geleneğine göre inşaya sarf edilecek tüm malzemelerin değerinin tam yarısı tutarında bir ücret idi. İş bitene kadar da ailesinin en ufak geçim sıkıntısı çekmemesi için aylık 300 ruble altın yevmiye ayrılmıştı. Kendisi Prensin kız kardeşinin evinde yaşayacak ve tüm ihtiyaçları oradan karşılanacaktı. Kadının kocası Voyevod Bobrokov’un itirazlarına rağmen tüm masrafları Prens kendi üzerine alıyor.
İnşa 25 Mart Rusların “Blagoveşeniye”(Благовещение) bayramı gününde başlar. Bu bayram Meryem Ananın kutsal ruhtan müjde alarak İsa’ya hamile kalması münasebeti ile yapılırmış. Bayram üzere yapılan törende Müslüman Aliş Keremli de kiliseye gelir ve mum yakar. O zaman oradakilerin çoğu hatta Piskoposların bazıları bile Müslümanların İsa Mesih’i peygamber gibi kabul ettiklerini bilmiyormuş. Yapıtın temeli atılırken Aliş bey cebindeki Kur’anı çıkarır ve bir kenarda durarak “Meryem” suresini kıraatle okumaya başlar. Kimse onun işine karışamayacağı için itiraz eden olmuyor. Bir tarafta piskoposun İncil’den okuduğu cümleler, diğer yanda Aliş beyin Kuran okuması ile temel atılmış oluyor.
İnşanın ilk günü Prens kendisi de çalışmalara katılarak her kesçe işe başlanır. İnşaatta bin beş yüz çalışan vardı. Ağır iş sırasında vardiya ile çalışıyorlarmış. Günlük iki kez sıcak yemek veriliyor ve yemekleri genç kızlar, kadınlar yaparmış. İnşaatta tertip-düzen ve kontrol işleri sıkı ciddiyetle yapılıyordu. Ameleler aylık 7 ruble altın para, ustalar ise onluk altın yevmiye alıyormuş. O zamanın şartlarında bu tutar büyük meblağdı. Ayrıca Aliş bey işinde kalitesi ile seçilenlere ödül verip, sağlık- sıhhatlerine de önem gösterirmiş.
İlk bir yılın tamamında artık burçlu kale duvarları, beş kule, onların altında ise beş devasa kale kapısı hazırdı. Bu kadar hızlı sonucu Aliş bey kendisi de beklemiyordu.
İşler böylesine hızla devam ederken Aliş beyin iş dışında hiçbir şeye vakti kalmıyordu. Fakat Prensin kız kardeşinin kızı Anna aliş beye delicesine aşıktı ve bu aşk uğruna her şeye hazırdı.
İnşa işleri sona gelindiğinde kalenin tüm alanı ve etrafı atıklardan arındırılır. Çevresi temizlendikçe kalenin içi muhteşem ve güvenli görünmeye başladı. İnsanlar bölük- bölük ziyarete gelerek “Kreml” diye isimlendirdikleri bu azametli yapıtı zevkle seyrediyorlardı. Misafirlerin anlattığına göre burayı İtalya’dan getirilmiş aleksey Kremnıy adlı rus asıllı mimar inşa etmişti.
Bu inşa biterken Dimitri Aliş beyin yanından ayrılmayarak diğer projeler için onu ikna etmeye çalışır. Yalnız Aliş bey anlaşmada böyle bir detay olmadığı için Prensin tekliflerine olumlu yanıt vermiyor.
Öğle yemeği sırasında Prens Dimitri kendisine günün ikinci yarısında yapıtın başarı ile tamamlanması şerefine bir şölen kurulacağını haber verir. Aliş bey itiraz edemiyor ve belki bu yemekte Presn2ten Anna ile evlene bilmesi için rızasını ala bileceğini ve Kafkasya’ya eşi ile birlikte dönebileceğinin düşünür. Ne de olsa 3 yıldır onların evinde yaşamıştı.
Aliş bey misafirlerin ve ev sahibinin ricası üzerine Kafkas kebabı pişirir. Taze çimlerin üzerine kurulmuş sofrada beş kişi idiler. Anna’nın babası Bobrakov, Boyar Baratinski ve iki boyar daha vardı. Her kes Aliş’in şerefine kadeh kaldırarak Moskova için böylesine muhteşem yapıt inşa ettiği için ona güzel dileklerini sunuyorlar.
İnşa bitince Vatanına döneceğine dair anlaşma imzalayan mimar Vatanına dönen mimar yazın sonunda Bakü’ye gelir, hakkı olan ücretini alır ve kendisinin şerefine düzenlenen şölene katılır. Mimar bir süre Şamahı’da yaşayıp Moskova’ya dönüyor. Yazın başlarında Moskova –Smolensk yolunun 9 km yakınlığında şu anki Volokolamsk yolu üzerinde büyük ormanda mimarımız için hoş geldin sofrası kurulur. Prensi bekleyen Mimara “hasta” olduğu , yemeğe katılamayacağı haberi ulaşır. Anna çok şarabın, leziz yemeklerin etkisi ile sarhoş ve mutlu olup etrafı izliyormuş. Mimara kurulan tuzaktan onun bile haberi yokmuş.
22 Temmuz 1371 tarihinde Aliş sarhoş iken arkasından ona yaklaşan bir kazak ataman hain kılıç darbesi ile başını bedeninden ayırır. Böylesine kalleş sui kastin asıl amacı meşhur mimarın adını ve izini kaybettirerek “Keremli” (Kremli) gibi yüksek mimari yapıtı dünyaya armağan eden sanatkarı tarihten silmekti. Katledilen mimarı oracıkta toprağa gömüyorlar. her zaman yaptıkları huyları olan hiçbir anlaşmaya, verdikleri söze ve dünyevi kabul gören kurallara uymayan Ruslar o zaman da kalleşlik yolunu seçer. O zamandan bu güne de Keremli gibi Kremlinin mimarın tanınması değil asla gün yüzüne çıkmamasını tercih etmişler.
Bu ağır kayba en çok tabi ki, Anna üzülür. Mimara duyduğu aşk acısına dayanamayıp saçlarını kazıtarak Penza manastırına gider ve ömrünün sonuna kadar mimarın mezarına hizmet etmekle hayatını geçirir ve bundan hiç usanmıyor.
1556 yılında 4. İvan Groznıy bu tarihi gerçekliği sahteleştirerek özel bir emirle “Keremli” kulesini “Vodozvod” diye değiştirmiştir. Fakat, 19. Yüz yıl sonlarına kadar Ruslar, bu hikayeyi bilen her kes, seyyahlar ve akabinde resmi evraklarda bu yegane sanat işini bazen “Keremli”, bazen “Kremli” bazen de kısaca “Kreml” diye seslendirmişler. Haset yaptıklarını gösterir diğer kanıt ise, rus yazar Borodin’in “Dimitri Donskoy” tarihi romanında bu gerçeklere kısa notları dikkate almazsak, rus kaynaklarda, bilhassa İ.Karamzin’in “Rus İmparatorluğunun tarihi” adlı çok ciltli seri eserinde buna dair en ufak bilgi verilmemiştir.
Dahası 1997 tarihinde Rusya başkenti Moskova’nın 850 yıllık jübilesini büyük coşku ile kutladıkları sırada o zamanki cumhurbaşkanı Boris Yeltsin ve Moskova şehri Valisi Yuriy Lujkov Moskova tarihi hakkında konuşmalarında bu gerçekliğin üstünü yine açmadılar.
21 Nisan 1322 tarihinde Şamahı ilinin şu an Gobustan ili arazisi sayılan Arabşalbaş köyünde doğmuş, köyün ileri gelenlerinden olan Keremli’ler sülalesindendir.
Bu sülalenin temsilcileri tüm dönemlerin en becerikli, yetenekli ressam, usta, zeka ve yetenek talep eden alanlarda nam kazanmış insanlardır. Aliş bey mimar olduğu gibi günümüz üniversitelerinde pek öğretilmeyen mükemmel ilahiyat ve beşeri eğitim almıştı.
Bu kalleşlikle biten efsane olayı en son 2017 yılında 83 yaşlı Şamahı sakini, mükemmel tarihi bilgi sahibi olan Babayev Gulu büyük bir eminlikle onaylamış ve tarihi gerçeklik olarak vurgulamıştır.
Bu makale Azerbaycan’ın yerel kaynaklarından alınan bilgilerle hazırlandı.
Vüsale ALİ
Kayseri