Bugün, 19 Nisan 2025 Cumartesi

Utanmaz, sıkılmaz, arsız anlamları ile sözlüklerde yer alan yüzsüzlüğü, kendisine hayat tarzı seçen mahlûkları tanıdıkça onlarla aynı türden olmak doğrusu kahrediyor beni. Ne demişti Karacaoğlan; “Yalnız git, yoldaş olma yüzsüze/ Selam verme erkânsıza, yolsuza.” Şairin, Allah’ın selamını dahi esirgediği bu mahlûkatı hangi kelimelerle anlatsam bilmem ki…

Yüzsüzlük, insanın damarlarına işlemeyi görsün artık ne yaparsanız yapın bu hastalıktan o kişiyi kurtarmak mümkün olmaz. Hangi makamda, mevkide, rütbede olursa olsun hayâ ve ar damarları çatlamış böylesi kişiler, edepsizlikte ve arsızlıkta sınır tanımazlar. Yüzsüzlüklerini kendilerine karşı çıkılmadığı sürece cesaret olarak değerlendiren bu bedbahtlar, hataları ile yüzleşmek bir yana zeytinyağı gibi hep üste çıkarlar. Ne demişti ünlü yazar Dostoyoveski; “Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin.” Hatalarıyla yüzleşmek yerine yüzsüzleşenler, “yaptıklarımla”, “söylediklerimle” insanların yüzüne nasıl bakarım, düşüncesini bir an dahi akıllarından geçirmezler. Bu yaratıklara verilen her pirim bunları daha da pervasızlaştırır hatta azgınlaştırır. O nedenle bu tiplerin yaptıkları yüzsüzlükleri görmezden gelmek ardı arkası gelmeyen yeni ve daha büyük yüzsüzlüklerine zemin hazırlar. Yüzsüzlerle anlayacağı dilden konuşmak ve mutlaka cezalandırmak gerekir.

Yüzsüzler; çıkarları için atamayacakları takla, yapamayacakları kötülük yoktur. Dün, yerden yere vurarak aşağıladıkları insanları bugün yere göğe sığdıramazlar. Hatta bu kişiliksiz insanlar, kraldan çok kralcı kesilerek kral gördüklerinin önüne yatarlar. Mehmet Akif Ersoy’un; “Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde/ Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer incecik bir perde”, diyerek ifade ettiği “ar perdesi” yırtılmış, utanma duyguları dumura uğramış haysiyet ve şeref yoksulu insan kılıklı bu mahlukatların çokluğu, toplumda onulmaz yaralara sebep olur.

Yüzü davul derisi olan yüzsüzler, aynı zamanda haklıyı haksız çıkartacak kadar demagoji ustası, riya ve yalan makinesidirler. Bu tipler, kişilerin ya da toplulukların duygularını kamçılar, çevrelerine gerçekdışı şeyler söyleyerek kendilerine bent etmeye çalışırlar. Çevresindeki çanak yalayıcılarının alkışları ile yaptıklarının doğruluğuna kendilerini ve yardakçılarını öylesine inandırırlar ki bir müddet sonra söyledikleri her yalan, taraftarlarınca gerçekmiş gibi algılanır ve kabul görür. Allah’ın verdiği akılla düşünemeyenler ise koyun misali bu lafazanların peşine takılır.

Yüz bulunca astar isteyen yüzsüzlerin yaptıkları hayâsızlıklara, adilik ve hadsizliklere alkış tutan dalkavuklar, şüphesiz yüzsüzler kadar olmazsa onlar da ikiyüzlüdürler. Çirkinliği, rezilliği, pisliği görüp de görmezden gelen; makamı, konumu, mevkii ve çıkarı için ses etmeyip yutanlar, en az yüzsüzler kadar suçludurlar. Nitekim İmam Şafii “Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve ikiyüzlüdür”, diyerek bu görüşün doğruluğunu vurgulamaktadır.

Yüzsüzlerin, yüzsüzlükleri ebedi devam etmez.  Bir zaman sonra foyaları meydana çıkar. Yüzsüzler ile yüzsüzlere yüzsüzlüklerini sergilemek imkân sağlayanlar; eninde sonunda yalnız kalmaya, toplumdan dışlanmaya mahkûmdurlar.

Yüzü kasap süngeri ile silinmişler; “kendim için bir şey istiyorsam namerdim” sözünü sık sık tekrarlarlar. Sözünün eri olmayan, tükürdüğünü yalayan böylesi omurgasız mahlûklar, rahatlıkla ve büyük bir pişkinlikle dün “ak” dediklerine bugün “kara”; bugün “kara” dediklerine yarın “ak” diyebilirler. Bugün yüzüne güldükleri; “ağam”, “paşam” diyerek bir yerlere sığdıramadıkları insanları; çıkarları bittiği an tekmeler veya arkasından vurabilirler. Tam tersi dün aşağıladıkları, hakaret ettikleri insanları bugün hiç bir şey olmamış, yaşanmamış gibi baş tacı da edebilirler. Empatinin semtlerine uğramaması için azami gayret gösteren bu hastalıklı cibilliyetsizler, hatalarının üzerine giderek onlarla yüzleşmek yerine, kendilerinin sebep oldukları fenalık, kötülük ve pislikler için dönüp; “kimin eseri bu?”, diye başkalarını suçlar ve başkalarından hesap sormaya kalkarlar.

Yüzüne tükürseler, çıkarı varsa; “oh ne güzel yağmur yağıyor”, diyebilecek kadar utanma duygusunu kaybetmiş; sıkılmak, arlanmak, hayâ etmek, hicap duymak, mahcup olmak, gibi hasletlerden yoksun bu yüzsüzlerle mücadele edilmediği sürece güçlenerek çoğalmaları ve namuslu insanların üzerinde de tahakküm kurmaları kaçınılmazdır.

 

Hadi Önal/06 Nisan 2025/ Elazığ

 


YÜZSÜZLÜK

Hadi Önal

7.04.2025 07:47:00

Olur’lulara Başkan Ergün’den müjde…

Vali Mustafa Çiftçi 'nin Turizm Haftası Mesajı

ERZURUM AĞIRBAKIM VE  ÜLKEMİZDEKİ ASKERİ FABRİKALAR...

MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZ PROF.DR. YUSUF TEKİN YALNIZ DEĞİLDİR

Erzurum'da bir polis mesai arkadaşını kazara yaraladı

YAKUTİYE SPOR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI İÇİN YOLA ÇIKTI..

Hayatı Paylaşmak İçin Engel Yok…

SAVUNMA SANAYİ VE ERZURUM AĞIRBAKIM...

Sağ olanlara sahip çıkmak aklımızın ucundan dahi geçmez değil mi?

ERZURUM B.B. U-17 YAŞ GRUBUNDA 2' İNCİ HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI...

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 30 24 1 5 44 77
2.Fenerbahçe 29 22 2 5 47 71
3.Samsunspor 30 15 9 6 9 51
4.Eyüpspor 30 14 8 8 16 50
5.Beşiktaş 29 13 7 9 12 48
6.İstanbul Başakşehir 29 13 10 6 9 45
7.Gazişehir Gaziantep 29 12 11 6 1 42
8.Konyaspor 31 11 13 7 -5 40
9.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
10.Trabzonspor 29 10 10 9 11 39
11.Göztepe 29 10 10 9 9 39
12.Kasımpaşa 30 9 9 12 -4 39
13.Kayserispor 29 9 11 9 -11 36
14.Bodrum FK 31 9 15 7 -12 34
15.Rizespor 29 10 15 4 -14 34
16.Sivasspor 30 8 15 7 -10 31
17.Alanyaspor 29 8 14 7 -11 31
18.Hatayspor 30 4 19 7 -25 19
19.Adana Demirspor 29 2 23 4 -47

YAZARLAR