Türkiye'ye gelecek olan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesinde ilk taleplerinden biri Suriye’de rejim güçlerinden ele geçirilen ABD silahlarının geri iade edilmesini isteyeceği ÖNGÖRÜLDÜ. Blinken, Suriye’de ele geçirilen 40 tır'dan fazla silahların, içinde uzun menzilli ağır silahlar, karadan karaya uzun menzilli silahlar ve ateşli füzeler gibi mühimmatların bölgede kullanılmayacağı envantere geri ekleneceği gibi iddialar ile ABD'ye geri iadesini görüşecek. (Kaynak Reisül Rüesa.)Ortadoğu’da diğer bir konu ise ABD’nin Türkiye'yi Suriye işbirliğine ikna etmesi çabasıdır. Görünen o ki bundan sonra Ortadoğu'nun yeni lideri Türkiye'nin liderleğine ABD ortak olmaya çalışacaktır. Askeri, stratejik ve siyasi kararlar Türkiye tarafından verilecektir. ABD artık asker çıkartması yapamayacak, hiç bir ülkeye paralı asker tahsis edemeyeceği taahhütü ne kadar yenilir yutulur bir taahhüttür.. Süreçin kademeli olarak bu yönde ilerlemesi bekleniliyor... Stratejik bölgeler ve sınır güvenliği, petrol bölgeleri Türkiye kontrolünde olması kimlerin işine gelmeyeceği malumunuzdur.Blinken’in ilk stratejik yol haritası yüzde 60 hisse paylaşmaktır.Ortadoğu'da planlanan üçüncü dünya savaşı kızışırken, 3.cü dünya savaşının haberi Almanya'dan geldi. ABD başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi grubu Trump’ın kazanması ile savaş konuşulurken bir anda rafa kalkması, ABD'nin Ortadoğu'dan bohçasını toplayarak çekilmiş olması anlamına gelmemektedir. ABD askeri ve silahını kullanan PKK/YPG’li teröristlerin bir anda bölgeye Türkiye girmesiyle bölgeden kaçarak nereye gittikleri yavaş yavaş netleşmektedir.Bölgede ABD ordusu terörle iş birliği yapmalarının kendilerine kolay yol sağladığını düşünüyorlardı. 1974 yılında bölgede TSK tüm ABD üstlerini ele geçirerek Türk askeri tarafında alınması sonrasında Türk bayrağı dalgalandığı tarih unutmamaları ABD nin lehine bir durumdur.Dünyaya demokrasi getireceklerini söyleyenler terör ile kucaklaşarak İslamofobi ile terörizm diyorlardı. Kimin terörist olduğunu tüm dünya şimdi daha net görüyor.ABD ve İngiltere, Fransa, İsveç ülkelerinde teröre yardım ve yataklık yaparak insanlık suçu işliyor, kendi demokrasi temellerine dinamit koyduklarından haberleri bile olmadı. Öyle görülüyor ki kendi demokratik düzenlerinde sıkışanla bu ülkelerin Türkiye'nin şimdi yardımına muhtaç kaldıkları, Türkiye'den yardım isteyecekleri görülen köy kılavuz istemez misali ortadadır. Beşar Esad kaçarken hazineden 500 kg altın götürdüğü, 135 milyar olduğu söyleniyor. Geçici hükümet tarafından Esad’ı ihbar edene 10 milyon dolar ödül verileceği açıklandı. Esad'ın kendi ülkesine verdiği ekonomik zararın hesabı henüz netlik kazanmadı. Esad’ı PKK ve YPG ile iç içe Fransa , ABD, İngiltere desteği ile kurulan bu düzen sorgulanması gereken önemli bir detaydır. İşkence yapılan Sünnilerin zindanlarda mahkûm edilerek akıllılarının yitirildiği görülüyor.Erdoğan’ın birkaç defa Esad ile beraber aile tatili yapmasındaki sebeplerden biri, Suriye’de devrim ve sistem değişimi, anayasal düzeni, bölge sorunları iş birliği içinde PKK'yı bitirmek konularıdır.Savaş çıkartmak için ilk olarak ülkenin stratejik sanayi tesisleri ile çalışanları vurulur. Sonrasında çatışma yaratarak işgal operasyonu yapılır. Türkiye ile diğerleri arasında fark da budur; Türkiye kimsenin malına mülküne çıkmıyor, herkese olduğu yerde yaşama hakkı tanıyor. Bölge halkı Türkiye'de yeni Kurulacak Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinden USSAM Mahkemelerinden umutlu ve ve entegre olmak için can atmaktadır.Suriye’nin stratejik bölgelerini, silah fabrikalarını vuran İsrail, Suriye sanayine ve ekonomisine Zarar vererek savaş ortasında hazıra konma planı ile kolan tepelerine konmaktadır. Bu duruma en çok sevinenler Siyonizm'e bağlı silah tüccarları yeniden milyarlarca dolarlık silah anlaşması yaparak uzun vadeli kalkınma planı hazırlayarak, İsrail ekonomisinin yaralarının tedavi edilmesi için alternatif bir savaş hamlesidir.İsrail, Suriye sınırlara girerek stratejik bölgeleri vurdu. Havalimanını vuran İsrail'in Suriye'de taraflar arasında çatışma ve savaş yaratmaya çalışmaktadır. İsrail’in çatışma anında işgal için Suriye topraklarına kısa süre içinde ele geçiremeyeceği bir gerçektir.ABD'de dönen hesaplar… Asrın felâketidir , ABD, dünyanın tepkisine maruz kalınca geri çekildi. Siyonizm rahat durmaz.Bugün Erdoğan’ biraz daha akıllı davranarak yanında Mursi ve Muhammed Kaddafi çekerek misafir etmiş olsaydı, Ortadoğu’da gerçek bir devrim yapılmasına şahitlik edecektik. Bunun Merhum Erbakan Hocamız yaptığı uyarılar dikkate alınarak daha iyi bir önlem alına bilinirdi. Bu durumun farkında olan Siyonizm karargahı ve kolları ABD, İsrail, Fransa gibi devletlerin eli ile ortadan kaldırılan Muhammet Kaddafi halkına öldürüldü. Hala hiç kimse olanlardan ders almayacak mı? Bazı iİlam ülkelerinde tekrar tekrar benzeri senaryolar yaşanıyor. Mesele Müslümanlar birlik olmasın.Dünyaya şirin görünmek için Rusya'dan hesap soracağını söyleyenler, aynı gemide değil misiniz? Siz kimi kime kırdırıyorsunuz? Kimden hesap sormaya çalışıyorsunuz?İşlenen suçlardan sorumlu olduğunu söyleyen BM, senin hükmün nerededir? Mısır'da görevlendirdiğin Sisi, özgürlük isteyen Mursi taraftarlarını öldürmedi mi? Kaçanları havalimanından inmelerini beklemiyor musun? Veya Filistin'de Soykırım yapanlardan hesap neden soramıyorsun?Türkiye, orta vadede ve uzun vadede Suriye'den girerken, Filistin'e inmeyi planlıyor mu ?Türkiye Rusya üzerinden Suriye'de girmesinin peki başka sırrı nedir?Türkiye yeniden ayağa kalkıyor.Suriye'nin başkenti Şam'ın Doğu Guta bölgesinde düzenlediği saldırıyla 1300'den fazla kişinin ölmesine ve binlerce kişinin zehirlenmesine neden olan Esad rejiminin ilk kimyasal silahı 1973 yılında Sovyetler Birliği'nden aldığı, üretime ise 1980'li yılların ortalarında başladığı belirtildi. Suriye yönetiminin şu anda farklı bölgelerde 4 kimyasal silah fabrikası, 2 mühimmat deposu ve 1 laboratuvara sahip olduğu iddia ediliyor.İngiltere kraliyet tarafından kendi ülkelerini dünyaya demokratik insan hakları ile medeniyetler ülkesi gibi göstererek diğer taraftan elleri ile yönettiği veya sömürerek elinde tuttuğu ülkeleri terörizmi güçlendirerek İslam üzerine veya Türkiye üzerine örgütlenmesi dikkat çekici. Aşiret liderleri ile beraber sürdürülen politik çıkış yolları, İslam'ın terörizm olarak dünyaya kabul ettirme çabasıdır.Avrupa'da yaşayan PKK'lı Türkiye düşmanlarına kraliyet ailesi tarafından barınma ve korumayı güvence verilmiştir. Aşiret liderleri beraber halkına sahip çıkacağını tahakkuk ederek güvence tanımadılar.Bugün kraliçenin olmadığı bu zamanda İngiltere yönetimine ne oldu, öz güven mi geldi?Tüm PKK'lı teröristleri tutuklama yaparak veya kademeli ülkelerinden ihraç ederek kendi kararlarını uygulamaya başladılar.1'ci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya lideri olan İngiltere’nin önderliğinde Avrupa Birliği kuruldu. Sonrasında 2'ci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya liderliğini ABD'ye bırakarak liderlikten çekildiler. İngiltere, 2024 yılı itibarı ile Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra kraliçesiz dönemde güçlü lider ülke konumuna geçmek için harekete geçti. Kendi kanunları ve terörü ülkesinden temizleyerek kendini dünyaya kabul ettirmeye çalışan Avrupa ülkesi haline gelmeye çalışmaktadır.Kim kabul ederse artık. Avrupa Birliği kurucusu, ve ya NATO kurucusu, ya da BM kurucusu Siyonizm ile her türlü ortak noktada birleşiyorlar. Kapalı kapılar arkasında yapılan stratejik planları kimse kabul ettiremezsiniz artık. Verdiği silahlar pkk-ypg veya NATO'dur. Hepiniz Türkiye’nin kapısını çalacaksınız, Erdoğan’ın elini öpeceksiniz, Başkan Erdoğan'a sığınacaksınız. “Bizim Avrupa Birliğinde liderimiz, yol gösterenimiz ol.” diyeceksiniz.Çünkü kendi eliniz ile kendi temellerinize dinamit koydunuz. Şimdi çareler arıyorsunuz.
Yazar Mustafa Şentürk
11.12.2024