Algıymış! Hadi ordan…
Şiiişşşttt sana diyorum!
Sokağa çık ve etrafına şöyle alıcı gözle bir bak.
Vakit geçirebileceğin, hatta oyun oynayabileceğin, üstelik te;
İstediğin ölçüde, istediğin renkte ve istediğin özelliklerde; hem de istediğin sayıda ve hatta istemediğin kadar aradığından bulabilirsin.
Bula bula bizim ilden, hem de bizim İlbayımıza mı kaydı gözün?
Bu arada niyetinin ne olduğu da inan hiç birimizin umurunda bile değil.
Hatta ve hatta tınlamıyoruz bile.
He gelmişsin kapımıza, bize doğru seslenerek bizden birisini istiyorsun.
O Kadar kolaydı yani…
Bana bir baksana sen!
Kolay mı zannediyorsun bu memlekette devlet terbiyesine sahip, usul-erkân bilen ve gerçek bir devlet “adam”ı vasıflarına sahip bir oğul yetiştirmek!
Haydi işinize, haydi yolunuza…
Haydi kendi çöplüğünüzü eşelemeye…
Bizim buraların bir lafı vardır, derler ki; get de gendi gumunda oyna… O oğulu bu evin içerisinden çıkarıp ta, sizin salyalı ağzınıza sakız edeceğimizi kim söyledi? Size verilecek hem de bırakın Valinin kendisini, ayağında ki tek bir çorabı dahi sadaka niyetine vermeyiz…
Haydi yolunuza gidin! Buralardan size ne ekmek çıkar, ne de o fırsat.
Harcamak için üzerine saldırdığınız bir Vali ise üstelik te bu kadim halkın kendi içinden olan ve bağrına basılmış Mustafa Çiftçi ise boşuna heveslenmeyin derim. Ki bu halk öyle herkesi de kolay kolay sevmez haaa, bilin istedim…
Unutmadan bu arada;
Buraların ayazı sıkıntılıdır.
Ne zaman kar yağar, ne zaman fırtına kopar hiç belli olmaz. Sonra o kıt hevesiniz yüzünden üşütüp te zatürree olmayasınız ha.
Siz bırakın bu karlı tepeleri de, gidin kendi kumunuzda oynayın.
Haydi.
Haydi…
Algıymış.
Hadi ordan, densiz…
Hem de Dadaşın Valisine…