2024 ABD başkanlık seçimlerinde oylar hâlâ sayılıyor, ancak şu ana kadar gözlemler bazı önemli eğilimler ortaya koyuyor. Yarış, eski başkan Donald Trump ve mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris arasında oldukça çekişmeli geçiyor. Özellikle Kuzey Carolina ve Georgia gibi kritik eyaletlerde Trump'ın güçlü performansı Harris'in kazanma olasılığını zorluyor. Harris’in seçimi kazanmak için anahtar eyaletleri alması gerektiğinden, bu durum Demokratlar için önemli bir handikap olarak değerlendiriliyor.
Dış politika açısından Trump'ın NATO'ya daha az önem veren bir çizgide ilerlemesi beklenirken, Harris’in daha geleneksel bir ABD-Avrupa ittifakını sürdürmesi olası. Ekonomide ise, Trump’ın daha geniş kapsamlı ticaret kısıtlamalarını desteklemesi muhtemel, bu da birçok ülkeyle ekonomik gerilime yol açabilir. Harris ise kısmen korumacı olsa da daha stratejik bir yaklaşımla, özellikle mikroçip ve elektrikli araç gibi alanlarda ABD'nin konumunu güçlendirmeye odaklanabilir.
Ayrıca, ABD iç politikasında sosyal ve kültürel çatışmaların artması, her iki aday için de seçim sürecinin zorluğunu gösteriyor. Ekonomik eşitsizlik, kürtaj hakları ve göçmenlik politikaları gibi konular, Amerikan toplumunda bölünmelere yol açmış durumda ve bu da seçimi “tarafların kendi tabanını konsolide etme” süreci haline getirdi. Özellikle Trump’ın 2020 seçim sonuçlarını reddetmesi nedeniyle yaşanan kutuplaşma, seçim sonucunun ilan edilmesi sürecini daha da karmaşık hale getirebilir.
Özetle, 2024 ABD seçimleri yalnızca siyasi bir yarış değil, aynı zamanda ABD'nin dış politika, ticaret ve sosyal uyum açısından gelecekteki yönelimini de belirleyecek bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Gökalp Şentürk
Stratejik Araştırmacı