Gürcistan ve Ermenistan'a sınır olan 75 plakalı, 5 ilçesi, bir beldesi, 226 köyü olan Ardahan'a 'devlet fabrika yapmıyor, ondan gelişemiyor' söylemlerinin revaçta olduğu bir zamanda Kars-Et'i, Ardahan-Et yapıp, Sarıkamış Ayakkabı Fabrikası, Kars Yem, Çimento, Süt Fabrikası, şu an ortada olmayan Süt toplama merkezleri gibi onca devlet kurumunun özelleştirilip, adeta birilerine peşkeş çekildiği Özallı hükümetler dönemini ve hâlâ devam eden özelleştirmelerle ülkede işsizlere iş istihdamı sağlayan devlet kurumunun kalmadığını ve başta Araplara olmak üzere her yabancıya bir daire alması karşılığında vatandaşlık dahil o günden bugüne bu satışların devam ettiğini sanırım hepimiz biliyoruz.
Gerçi bugüne kadar bir devlet fabrikası yüzü göremeyen Kafkaslara açılan, üzerinde Doğu Expresi ve gelen giden trenlerin duracağı bir durak, antreposu olmayan biri demiryolu olmak üzere 3 gümrük kapısı olan ama ithalat, ihracatta sıfır çeken, Posoflu yeni rektörün atanması ile yeniden umut bağlanan Ardahan Üniversitesinin Çıldırlı kurucu rektörünün yaptığı gibi Kuzey Kıbrıs'ta değil, Kıbrıs Rum kesimine art arda temsilcilik açan Turki Cumhuriyetlerinde hatta Cumhurbaşkanının oğlunun İstanbul'da motosikletli kuryeye çarparak ölümüne neden olduğu ve 27 bin 300 lira para cezasıyla paçayı kurtardığı 'Somali'de yabancı öğrenci getirmekle mi adım gibi fakir Ardahan mı kurtarılacak?' bilmem ama bana göre CHP Genel Başkanının 'Biz artık onlara sekreter diyeceğiz' dediği atanmış bakanların oluşturduğu bakanlar kurulu kararı olmaksızın atılacak olan bir iki adım var desem de kimsenin uygulayacağı da olmazsa da ben yine de bu yönde ki fikirlerimi sıralayacağım..
1- Yeşil sahalarda bulunan Erkek ve kadın futbol takımı ve onca yokluğa karşın kadın futbol takımı gibi onca başarısına karşın adı hiç anılmayan kadın voleybol takımlarıyla 3. ve 2'nci lige çıkamayan sporcuları başta olmak üzere 'Dağda değil, bağda kalın.. Bakın, adı konmazsa da yeniden bir barış süreci görüşmeleri de yapıyoruz..' denen şu günlerde spor sever gençlerin cep harçlığıyla yapmaya çalıştıkları futbol ve diğer sportif etkinliklerinde yaşadıkları ekonomik sorunu aşmaları için Valilik ve de Kaymakamlıkların bünyelerinde bulunan Sosyal Riski Önleme Fonu, Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma, TDK, SODES ve SERKA'nın milyonluk bütçelerinin yanı sıra batı kentlerinde hemşo adı altında bu serhat kentin adını taşıyan ve saz/kaz ve de sözde burs geceleri ile ,hesabını veremedikleri paracıkları toplayan bilge vakıf, federasyon ve derneklerince sahip çıkılmalı..
Örnek mi?
Küçük Cincorup, Yaylacık, Sarzep hatta Gürcübeg gibi Ardahan'a mahalle olarak katılması gerekir dediğim Şavşat arısı gibi yıllardır içinde bir türlü çıkamadığı Kafkas arısının kovanı dolduran BAL'a yapışıp, kalan Serhat Ardahan Spor ve yılın ortasına gelinmesine karşın BAL başta olmak üzere 3, 2, 1. ve Süper Ligler bitmeye az kalırken hâlâ 1. Amatör Futbol Ligi başlatılamayan diğer takımlarım futbolcularının hepsi iktidarın temsilcilerinin ve de yanlısı olanların çel çocuklarına iş merkezi konumuna gelen İş-Kur projeleriyle maaşa bağlanmalı ve kendilerinden bankamatik (!) işçiliği değil, futbol, kayak ve ata sporu olan güreş, Rahvan At yetiştirme başta olmak üzere hem sportif bir gençlik, hem de uyuşturucu bataklığına saplanmamış olan vücut ve de beyinen dinç bir gençlik istenmelidir..
Ülkenin en büyük kentinde kurulan sandıklarda 5 milyona yakın oy alıp seçilen ama hapse atılan İmamoğlu ile diğer belediye başkanları ve onca siyasiler gibi sandıkta çıkanlar olan DEM'lilerin, son grup toplantısında “Sandıktan çıkan iradeye kuzu kuzu teslim olacaksınız” diyen cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Ankara'da ziyarete gittiği haberini bir yandan takip ederken bulunduğum İstanbul'da iki gazeteci meslektaşımın daha sabahın erken saatlerinde tutuklanma istemiyle evlerinde gözaltına alındığını, benim bizzat yetiştirdiğim bir gazeteci arkadaşım olan Barış Bilgin'in anjiyo merkezi olmayan Ardahan'da kalp krizi geçirdiğini duyup, üzülen benim diğer bir yanda uydu üzerine yayın yapan TEMPO TV'de canlı olarak yayınlanan 'Gazetecilerle Gündem' adlı programın ve 'memleket haber bekliyor' telaşı içinde 'Ardahan'ı kurtaracak bir iki adım benden' adını verdiğim bugünkü yazım ve fikirlerim bunlar...
Geriye kalan adımların üçüncüsünü yada 130'uncusunu atacak olanların 'Ardahan'a havaalanına gerek yok, önce kent içi ve çevre yollarını yapalım...' deyip, şehir, köy ve yayla yolları gibi eski Hanak yolu diye bilinen Organize sanayinin Ardahan Ardanuç yolu, Posof Ulgar tünellini, Göle Küçük Sanayi Sitesi gibi bir türlü yolunu yapamayıp, kentin içine kadar getirmeyi daha uygun bulanların bu yönde düşündüğüm fikirlerimi az, çok düşünüp, 'Sandıkta çıkıp, başına geçtiğimiz bu kent niye hep geri gidip, her yıl göç veriyor?' diye seçilmişlerin yanında 'salla başı, al maaşı' olmazsa da günü doldurmak, mevki ve rütbe almak için bir plan, proje ortaya koyamayan ama gelen gideni ekonominse olduğu gibi hala KAI ve Karslıların gölgesinde kalan bu şeherin tanıtımına yeterince destek verilmeyen Damal bebekleri ile yolcu eden bürokratların kendi kendilerine soru sormasında...