Buna geçmişten ve günümüzden birçok örnek verilebilir.

Şimdi geçmişte Atatürk döneminde yaşanmış tarihi bir gerçeği hatırlayalım.

Bulgaristan 516 yıl Osmanlı İmparatorluğu tarafından idare edilmişlerdir.

Bulgaristan özgürlüğünü elde ettikten sonra orada yaşayan Türk'leri baskı altına alarak adlarını değiştirip Bulgarca ad almalarını, Türkçe konuşma yasağı, Türkçe kitapların toplattırılma, radyoların kapatılması, düğünlerin yasaklanması gibi karar alıyorlar.

Hatta birçok çocukların alınıp yatılı okullarda diledikleri şekilde eğitmek gibi onur kırıcı kararları uygulamaya başlıyorlar.

Türk gençlerini silah ile vurup, yanlışlık oldu kuş avlıyorduk diyerek bahane üretiyorlar.

Bir özür bile dilemiyorlar.
Atatürk Salih Omurtag Paşaya talimat veriyor Bulgaristan'a uyarı olarak ayar verilmesini istiyor.

Bunun üzerine askeri birlikle Filibeye kadar giriliyor.

Yatağından kalkanlar korku ve endişe içindeler. Askerler marş söylüyorlar.

Hemen telaşa kapılan Devlet Başkanı Boris telaş ile Atatürk'ü arıyor. Ekselans Bulgaristan'a savaş mı aldınız? Askerleriniz burada diyor.

Bulgaristan ile iyi komşuluk içindeyiz. Orada bulunan Türk soydaşlarımızın rahatı yerinde, bir şikayetleri yok.

Askerlerimiz gece eğitimi yaparken yollarını şaşırmışlar diyor.

Merak etmeyin. Arıyorum geri dönerler diyor.

Bu olaydan sonra aldıkları kararın hepsini uygulamadan vazgeçiyorlar. Soydaşlarımız rahat ediyorlar.

Bulgaristan yıllar sonra tekrar soydaşlarımızın huzurunu kaçırıp adlarını değiştirmek için bir sürü olumsuzlukları ile birlikte kararlar alıyorlar.

Devlet Başkanı Todor Jikov ve yönetimin baskısı devam edince 1989 yılında soydaşlarımız Türkiye'ye geldiler.

O yıl Bulgaristan adeta ekonomik sıkıntı içine girdi, ekinler ve ürünler tarlalarda çürüdü.

Yıllar içinde gelen soydaşlarımızın bir kısmı geri döndüler.

Siyasilerin almış oldukları yanlış kararların ülkede yaşayan insanlara zarar verdiği gibi devlete de maddi ve manevi kayıplar vermektedir.

Yurtta sulh cihanda sulh diyen devrin büyük komutanı

ve devlet adamı Türkiye'nin kurucusu ve kurtarıcısı Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ü sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.

Yukarıda anlatılan ,yaşanan bu olay bizlere olaylar karşısında alınan stratejik hamlelerin ve Türk üst aklının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Bazen şu anki yaşadığımız bazı süreçleri anlayamıyor yorumlayamıyoruz.  
Lakin zamanı geldiğinde alınan kararların veyahutta söylemlerin doğruluğu ortaya çıktığında ne kadar doğru ve anlam ifade ettiğini güçte olsa anlıyoruz.
Tarihimiz bu ve bunun gibi birçok badireler atlattı biz millet olarak herdaim taktikler üzerine varolmuşuz. 
Bazen devletlerimizi yada imparatorluğumuzu yıkmış ama o anda alınan stratejik hamleler ile tekrar Millet olarak varolmuşuz.
Bu yüzden biz Türk Milleti tarihin her döneminde varız. İsteselerde istemeselerde necip milletimiz ile beraber Kıyamete kadarda var olacağız.