Zakir Tercan

Tarih: 07.04.2025 08:21

BAŞBUĞUM BİZ SENİ KALBİMİZE, ZİHNİMİZE, ÖMRÜMÜZE YAZDIK…

Facebook Twitter Linked-in


Bugün 4 Nisan… Başbuğumuz 4 Nisan 1997 vefat etti. Doğumunun 108’nci, vefatının 28’nci yıldönümünde ömrünü ülkülerine ve ülkesine adayan büyük devlet ve siyaset adamı Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i hürmetle, rahmetle, hasretle anıyorum. Güneşli bir günün akşamında yitirdik seni, karda fırtına da tekbirlerle götürdük seni, gönül köşkümüze yatırdık seni, Allah mekanını cennet eylesin Başbuğum.

O, inanmış hep ileriye odaklanmış faziletli dava insanıydı…

Biz senin davanı sadece cama, duvara, dağa, taşa yazmadık ki; depremle, boranla, karla ve güneşle silinsin. Biz seni kalbimize, zihnimize ömrümüze yazdık.. Ne senden ne davandan döneriz. Evlatların olarak Bozkurt yürüyüşü ile yürüyor ve görüyoruz.

O, iradeli ve ilkeli devlet ve siyaset adamıydı…

Büyük Milletler, Büyük Liderler doğurur. Başbuğ Alparslan Türkeş; bir duruş, bir tavır ve teslim olmaz bir kararlılığın sembolüdür.

O yaktı “esir Türklere hürriyet” ateşini ve tutuşturdu Turan meşalesini yeniden, bir daha, engellenmez bir coşkuyla… İslam alemi Nizamı Alem anlayışını onunla bir daha hissetti yüreğinde…

Türk milliyetçiliği davası, rahmetli Başbuğumuzun önderliğinde büyük bir fedakarlıkla yükselmiş ve bugünlere gelmiştir. Verdiği demokrasi mücadelesi hergün daha iyi anlaşılan ve gönlümüzdeki yeri hiç değişmeyecek...

O, Allah’ın Türk milletine bir ihsanı, armağanıdır. Çünkü onunla hatırladı Türk milleti asli cevherini, onunla dirilişe geçti birlik ruhu onun ile şaha kalktı Necip Türk milleti..!

Bütün engellere rağmen milliyetçilik, bir siyasi proje olarak halka ulaşınca vatandaşlarımızın Milliyetçi Hareket’e olan ilgisi artmış ve siyasi bir kurum olarak Milliyetçi Hareket Partisi, millet sinesinde sağlam ve sarsılmaz bir zemin bulmuştur.

O ki Erciyes’in dorukları kadar yüce, çırpınan karadeniz kadar engin, zalime karşı pek çetin, mazlumun sığınağı idi... Türk’e sevdalı bir derviş, İslam’a adanmış bir Alp idi! Şükürler olsun doğdu, Türk’e Başbuğ oldu!

Başbuğumuz Alparslan Türkeş bir ülküdür. Türk'ün tarihi misyonunu hatırlatan, yeniden diriliş davasına mimarlık yapan, ümitsizliği ümit haline getiren ebediyen yaşanacak bir ülkü.

O, inanmış ve davasına sevdalı bir yürekti. O, Türkiye’nin en çalkantılı devirlerinde istikrar ve ümit ışığıyla çevresini aydınlatmıştı. Ona gönül ve vefa borcumuz ziyadesiyle fazladır. İki eseri olan Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları da kutlu varlığını, mutlak devamlılığını, Türk milletine hizmet aşkını sonuna kadar sürdürecektir.

Başbuğumuz Alparslan Türkeş, komünizme, kapitalizme, emperyalizme, yolsuzluğa, rüşvete, haksız kazanca, bölgeciliğe ve bölücülüğe karşı amansız bir savaş açmış mükemmel bir şahsiyetti.

O, sarsılmaz bir iman ve azmin temsilcisiydi: "Ben Türk Milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet ve hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlâktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, Allah yoluna çağırıyorum...

Merhum Başbuğumuz yolundan hiç dönmemiştir. Hiçbir menfaat vaadine aldanmamıştır. Satanlardan, korkanlardan, yılanlardan, yorulanlardan, ilk zorlukta vazgeçenlerden hiç olmamıştır. Bu vasfıyla Milliyetçi Hareketin kurucu liderliğini onurla sahiplenmiştir.

Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey, milletimizin takdir ve taltifine hak kazanmış müstesna bir dava ve siyaset insanıydı. Fani hayatını, faziletli gönlüyle ülkesine, milletine ve ülkülerine adamıştı.

Türkiye’nin çetin ve zorlu dönemlerinde taviz ve teslimiyete düşmeyen sağlam ve sağduyulu bir mizaç haklı mücadelesine ve haysiyetli fikri muhtevasına tam olarak hakimdi. Merhum Başbuğumuz Türkeş Bey tehlikeler karşısında sarsılmayan duruş, tehditler karşısında zaaf göstermeyen şuurdu.

Milli ve manevi değerleri rehberi yapmış, Türk siyasetini zamanlar üstü bir perspektiften, tarih ve kültür prizmasından kavramayı başarmıştı. Merhum Başbuğumuz Türkeş Bey’in aynen söylediği, "Emanet olunan davayı kucakladım. Hiç arkama bakmadan, tereddütsüz, hiçbir şeye aldırmadan yürüyorum." sözleri bu tarihi sürecin devamlılık içindeki gelişmesi ve genişlemesidir.

Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli; Hem Başbuğumuzun hem de rahmetli Dündar Taşer büyüğümüzün dizi dibinde yetişmiş, makam odasına giren küçük kız çocuğu karşısında dahi çeketini ilikleyen edebli, ferasetli, cömert, merhametli, imanlı bir devlet adamıdır. Başbuğ Alparslan Türkeş'in izinde, Lider Devlet Bahçeli'nin emrinde, iki cihan saadetine, muktedir iktidarı nasip eyle Yarabbim!...

Vefatının yıl dönümünde Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i, aziz şehitlerimizi, tarih boyunca, vatan ve millet sevdası ile can veren muhterem ecdadımızı; bu değerler uğruna hayatlarını kaybetmiş ülküdaşlarımızı bir kez daha rahmet, minnet ve şükran hislerimle anıyorum. Mekanları Cennet, ruhları da şad olsun inşallah.

Zakir Tercan


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —