Bir kez daha mı yandık…
Burası Türkiye…
Acımız eksik olmaz bizim.
Dün; neleri yaktık, nelerle birlikte yandık ve nelerin uğruna göğsümüzü o cayır cayır yanan alevlere siper eyledik, merak etmeyin kimseler unutmadı.
Bugün ise dumanımız taze henüz ve halen daha yanmaktayız.
Bari yarınlarımıza biraz su serpin ne olur!
Bari yarınlarımızı; paraya, pula ve hatta hatta menfaat kokan çıkarlara ve siyasete alet ederek yakmayın ne olur!
Tek bir örnekle,
Biraz daha fazla kazanma uğruna, daha fazla kâr elde etme uğruna; en küçük bir sarsıntıda yıkılan evlerin altında kalanlarımız peşin ödemedi mi kefen paralarını?
Peki ya o dün yanan insanlarımız? Dünyanın gelmiş geçmiş en pahalı kefen parasını vermişler, peşinen hem de.
Buyurun yanın diye.
Ne olacağını söyleyelim şimdiden.
Birileri tutuklanacak, birileri hapse atılacak ve birileri sözüm ona bedel ödeyecek ama hak yerini asla ve kat’a bulmayacak.
Biz bu coğrafyada yaşayanlar ise ağıtlarımızla baş başa kalacağız.
Boynu bükük ve yüreği hep yanık olarak!
Daha öncekilerde olduğu gibi…
Ve o üzerimize sinen yanık kokusu, ne yazık ki üzerimizden hiç çıkmayacak!
Oysaki
Çözüm çok basit!
Daha geçenlerde görevini devralan ABD nin başkanı, attığı imzaların altında yazan kararnamelerinin birinde dile getiriyordu, ne diyordu “idam” cezasını tüm ülkeye yayarak kapsamını genişletecekti.
Adamın ilk icraatı, idam.
Bizde niye yok?
Asalım o otelin hemen önünde dumanlar çekilmeden sıcağı sıcağına; 7 den 70 e tüm sorumluları,
Ve
Emin olun bir daha bir yerlerde kibrit bile yanmaz.