Bugün, 21 Aralık 2024 Cumartesi

Bir şehrin yalanları 6

Siz hiç derslerine katılım sağlamadığı halde, okulun kural ve kaidelerine saygı göstermediği halde, okuluna ve kendisine gereken özeni ve bilhassa sevgi sınırları çerçevesinde saygı göstermediği halde ve vecibelerini yerine getirmediği halde; öğrencisini bütünlemeye bırakmadan bir üst sınıfa geçiren, ödüllendiren öğretmen gördünüz mü? 

Veya 

Daha basit bir biçimde başka bir örnek sorusu ile olayı detaylandırarak konuya atlayalım. Siz hiç sezon boyunca tarlasının yanından dahi geçmeyen ve tarlasından bi haber yaşayan ve hasat zamanı alacağı ürünün hayali ile yaşayan ve hasat zamanı geldiğinde tarlasının çeşit çeşit meyvelerle, çeşit çeşit hububatla ve dahi sebzeyle dolu olduğunu gördünüz mü, duydunuz mu?   

Hani atalarımızın vurgulu sözleri vardır ya. Onlardan birisinde ne diyordu? 

Tarlada izi olmayanın, harmanda tozu olmaz diye. 

İşte biz tarlaya uğramadığımız halde, harmanda toz kaldırmaya heveslenmişiz ama tozu kaldıramayınca da “sahapsız memleket” deyip işin içinden çıkmaya alışmışız bir kere. Harmanda tozu kaldıracak malzemenin olmayışı, sebepleri, o sürece gelinen aşamalar kimsenin umurunda olmamış.

Sorgulamamış,

Sorgulanmamış,

Soruşturulmamış…

Hemen kestirip atılmış “sahapsız memleket”…

Merak ediyorum da; bu şehrin dünü, bugünü ve hatta yarınlarına dair ahkâm kesenlerin kaç tanesi sabah saatlerinde mesela sabah saat 06 da veya 07 de veya 08 de veya 09 da şu kadim şehir Erzurum’un Caddelerinde dolaşmaya çıktı!

Çıktı ise nelerine dikkat etti. 

Hangi sabahçı kahvesinde muhabbet kokan, bir ince belli bardaktan demli bir yudum çay içti. Tarih kokan, geçmişin hüzün dolu hikâyesini haykırarak seslendiren kaç tane yıkılmış duvarın yanından geçti de, böylesine kasılarak, elleri cebinde hafif geriye kaykılarak, göstermiş olduğu aptalca yürüyüşüne, kibrini katarak bu şehir hakkında yorum yapma hakkını kendisinde buldu.

Biz bunlara “kazma ile çalışıp kazma sallayana ‘hıh’ diyenler” diye isim taktık bir kere. Eli kazmaya dahi değmeden, kazma ile çalışanların etrafında dört dönerek sanki de kendileri çalışıyormuşçasına, emek sarf ediyormuşçasına gayret gösterenlerimiz var ya? İşte onlardan bahsediyoruz.   

Dikkat edin etrafımızda o kadar çok var ki. 

Çoğusunun her hangi bir işleri, mekânları ve devamlı bulundukları bir muhitleri bile yoktur. Sabah değil, altını çiziyorum öğlene doğru çoğu zaman kahvaltılarını dahi yapmadan evlerinden çıkarak, “asalak”lıklarını icra edecekleri alanlarına doğru yol almaya başlarlar. Buldukları ilk gariban saf dadaşımın yanında, hem de ağzından bal damlatarak kahvaltılarını yapıp, bazen de öğlen yemeğine bir toplantıya denk getirip, gözlerine kestirdikleri yöne doğru tilki hesabı içerisinde yol almaya başlarlar.  

Sonrası mı?

Sonrası işte Erzurum’un durumu ortada… Aramızda bulunan bu kazma sallayanlara “hıh” diyenler sayesinde, yaptığımız hemen her çalışma “hıh” boşluğunda asılı kalmış. 

Çünkü bu şehirde, genel olarak bu tür insanlar ön plana çıkıp, seslerini ve fikirlerini dinlettikleri için ve kimseler de “bunlar necidir, kimdir” diye sorgulamadıkları için gerçek çalışanların azimleri bilinmediği, gerçek emek sarf edenlerin görülmediği ve gerçekten bu şehrin dertleriyle hemhal olanların kıymetinin olmadığından; bu kadim şehir, ne yazıktır ki geldiği aşamada Türkiye’miz sıralamasındaki yerini sabitlemiştir. 

Hemen her dalda yaşanan gerçek problemler çözüm noktasından çok uzak bir biçimde gayri ciddi olarak,  gündeme alınmış ve bilinçli olarak üretilmiş suni problemler ön plana çıkarılarak, gerçek problemler şehrin gündeminden uzaklaştırılmış, şahıs bazında menfaat kazanımı çalışmasına dönüşmüştür.

Bu tür adımlarda; bir şehrin en çok çalışanı ve teşvik edeni olması gereken, muhalif siyasi partiler ve muhalif fikir sahipleri ise başta basın ağırlığı olmak üzere, ne yazıktır ki ufuk çizgisinde kaybolmuş, kendi hayallerine takılıp kalmışlardır. 

Kimselerin sesi çıkmaz ve çıkanların cılız sesi ise menfaat duvarına çarparak kaybolmuş ve duyulmaz olmuştur.

Bir şehrin ekonomisini ayakta tutan, bel kemiği olan esnafımızın büyük bir çoğunluğunun iş yerini açtığı saati bilenlerimiz var mı bilmem ama bilinmesi açısından bazılarının, güneş tepeleri aştıktan sonra ekmek teknelerini açtıklarına dair gözlemlerimiz zaten var. Bazılarının patron ayağına öğlene doğru iş yerine geldiğini, hatta bazılarının öğlenden sonrasına kaldığını gördüğümüz de olmuştur.

Sonrası mı?

İş yok. 

Veya 

Eski ticaretlerimiz kalmadı, bereket yok falan-filan… Ne bekliyordunuz diye sormak istiyoruz ama kesin ona da bir bahane bulurlar diye sormaktan geri duruyoruz.

Memurumuz ha keza. 

Sabah mesaiye elinde poşetini alarak gelenlerin yaptığı ilk iş kesinlikle ve kesinlikle kahvaltı için çay ayarlamak. Poşette bulunan simit, pasta veya her neyse susuz gitmediği için öncelik çayındır. 

Çay olmadan asla olmaz…

Bu arada bilinmelidir ki memurlarımızdan bu konumda olan hiç kimsenin afyonu patlamadan yanına yaklaşılmaz. Soru soramazsın, sorsan da cevap alamazsın. O esnada bir de elinde telefonu var ise aman ha (!) “tehlikeli madde” çanları çalmaktadır ki, Allah muhafaza sıkıntılı anlar yaşanabilir. Zaten yüzüne baktığınızda korkunuzdan bırakın yanına yaklaşıp soru sormayı, birkaç saniye dahi dayanamayıp, suçlu durumuna düşersiniz.

Vatandaş beklesin. 

Önce çay, kahvaltı.

Çay olmadan asla… 

Bir şehrin en büyük yalanlarından birisidir bu durum... Çalışıp gibi görünüp çalışmayanlar ve attıkları her adımda, aldıkları her nefeste devleti ve hükümetleri kötüleyerek, memleket hakkında dedikodu ağırlıklı ve hakaret içerikli yorum da bulunanlardır.

Hem de hiçbir konu hakkında da bilinçli ve doğru fikirleri olmadan…   

O zaman neye benzemiş oluruz; öğretmen bir üst sınıfa geçirmedi diye öğretmene sitem edip, eğitim sistemine hakaret edip, hakkımızı yediler diye feryat eyleyen yazımızın başındaki öğrenciye benzemiş oluruz! 

Devletten maaş alan ama ardından da bilinçli ve kasıtlı olarak hakaret edenlerin sayısını bilseniz küçük dilinizi yutarsınız. 


Bir şehrin yalanları 6

.

Vedat Kan

25.07.2024 06:26:00

Köprüköy İlçemizde her şey yolunda

Tarım: insanlık tarihinin en eski medeniyet taşlarından biridir

Erzurum'da Şap hastalığı tespit edildi…

Vali Çiftçi'den 91 Yaşındaki Naciye Nineye Ziyaret

TYB Erzurum Şubesinden inciler…

Horasan’da Şap hastalığı tespit edildi…

İLERİ MİKROSKOP TEKNİKLERİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

Mazbata alındı: Erzurum AK Parti teşkilatında Küçükoğlu’nun ikinci dönemi resmen başladı

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ÖZEL VAKIF OKULLARI "YERLİ ÜRET, YERLİ TÜKET" TEMALI ETKİNLİK DÜZENLEDİ

REKTÖR HACIMÜFTÜOĞLU, SAVUNMA SANAYİİ BULUŞMALARINA KATILDI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 15 13 0 2 24 41
2.Fenerbahçe 16 11 2 3 25 36
3.Samsunspor 15 9 4 2 12 29
4.Eyüpspor 17 7 4 6 7 27
5.Göztepe 15 7 4 4 7 25
6.Beşiktaş 15 7 4 4 7 25
7.İstanbul Başakşehir 15 6 5 4 4 22
8.Antalyaspor 15 6 6 3 -6 21
9.Konyaspor 16 5 6 5 -5 20
10.Rizespor 15 6 7 2 -6 20
11.Kasımpaşa 15 4 4 7 -1 19
12.Gazişehir Gaziantep 15 5 7 3 -4 18
13.Sivasspor 16 5 8 3 -7 18
14.Alanyaspor 15 4 6 5 -3 17
15.Trabzonspor 15 3 5 7 1 16
16.Kayserispor 15 3 6 6 -12 15
17.Bodrum FK 15 4 9 2 -9 14
18.Hatayspor 15 1 8 6 -11 9
19.Adana Demirspor 15 1 12 2 -23 2

YAZARLAR