Biz tatildeyiz…

Tatillerimiz neredeyse dünyaya örnek oluşturmaya başladı. Çalışılması gereken hem de gece gündüz çalışılması gereken, hiç aralıksız ve durmadan çalışılması gereken bu zamanda; biz tatil yapmak için, para harcamak için bahane arıyoruz.

Leylek havada göründü “hurra” tatil.

Leylek ebemizin kucağına kondu “hurra” tatil.

Tüm dünyanın ev hapsinde bulunduğu bir salgın sürecinden geçtik ve bu sürecin sıkıntılı etkileri her geçen gün artarak devam ediyor. 

Ama biz, tatildeyiz.

Pandeminin etkilerinin geçeceği beklenilmediği gibi, 3. Dünya Savaşı da kapımızı çalmak üzere ama biz tatildeyiz. 

Yılın büyük bir bölümü tatillerimizle dolu. 

Pandemiden sonra asrın felaketini yaşadık, depremlerin ardı arkası kesilmedi ama deprem kuşağı üzerinde nefes aldığımız gerçeğini bir türlü kabullenemedik gitti. 

Seller sular içerisinde kaldık, ekonomimiz Anadolu tarihinin en berbat dönemlerinden birisine şahit olmak üzereyken dahi, yaptığımız iki seçim için hazine kesemizin ağzını siyasilerimize ardına kadar açtık ama biz hâlâ tatildeyiz.

Seçimler bitti, hayırlı olsun ziyaretlerimiz devam ederken; en kısa zamanda ve tatil sonrasında iade-i ziyaretlere dönerek tatil keyfini kaldığımız yerden devam ettirilmesi taraftarıyız aslında ama elalem ne der onun merakı sardı bizi…  

Zincir marketlerimizin raflarına 1 liraya fatura edilen ürünlerin, komisyoncularımız-fırsatçılarımız ve hatta bazı paraya sevdalı olanlarımız tarafından halka 50 liraya hatta 100 liraya fatura edilmesini halen daha izlemekteyiz ama biz ne yazıktır ki, tatildeyiz.

Bazı ev sahiplerimiz, emlak sektörüyle birlik olup; inanç noktasında var olan dini hükümleri ve yürürlükte olan kanunları rafa kaldırarak, pandemi döneminde yakıt parasına kiraya verdikleri evlerini, tapu fiyatına kiraya vermeye başladıkları gün zaten bizim tatilimiz yeni başlamıştı. Müdahale etmek için tatili yarıda kesmek olmazdı ve o günlerde vatandaşları bu para sevdalılarından korumak için kanun ve hükümet tarafından çıkarılan % 25 lik fren manevrası dahi işe yaramayınca, tatilimizi zehir zıkkım eden bu uygulamayı da birkaç gün içerisinde kaldırma kararını dört gözle bekleyenlerimizin olduğu duyumunu aldık. 

Yazıklar olsun bir tatil yaptırmadınız, dua edin ki biz daha tatildeyiz.

Komşularımıza; bilhassa gruplar halinde sınırlarımızı İpekyolu gibi kullanan kervancılara kucak açtığımız yanı sıra, içimizde bizimle beraber yaşayan ve çoğu zaman bizden daha çok bu topraklarda sahiplenmiş gibi hareket edenlere, doğurganlıklarına ara vermeden, hatta ve hatta hiç ara vermeden, büyük bir lüks ve keyif içerisinde, huzur ile kendi topraklarında olmadığı kadar bir emniyet içerisinde devam eden, nüfuslarını aralıksız artırıp birkaç yıl sonra kendi milletvekillerini ve hatta siyasi partilerini kuracak olanlarımıza ise hiç sesimizi çıkaramadık.

Neden, niçin?

Çünkü biz, tatildeyiz. 

Çaktırmadan kendi vatandaşlarından seçtikleri belediye başkanı adaylarını hazırladıklarını ve bir sonraki seçimlerde meydanlara inecekleri duyumunu, tatilden dönünce ele alırız inşallah… 

Mahalle kuran, sokaklarından geçilmeyen, oturdukları meskenlerde kendi devletlerini kurma hayaliyle bize düşman gözüyle bakanları ise hiç ağzımıza dahi alamıyoruz.

Olsun varsın, biz tatildeyiz…

Tatil bitince; ilk iş ivedi olarak emekli yılı ilan edilen, 2024 yılı boyunca “emeklilerimize nasıl ve ne şekilde el atarız” onun hesabının yapılacağına inancımız tamdır. Seçim vaadi olarak verilen ve hükümet gibi birçok belediyenin de satır başlarında olan emekli sorunlarının, en kısa zamanda ele alınacağını tahmin etmekle beraber, ummaktayız. 

Ama öncelikle şu tatilin bitmesi gerekmektedir.

Ekonomik sıkıntılar elbette ki halledilir; para dediğiniz nedir ki el kiri, yıkanınca çıkar. Öncelik insanın canının ve bilhassa ruhunun sağlığıdır. Bırakında ağız tadıyla bir tatil yapalım, tatil sonrasında bakarız inşallah.

Tamam kardeşim uzatmayınız, da; 

Biz tatildeyiz…