Türkiye’de siyaset sahnesi garipliklere hiç yabancı olmadı. Ancak son zamanlarda yaşananlar, milli hassasiyetleri olan herkesin dikkatini çekecek cinstendir. Bir dönem Fetullahçı Terör Örgütü’ne methiyeler dizen, “Hocaefendi” edebiyatı yapan ve devletin her kademesine bu ihanet şebekesini taşımaya çalışan bazı yüzler, bugün sahneye başka bir maskeyle çıkıyor.
Fetö’nün aleni destekçiliğini yapmış olan ve yıllarca ekranlardan, gazetelerden bu yapının propagandasını üstlenmiş Rasim Ozan Kütahyalı gibi isimlerin, bölücü terör örgütünün elebaşı hakkında "Hakkari milletvekili olur" gibi ifadeler kullanması, tek başına bireysel bir gaf olarak değerlendirilemez. Benzer söylemlerin son günlerde sosyal medya fenomenleri ve eski Fetö sempatizanları tarafından da dillendirilmesi, akıllara organize bir psikolojik operasyon ihtimalini getiriyor.
Burada dikkat edilmesi gereken temel nokta, Fetö'nün uzun vadeli planlarıdır. 15 Temmuz'dan sonra örgüt, sadece devlet içindeki varlığını değil, toplumsal etki gücünü de kaybetti. Ancak bu, tamamen yok olduğu anlamına gelmez. Yeni bir yüzle, yeni bir retorikle, toplumsal ayrışmayı körükleyerek yeniden sahaya çıkma peşindeler. "Demokrasi" ve "insan hakları" söylemleri üzerinden 15 Temmuz’un rövanşını almak için şimdi terör seviciliği yapıyorlar.
Ahmet Yılmaz’ın, Rasim Ozan Kütahyalı’nın sözlerine sert bir şekilde karşılık vermesi, tam da bu noktada önemlidir. Ahmet Yılmaz’ın “Onları oraya gömerim” çıkışı Türkiye’nin milli hassasiyetleriyle oynayanlara, teröristlerin meşruiyet kazanmasına zemin hazırlayanlara verilecek en net cevap budur. Devletin içine sızmış, milletin inancını sömürmüş Fetö artıkları, bugün bölücü başına methiyeler düzüyor. O halde şu soruyu sormak gerekiyor: Dün Pensilvanya'ya bağlı olanlar, bugün İmralı'yı mı rehber edinmiştir?
Bu ülkede 15 Temmuz’da sokaklara dökülen milyonlar, sadece Fetö’ye değil, aynı zamanda tüm ihanet odaklarına karşı da bir duruş sergilemiştir. Şimdi, o ihanet şebekesinin farklı kılıklara girerek yeniden boy göstermesine göz yumulamaz. Kamuoyunun ve devletin, sosyal medya manipülasyonlarıyla yürütülen bu bölücü operasyonu iyi okuması, gereğini yapması şarttır. Dün Pensilvanya’ya diz çökenlerin, bugün İmralı'ya selam durmasına sessiz kalınamaz!