Bu topraklarda Hasan Tahsin bitmez demiştik.
Bu vatanda şehitler ölmez, bayrak inmez, ezan susmaz diyenler tükenmez demiştik.
Ve bir kez daha gördük ki; bu milletin şerefi için gövdesini ortaya koyacak vicdanlı bir adam hep vardır!
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu…
Adını unutmayın.
Çünkü o sadece bir vali değil; o, milletin namusunu devlet eliyle korumaya çalışan son kale gibidir.
19 Mayıs 2025 günü…
Bir şehirde, bir dağ kentinde, Tunceli’de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin valisi, devlete ihanetin onuruna ‘anma’ düzenlenmesine izin vermek istemedi.
Konu neydi?
PKK’nın sözde kurucularından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun için hazırlanan anma programı!
Evet, yanlış duymadınız… Bu milletin binlerce evladını şehit eden bir terör örgütünün sözde liderlerine “anma” tertipleniyor.
Bülent Vali, bu ihanete geçit vermedi.
Yalnızca bürokrat refleksiyle değil, vatan evladı yüreğiyle direnmek istedi.
Ama Ankara’dan bir telefon geldi.
O meşhur "yukarıdan gelen" o telefon.
Ve bir bürokratın değil, bu milletin haysiyetinin direnişi kırılmak istendi.
Ne yaptı vali?
Sustu mu? Eğildi mi? Sandalyeye yapıştı mı?
Hayır!
Tam da 19 Mayıs’ta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Bağımsızlık benim karakterimdir!" diyerek Samsun’a çıktığı o şanlı günde, şerefli bir Türk valisi, İçişleri Bakanlığı’na dilekçesini verdi:
“Merkeze alınmak istiyorum.”
Bu bir istifa değil sadece, bu bir tavırdır!
Bu bir sessiz çığlık, bu bir tokat gibidir.
Bu bir haykırıştır:
“Ben terörün gölgesinde vali olamam!”
Seni alnından öpüyorum Sayın Vali.
Binlerce şehidin ruhu şad oldu.
Sen bir şey demedin belki, ama senin suskunluğun haykırıştan daha gür çıktı.
Bu millet senin o tertemiz alnına, onurlu duruşuna minnettardır.
Seni doğuran anaya kurban, seni yetiştiren babaya selam olsun!
Sen görevini değil, vicdanını taşıdın sırtında.
Devleti temsil ederken devleti kirletmedin.
Görevini kaybettin belki ama milletin kalbine kazındın.
Ey iktidar sahipleri!
Bir anmanın iznini verirken, bir şehit babasının yüreğine ne kadar kor düştüğünü düşündünüz mü?
Bir vali direnirken, siz neden sustunuz?
Bilsin herkes:
Bu topraklarda hainler için anma düzenlenirken, bir yiğit çıkar ve “Yeter!” der.
Ve bu millet, o yiğidi unutmaz!
Şimdi soruyorum:
Bu mu "normalleşme"?
Bu mu "demokrasi"?
Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bir vatanda, teröristin yasını tutmak mı “hukuk devleti” olmak?
Bu milletin sabrını daha fazla zorlamayın.
Bu milletin sinir uçlarıyla oynamayın.
Bir vali sessizce gitti ama biz sessiz kalmayacağız.
Çünkü biz unutmadık:
Bu vatanın sahibi var!